4. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/4567 Karar No: 2019/1178 Karar Tarihi: 05.03.2019
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2018/4567 Esas 2019/1178 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı tarafın kasten yaralama eylemi nedeniyle manevi tazminat istemiyle açılan davada, mahkeme tarafından kısmen kabul edilen kararın temyizi sonucu, Yargıtay tarafından bozulması ve daha sonra yapılan yargılama sonucu verilen kararın temyiz edilmesi üzerine incelenmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme tarafından yapılan hatalı tazminat hesaplaması nedeniyle, verilen kararın bozulması gerektiği ifade edilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu (TMK) madde 49, 53/2.
4. Hukuk Dairesi 2018/4567 E. , 2019/1178 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 10/12/2014 gününde verilen dilekçe ile kasten yaralama eylemi nedeni ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16/05/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi olanağı bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışından kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.. 2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava; kasten yaralama eylemi nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili; müvekkilinin alış veriş yaptığı sırada davalı tarafından tekme atmak sureti ile yaralandığını ve kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek manevi zararın tazmini isteminde bulunmuştur. Davalı vekili; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemenin 12/01/2016 tarihli ilk kararında; davalının davacıya yönelik hakaret ve yaralama eylemleri sabit olduğundan ve bu eylemler neticesinde davacının kişilik hakları saldırıya uğradığından bahisle davanın kısmen kabulü ile 6.000 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Dairemizin 05/04/2016 tarihli ilamında; ""davacının manevi tazminat istemini sadece kasten yaralama eylemine dayandırdığı, hakaret eylemi nedeni ile tazminat isteminde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece, taleple bağlılık ilkesi aşılarak dava konusu edilmeyen hakaret eylemini de kapsar şekilde manevi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir."" şeklinde hususlar belirtilmiştir. Mahkemece bozma ilamı sonrasında, 05/07/2018 tarihinde verilen kararda; davacının davalının yaralama eylemi neticesinde kişilik haklarının zarar gördüğü gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile yine 6.000 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; Mahkemece bozma ilamına uyularak, davacının davalıdan sadece yaralama eylemi nedeni ile tazminat istemiş olduğu dikkate alınarak, yaralama eylemi nedeni ile kişilik haklarına zarar verildiği gerekçesi ile hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Ancak; bozma öncesi verilen ilk kararda hükmedilen 6.000 TL tazminat miktarı, bozma sonrası verilen kararda da aynen kabul edilmiştir. Oysa ki, mahkemenin sadece yaralama eyleminin karşılığı olan miktarda tazminata hükmetmesi gereklidir. Mahkemenin bozma ilamına uyarak hakaret eyleminden tazminat verilmediğini belirtmesine rağmen, ilk kararındaki aynı tazminat miktarına hükmetmesi doğru değildir. Verilen kararın bu nedenle bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ; Temyiz olunan kararın yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 05/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.