17. Hukuk Dairesi 2014/10663 E. , 2016/10470 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin eşi ve babası olan ..."ın 09/05/2010 tarihinde ..."nun sevk ve idaresindeki...plakalı aracın sebep olduğu trafik kazası sonucu hayatını kaybettiğini, aracın diğer davalı ...Ş"ye ... poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigorta şirketi tarafından 05/11/2010 tarihinde yapılan 40.610,00 TL lik ödemenin ihtirazi kayıtla tahsil edildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davacı çocuklar ...için 1.000"er TL maddi ve 20.000"er TL manevi tazminat, davacı eş ... için 5.000 TL maddi tazminat ve 20.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 09/05/2010 tarihinden itibaren davalı ...Ş bakımından sadece maddi tazminatları sigorta poliçesindeki teminat limiti ile sınırlı olarak ve temerrüt tarihi olan 26/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...Ş vekili, davacıların murisi ..."ın vefatı dolayısıyla varislerinin hak kazandığı destekten yoksunluk tazminatının görevli aktüer tarafından 81.220,30 TL olarak belirlendiğini, hatır taşımacılığı ve alkollü olduğunu bildiği bir şahsın kullandığı araca binmekten kaynaklanan ağır kusura ilişkin toplam %50 oranındaki indirim tutarı olan 40.610,00 TL sini düşerek bakiye 40.610,00 TL sini 05/11/2010 tarihli ek ibraname ile davacıların hesabına ödediğini, yapılan bu ödeme ile müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacı eş ... için 61.160,93 TL maddi, 15.000,00 TL manevi, davacı çocuk ...için 9.580,39 TL maddi, 15.000,00 TL manevi, davacı çocuk ... için 10.476,16 TL maddi, 15.000,00 TL manevi, davacı çocuk ... için 9.422,33 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 90.639,81 TL maddi ve 60.000,00 TL manevi tazminatın, (davalı ..."nun 09.05.2010 kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle, davalı ..."nin ise sadece maddi tazminattan sigorta poliçesindeki teminat limiti ile sınırlı olarak ve 26.07.2010 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olacak şekilde) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmiş; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1086 Sayılı HUMK"nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK"nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerektiği gibi, HUMK"nun 388/3. maddesi gereğince (HMK 297/c) hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekir.
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği T.C. Anayasasının 141/3. maddesinde de açıkça belirtilmiştir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini bilmeleri gerekir.
Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut olayda kararın gerekçe kısmında "hatır taşımasının söz konusu olduğu kazada, murisin davalının aracına binerken onun alkollü olduğunu bildiği sabit olmakla taktiren bilirkişi raporunda belirtilen rakamlardan taktiren %25 oranında hakkaniyet indirimi yapılmıştır." denilmiş olmasına rağmen hüküm fıkrasında ise %25 oranından daha fazla indirim yapılmak suretiyle tazminat miktarları belirlenmiş ve bu şekilde gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılmıştır. Bu hususlar yukarıda açıklanan ilkelere aykırılık oluşturduğundan, hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 15.11.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.