17. Hukuk Dairesi 2014/12267 E. , 2016/10440 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın, davacı ..."in sürücüsü olduğu araca çarpmasıyla oluşan kazada, davacıların ağır şekilde yaralandığını, davalı sürücünün kazada asli kusurlu olduğunu belirterek davacı ... için 60.000,00 TL. ve davacı ... için 40.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davalı sürücüye atfedilen kusuru kabul etmediklerini, davacılara kaza nedeniyle 5.000,00 TL. ödeme yapıldığını ve bu hususun ceza dosyası ile sabit olduğunu, talep edilen tazminatların fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 10.000,00 TL. ve davacı ... için 7.500,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalılar vekilinin temyiz talebi yönünden; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen iki ayrı bilirkişi raporunda aynı şekilde belirlenen kusur oranlarının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacılar vekilinin temyiz talebi yönünden; davacılar, uğradıkları cismani zarar sonucu duydukları acı ve üzüntü nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece, hükümde belirtilen miktarlarda manevi tazminata hükmedilmiştir.
818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu malul kalma nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacı ..."in % 51 ve davacı ..."ın % 16,2 daimi işgöremezlik oranı ve tedavi süreçlerinin uzunluğu, kazada davacıların kusurunun olmayışı gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacılar için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan çok düşük miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA;aşağıda dökümü yazılı 896,42 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına 14/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.