17. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/12149 Karar No: 2016/10438 Karar Tarihi: 14.11.2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/12149 Esas 2016/10438 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2014/12149 E. , 2016/10438 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi -K A R A R-
Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın, davacının yolcu olarak bulunduğu araca çarpmasıyla oluşan kazada davacının ağır şekilde yaralanıp maluliyete uğradığını belirterek, belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL. sürekli maluliyet tazminatının dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 25.02.2014 tarihli artırım dilekçesiyle taleplerini 32.142,13 TL"ye yükselterek bu bedelin tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, sigortalılarının kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlı olarak zarardan sorumlu olduklarını; kaza tespit tutanağında sigortalılarına kusur atfedilmediğinden zarardan sorumlu olmadıklarını, hatır taşıması nedeniyle tazminatta indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 32.142,13 TL"nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, kazadan hemen sonra düzenlenen kaza yeri terk bildirim tutanağında ifade olunan oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak ceza dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporundaki kusur oranlarının hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazası sonucu uğranılan maluliyet zararının ... poliçesi gereği tazmini istemine ilişkindir. Davaya konu edilen tazminat talebi yönünden, dava ve talep artırım dilekçelerine konu edilen tazminat miktarı hüküm altına alınmıştır. Davanın kabulü suretiyle hüküm altına alınan 32.142,13 TL. tazminat miktarı üzerinden hesaplanan harçtan, davacının yatırdığı peşin harcın mahsubu suretiyle belirlenen 2.064,93 TL. bakiye karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamakla birlikte, bakiye harç için davacı lehine hüküm tesisi hatalıdır. Yargı harçları, Devlet tarafından yürütülen yargısal faaliyetlerin karşılığı olarak ilgilisinden tahsil edilen ve Hazine"ye gelir kaydedilen ödemeleri ifade eder. Bu durum karşısında, bakiye karar ilam harcının Hazine yerine davacı lehine hüküm altına alınması doğru değil, bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün, 6100 Sayılı HMK"nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle, HUMK"nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının harç ile ilgili olan 3. bendindeki "davacıya verilmesine" ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "Hazine"ye irat kaydına" ibaresinin eklenmesine ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 14/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.