Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/262
Karar No: 2012/6052
Karar Tarihi: 21.06.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/262 Esas 2012/6052 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, taşınmazın imar-ihya edilerek tarım arazisi haline getirildiğini ve 20 yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğine sahip olduğunu iddia ederek tapuya kayıt ve tescilini istemiştir. Davalı Hazine vekili ise taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğunu belirterek davanın reddedilmesini savunmuştur. Mahkeme, davacının lehine karar vermiştir. Ancak, yapılan inceleme yeterli bulunmayarak kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 maddesi, Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 243, 244, 259, 261 ve 290/2 maddeleri.
8. Hukuk Dairesi         2012/262 E.  ,  2012/6052 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tescil

    ... ile Hazine ve Tuzla Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Oltu Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 20.09.2011 gün ve 69/273 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... dava dilekçesinde; mevki ve sınırlarını bildirdiği, Oltu Çayının zaman zaman taşması sonucu tespit harici bırakılan bir parça taşınmazı imar-ihya ederek tarım arazisi haline getirdiğini ve 20 yıldan beri malik sıfatıyla zilyetliğinde bulundurduğunu açıklayarak adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, 05.04.2011 tarihli yargılama oturumunda dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalı köy temsilcisi, 09.07.2009 tarihli keşifte; taşınmazın davacıya ait olup dava konusu taşınmazın hemen bitişiğindeki tapulu arazi ile birlikte 50 yılı aşkın zamandır davacının zilyetliğinde bulunduğunu bildirmiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile 09.05.2011 tarihli teknik bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 508,20 m2 yüzölçüme sahip taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Oltu Kadastro Müdürlüğünün 25.03.2011 tarih ve 499 sayılı karşılık yazılarında dava konusu taşınmazın 1958 yılında kesinleşen kadastro çalışmalarında “dere yatağı” vasfı ile tescil harici bırakıldığı bildirilmiştir. Kural olarak, dere yatakları Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdendir. Aktif dere yatakları ile derenin etki alanında kalan yerlerin kazanılması mümkün bulunmamaktadır. Ancak, aktif dere yatağında ve etki alanında kalmayan bir yer koşulları mevcut olduğu takdirde, niteliğine göre zilyetlik ve imar-ihya yoluyla kazanılabilir. Keşif mahallinde dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar, davacının çit vurup, ağaç dikip ve toprak taşıyarak taşınmazı ihya ettiğini bildirmiş olmasına rağmen, taşınmazın imar-ihya çalışmasının hangi tarihte başlayıp hangi tarihte bittiğini açıklamamışlardır. Aynı keşifte dinlenen jeoloji mühendisi bilirkişinin 09.05.2011 tarihli raporunda taşınmaz ile Oltu Çayı arasında taşınmazı ve komşu taşınmazları Oltu Çayı"nın etkisinden koruyan ve üzeri yol olarak kullanılan bir set bulunduğunu bildirmiş, öte yandan uyuşmazlığın çözümü için hava fotoğraflarından yararlanılmamıştır. Bir arazinin kullanım süresi ve niteliğini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının kadastro tespitinden sonraki, dava tarihinden önceki yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için dava tarihinden geriye doğru 20 – 25 yıl öncesine ait (1980-1989 yılları arası) en az iki farklı tarihe ait stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla üç boyutlu olarak incelenmesi gerekir. Ayrıca, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde, arazinin üç boyutlu görüleceği, taşınmazın sınırlarının belirlenebileceği ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabileceği görülecektir. Ne var ki, yukarıda açıklandığı üzere mahkemece hava fotoğraflarından yararlanma yoluna gidilmemiştir.
    Bu halde mahkemece yapılacak iş; yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıklar HMK. nun 243 ve 244. maddeleri gereğince keşif yerine davetiyeyle çağrılmalı, aynı kanunun 259 ve 290/2. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıklar keşif yerinde dinlenmeli, dava konusu taşınmazın kim tarafından hangi tarihte imar ve ihyasına başlandığı, imar ve ihyanın ne şekilde sürdürüldüğü, hangi tarihte tamamlandığı ve tarımsal amaçlı zilyetliğin hangi tarihte başladığı hususları ile kazanmayı sağlayan zilyetlik koşulları yerel bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde ...nun 261. maddesi gereğince giderilmesine çalışılmalıdır. Aynı keşifte ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle dava tarihinden geriye doğru 20 – 25 yıl öncesine ait ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının getirtilip stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliği ve ne zaman kullanılmaya başlandığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve bilirkişi sözleri ilmi esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmelidir.
    Öte yandan 05.05.2011 tarihli keşifte teknik bilgisine başvurulan jeoloji mühendisi bilirkişi taşınmazın doğusunda taşınmazı Oltu çayının etkisinden koruyan üzeri yol olarak kullanılan bir sedde bulunduğunu bildirmiş olup, bu halde dava konusu taşınmazın teknik bilirkişi tarafından düzenlenen krokisi gönderilmek suretiyle, DSİ Bölge Müdürlüğünden taşınmazın bulunduğu yerde kurumca yapılan bir sedde çalışması bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise yapım tarihinin sorulması ve 20 yıllık zilyetlik süresinin geçip geçmediği değerlendirilirken bu tarihlerin gözönünde bulundurulması gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş bulunması usul ve yasaya aykırıdır.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün 6100 sayılı ...nun Geçici 3. maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 440/III-2 bendi gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 21.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi