21. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/3662 Karar No: 2014/6319 Karar Tarihi: 31.03.2014
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/3662 Esas 2014/6319 Karar Sayılı İlamı
21. Hukuk Dairesi 2014/3662 E. , 2014/6319 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kocaeli 4. İş Mahkemesi TARİHİ : 21/11/2013 NUMARASI : 2009/878-2013/473
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava 21.01.2009 tarihindeki iş kazasında yaralanan sigortalının manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece. Davacı sigortalının maluliyetinin doğmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından 21.01.2009 tarihindeki zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası olduğu, anılan kaza nedeniyle sigortalının sağ elinden yaralandığı, bu yaralanması nedeniyle kazalıda herhangi bir iş gücü kaybının doğmadığı, iş kazasının oluşumunda %30 oranında davacının, %70 oranında ise davalı şirketin kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Türk Borçlar Kanununun 56. maddesinde “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Bu madde kapsamından da anlaşılacağı üzere manevi tazminata karar verilebilmesinin koşulu kişinin bedensel bütünlüğünün bozulması olup bedensel bütünlüğün bozulması kavramı ise her zaman zarar görenin maluliyetinin oluşması(sürekli iş gücü kaybının oluşması) kavramı ile aynı manayı ifade etmez. Kişinin vücut bütünlüğüne tesir eden her zararlandırıcı hadise onun bedensel bütünlüğün bozulmasına neden olmakla birlikte maluliyetine(sürekli iş gücü kaybının oluşmasına) neden olmayabilir. İş kazası sonrasında Kurum tarafından oransal olarak belirtilen tespiti yapılan husus iş kazasında yaralanan sigortalının sürekli iş gücü kaybının doğup doğmadığı noktasında olup Kurumun sigortalı maluliyetini %0 olarak belirlemesi durumunda Kurumca ortaya konulan husus yalnızca bahse konu yaralanmanın kazalı sigortalıda sürekli iş gücü kaybına neden olmadığı hususudur. Bu açıklamalar sonrasında maluliyet oranı % 0 olsa dahi, davacının iş kazası neticesinde yaralandığı ve vücut bütünlüğünün zarara uğramış olduğu anlaşılmakla B.K"nun 56.maddesinde belirtilen bedensel bütünlüğünün zedelenmesi koşulunun somut olayda gerçekleştiği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, sigortalının maluliyetin olmadığından bahisle Mahkemece manevi tazminata hükmedilmemesi yersizdir. Yapılacak iş, davacının yaralanmasının niteliğine, olay tarihine, tarafların kusur derecelerine ve sosyal ekonomik durumlarına göre davacı yararına uygun miktarda manevi tazminata karar vermekten ibarettir. Mahkemece yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 31.03.2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.