Esas No: 2022/3138
Karar No: 2022/7183
Karar Tarihi: 14.04.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/3138 Esas 2022/7183 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2022/3138 E. , 2022/7183 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 04.12.2019 tarih 2019/İHK-15881 sayılı kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalı ... şirketinin trafik sigortacısı olduğu araç sürücüsünün kusuru nedeniyle gerçekleşen tek taraflı trafik kazasında yolcu olan davacının yaralandığını, iş gücü kaybına uğradığını, öncesinde dava yoluyla davalıdan tazminat ödemesi aldıklarını ancak maluliyetin arttığını belirterek bedel artırım dilekçesiyle birlikte 5.267,27 TL geçici iş göremezlik, 130.382,73 TL sürekli iş göremezlik, 1.107,75 TL bakıcı giderinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; önceki dava dosyasında %18 üzerinden maluliyetle anlaşma sağlanarak feragatname imzalandığı ve davanın konusuz kaldığı yönünde mahkemenin kesin hüküm kurduğu, davacının maluliyet artışından talebi olduğu,ancak ilk rapordaki sekellerin ve bu sekellere esas muayene raporlarının dikkate alınarak raporun düzenlendiği 17.08.2016 tarihinden sonra başvuru sahibinde ne gibi olguların geliştiğini gösteren yeni raporun dosyaya sunulmaması nedeniyle başvurunun reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından itiraz yoluna başvurulması üzerine Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince, davacı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gerekmektedir. Sözkonusu belirlemenin ise, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi ya da üniversitelerin adli tıp bölüm başkanlıklarının, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine, 01.09.2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine, 01.06.2015 tarihinden sonra Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine, 20.02.2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Başvuru sahibi vekili, davacının meydana gelen kazada yaralandığını ve malul kaldığını, cismani zararın tazmini amacı ile %18 maluliyet oranı üzerinden davalı alehine İstanbul 7 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/6 E – 2017/758 K. sayılı tazminat davası açtığını, bu oran üzerinden yapılan anlaşma neticesinde davanın konusuz kaldığını, bu kez davacıda maluliyet oranının artış gösterdiğini belirterek maluliyete ilişkin alınan yeni raporda ise davacının maluliyet oranının % 34 olarak tespit edildiğini açıklayıp maluliyet oranındaki bu artış sebebi ile aradaki farka ilişkin maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Gelişen durum; olay sonucu meydana geldiği halde, başlangıçta bilinen yaralanmalar dışında, sonradan ortaya çıkan veya gelişen, olaya bağlı vücut bütünlüğünü bozan sonuçlar olarak tanımlanabilir.
Trafik kazası sonucu yaralanmalar nedeni ile ortaya çıkan zarar, kendi özel yapısı içerisinde, sonradan değişme eğilimi gösteriyor, zararı doğuran eylem veya işlemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değişiklik ortaya çıkıyor ise, artık "gelişen durum" ve dolayısıyla, gelişen bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değişiklikler söz konusu olacaktır. Böyle hallerde, zararın kapsamını belirleyecek husus, gelişmekte olan bu durumdur ve bu gelişme sona ermedikçe zarar henüz tamamen gerçekleşmiş olamayacaktır.
Gelişen durumun varlığı halinde gelişen durum yönünden yeniden dava açılabilmesi mümkündür. Gelişen durumun olup olmadığı ise her olaya özgü olarak kanıtlara göre değerlendirilir.
Davacıdaki yaralanmanın hangi tarihte tedaviyle tamamen sona erdiği, bu yaralanmadan dolayı gelişen bir durum olup olmadığı, varsa hangi tarihte gelişen durumun sona erdiği; diğer bir anlatımla, daimi iş gücü kaybının kesin olarak belirlenebilmesi için tedavilerinin ne zaman sona ereceği ve kesin maluliyet oranının hangi tarihte belirlenebileceği gerçek zararın tespiti açısından önemlidir.
Dosya kapsamından, ilk maluliyet raporu olan 17.08.2016 tarihli Hatay Antakya Devlet Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu Raporunun hangi yönetmelik hükümlerine göre düzenlenlendiği belirli olmamakla birlikte davacının ortopedik sekeli nedeniyle %18 oranında maluliyeti bulunduğu tespit edilmiştir. Eldeki dosyaya sunulan 18.01.2019 tarihli 9 Eylül Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı raporu ise Maluliyet tespiti işlemleri ve Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre , davacının muayenesi yapılarak ortopedik sekel nedeniyle %25, psikiyatri sekeli nedeniyle %16 oranında maluliyetle toplamda %34 oranında maluliyeti bulunduğu 180 gün geçici iş göremezlik süresi ile 30 gün bakıcıya ihtiyacı bulunduğu tespit edilmiştir.
İki raporun incelemesinde; maluliyet oranları bakımından fahiş fark bulunmakla birlikte, bu farklılığın maluliyet oranında zaman içinde ortaya çıkan gelişen durum olup olmadığı konusunda yapılmış bir araştırma olmamakla birlikte, eldeki dosyaya sunulan raporda kaza ile illiyeti tespit edilen “komplike yas ve kronik depresyon” tanısının maluliyet oranını bir hayli yükselttiği de görülmektedir.
Açıklanan vakıalar karşısında İtiraz Hakem Heyeti'nce; tüm tedavi evraklarının dosyaya teminin sağlanarak ve maluliyet oranları bakımından fahiş fark bulunduğu dikkate alınarak, iki rapor arasındaki bu çelişkinin giderilmesi ile oran farklılığının maluliyette artış olarak kabul edilip edilemeyeceği (iki raporda maluliyet belirlemesine esas teşkil eden fiziksel ve fonksiyonel arazlarda zaman içinde gelişim olup olmadığı, “komplike yas ve kronik depresyon” rahatsızlığının süreklilik arz edip etmediği ve sürekli değilse ne kadar süre devam edeceği ) hususlarında, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi’nden ya da Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlıklarından olay tarihinde yürürlükte olan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği atfıyla Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik hükümlerine uygun gerekçeli, denetime elverişli ve kaza ile illiyet bağının kurulduğu rapor alınması ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Ayrıca İtiraz Hakem Heyetince davacının dava yoluyla talep etmediği bakıcı gideri ve geçici iş göremezlik tazminatı talebinde bulunabileceği dikkate alınarak bu yönlü talepleri hakkında gerekli inceleme ve değerlendirme yapılmadan karar verilmesi eksik inceleme olup hükmün bu yönden de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA; dosyanın hakem kararının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 14/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.