MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, 24.10.2000 tarihli dilekçesi ile; ... 1162 parsel sayılı taşınmazın tapulama sırasında adına tesbit edildiğini, 50-55 yıldır nizasız olarak kullandığı ve 1162 sayılı parselin devamı niteliğinde olan 2751 sayılı parselin Hazine adına tesbit edilip tapuya kaydedildiğini ileri sürerek, 2751 sayılı parselin tapu kaydının iptaliyle adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1966 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 1988 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Yörede 1978 yılında yapılan tapulama sırasında 1162 parsel sayılı taşınmaza Ekim 1950 tarih ve 21 sıra numaralı sınırları Halil Kahraman, Cebel, ...n 3676 m² yüzölçümündeki tapu uygulanmak suretiyle 18140 m² yüzölçümüyle davacı adına tespit edilmiş; Orman Yönetimi ve katılan Hazinenin itirazı üzerine, Kadastro Komisyonunca 1162 sayılı parselin (A) harfi ile işaretli 14803 m²’lik bölümünün kesinleşen orman tahdidi içinde olup 2/B niteliğiyle orman sınırları dışına çıkarıldığı ve dayanak tapunun miktar fazlası olduğu gerekçesiyle 1162 sayılı parselden ifrazı ile Hazine adına tesbitine karar verilmiş; tesbit kesinleşerek taşınmaz, 2751 parsel numarasıyla Hazine adına tescil edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın 1966 yılında yapılan orman kadastrosu sınırları içinde iken 1988 yılında 2/B niteliğiyle orman sınırları dışına çıkarıldığı anlaşıldığına ve bu nitelikteki taşınmazların 6831 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanun ile eklenen ek 10. maddesi uyarınca kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisabı mümkün olmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 24/02/2014 gününde oybirliği ile karar verildi.