2. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/3537 Karar No: 2014/10305
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/3537 Esas 2014/10305 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2014/3537 E. , 2014/10305 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Konya 3. Aile Mahkemesi TARİHİ :10.12.2013 NUMARASI :Esas no:2012/96 Karar no:2013/964
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davanın açılmasından sonra, dava konusu aile konutu üzerinde hak sahibi olan koca 08.05.2012 tarihinde öldüğüne göre evlilik ölümle sona ermiş olup, Türk Medeni Kanununun 194. maddesi kapsamında aile konutuna tanınan korumanın bu sebeple sona ermiş bulunmasına, ipoteğin kaldırılmasına ilişkin talebin reddinin bu itibarla sonucu bakımından doğru olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere vekalet ücreti yönünden oyçokluğuyla diğer yönlerden oybirliğiyle karar verildi.05.05.2014(Pzt.)
KARŞI OY YAZISI
Dava, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz üzerine Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesi hükmüne aykırı olarak, diğer eşin açık rızası alınmadan tesis edilen ipoteğin kaldırılması ve taşınmazın tapu kütüğüne konutla ilgili şerh konulması isteğine ilişkin olup; rızası gereken eş tarafından, lehine ipotek tesis edilen bankaya ve konut üzerinde hak sahibi olan koca"ya karşı açılmış; ipoteğin kaldırılmasına ilişkin talep, davalıların her ikisi için müşterek bir sebepten dolayı reddedilmiştir. Davanın, davalılar için müşterek sebepten dolayı reddi halinde, davanın değeri üzerinden tek bir vekalet ücreti takdiri doğrudur. (27.6.1956 tarihli ve 2/14 sayılı İçt. Bir. Kararı.) Ne var ki; davalılardan banka davada kendisini vekille temsil ettirmiş, diğer davalının ise vekili bulunmamaktadır. O da davada kendisini vekille temsil ettirmiş olsaydı, tayin edilen tek vekalet ücreti davalılar arasında paylaştırılacak olduğuna göre, davacının takdir edilen tek vekalet ücretinin yarısından davalı bankaya karşı sorumlu tutulması gerekirken, “vekalet ücretinin tamamının davacıdan tahsili ile davalı bankaya verilmesine” karar verilmesi doğru olmamıştır. Hükmün bu sebeple bozulması veya bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönünün düzeltilerek onanması uygun olur. Bu sebeple sayın çoğunluğun kararına bu yönüyle katılamıyorum.