Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4704
Karar No: 2012/6033
Karar Tarihi: 21.06.2012

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2012/4704 Esas 2012/6033 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2012/4704 E.  ,  2012/6033 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil

    Hazine ile ... ve ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Kumluca Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 14.12.2011 gün ve 571/689 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... vekili, dava dilekçesinde, kadastro çalışmaları sonucunda davalılar ... ve ... adına tespit ve tapuya tescil edilen 182 ada 5 parselin, üzerinde tarımsal faaliyet yapılmasına uygun olmayan, ham toprak özelliği gösteren yamaç, çalılık yerlerden olduğunu ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17.maddelerindeki şartların davalılar lehine oluşmadığını açıklayarak, davalılar üzerindeki tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar 02.05.2011 tarihli cevap dilekçesi ile davacının iddialarının yersiz olduğunu, taşınmazın Eylül 1946 tarih cilt 15 sayfa 50"de tapuya kayıtlı olduğunu bildirmiş ve davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.
    Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 19.09.2011 tarihli teknik bilirkişi raporunda B harfi ile gösterilen 276,25 m2"lik kısım yönünden davanın kabulüne ve A harfi ile gösterilen 1.093,24 m2"lik kısım yönünden davanın reddine karar verilmesi üzerine; hükmün redde ilişkin bölümü davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; ham toprak, çalılık niteliği ile devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu hukuki sebebine dayalı olarak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 18. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, taşınmazın teknik bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen kısmı yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu 182 ada 5 parsel senetsizden tarla niteliği ile 24.05.2006 tarihinde davalılar adına tespit edilmiş, kadastro tutanağının itiraz üzerine kadastro komisyonunun itirazın reddi kararı sonrasında 27.02.2007 tarihinde kesinleşmesi ile tapuya tescil edilmiştir. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve davalı tanıkları taşınmazın evvelinde Hasan Yeşil"e ait iken ölümünden sonra oğlu ..."e intikal ettiğini ve ..."inde ölümü ile davalılara intikal ettiğini, davalıların dayandığı tarih 15 cilt sayfa 50 nolu tapu kaydının dava konusu taşınmaza uyduğunu, dava konusu taşınmazın uzun yıllardan beri tarım arazisi vasfında olduğunu bildirmiş olmasına rağmen, teknik bilirkişi 19.09.2011 tarihli raporunda davalıların dayanmış olduğu tapu kaydının sınırları itibari ile taşınmazı kapsamadığını, dosya içinde bulunan ziraat mühendisi bilirkişi raporunda A harfi ile belirtilen yerin kadimden beri çalılardan ve ağaçlardan temizlenmesi ile tarıma uygun hale getirildiğini bildirmiş, aynı raporda bulunan resimlerden taşınmazın çevresinde orman ağaçları bulunduğu tespit edilmiş, davacı ... vekilinin taşınmaza ilişkin olduğunu iddia ettiği iki adet resimde taşınmaz üzerinde tarımsal faaliyet bulunduğu iddiasıyla çelişir bir durum saptanmış olup taşınmazın kadastro öncesi niteliği hususunda duraksama oluşmuştur.
    3402 sayılı Kadastro Kanununun 18. maddesinin birinci fıkrası “Yukarıdaki maddelerin hükümleri dışında kalan ve tescile tabi bulunan taşınmaz mallar ile tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler Hazine adına tespit olunur” hükmünü içermektedir. Bu hüküm uyarınca şahıslar adına tescil şartları gerçekleşmeyen ve zilyetlikle iktisaba elverişli bulunan taşınmazların Hazinenin özel mülkiyetinde olduğunun kabulü gerekli olup, TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak şahıslar tarafından açılan tescil davaları gibi Hazine tarafından şahıslar aleyhine Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davaları da kamusal yönü ağırlıklı olan davalar olduğundan hakim tarafından her aşamada re"sen araştırma ve inceleme yapma olanağı mevcuttur. Bu itibarla şahıslar lehine zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, başka bir deyişle dava konusu taşınmazın zilyetlikle edinilmeye elverişli olup olmadığının mahkemece usulüne uygun şekilde araştırılması, taşınmazın özel mülkiyete tabi olduğunun ve şahıslar lehine TMK.nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddelerindeki şartların varlığının tespiti halinde davanın reddine karar verilmesi aksi takdirde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 18. maddesi gereğince şahıslar üzerindeki tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescile karar verilmelidir. Hal böyle iken uyuşmazlığın çözümü için hava fotoğraflarından yararlanılmadığı gibi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı araştırılmamış, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulmuştur.
    Bir arazinin kullanım süresi ve niteliğini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının kadastro tespitinden önceki yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için kadastro tespit tarihinden geriye doğru 20 – 25 yıl öncesine ait (1977-1987 yılları arası) en az iki farklı tarihe ait stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla üç boyutlu olarak incelenmesi gerekir. Ayrıca, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelendiğinde, arazinin üç boyutlu görüleceği, taşınmazın sınırlarının belirlenebileceği ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabileceği görülecektir. Ne var ki, yukarıda açıklandığı üzere mahkemece hava fotoğraflarından yararlanma yoluna gidilmemiştir.
    Bu halde mahkemece yapılacak iş; öncelikle dava konusu taşınmaza komşu parsellere ait tapu kayıtları ile kadastro tutanakları ve varsa dayanak belgeleri tapu sicil müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulmalı, yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve bildirilen tanık varsa bu tanıklar HMK. nun 243 ve 244. maddeleri gereğince keşif yerine davetiyeyle çağrılmalı, aynı Kanunun 259 ve 290/2. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıklar keşif yerinde dinlenmeli, dava konusu taşınmazın kadastro öncesi niteliği, tarımsal amaçlı zilyetliğin hangi tarihte başladığı, hususları ile kazanmayı sağlayan zilyetlik koşulları, komşu parsellere ait kayıtlar da gözönünde bulundurularak yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmalı, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde HMK. nun 261. maddesi gereğince giderilmesine çalışılmalı, aynı keşifte ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle tespit tarihinden geriye doğru 20 – 25 yıl öncesine ait ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının getirtilip stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın niteliği ve tarımsal amaçlı olarak ne zaman kullanılmaya başlandığının belirlenmesine çalışılmalı, keşfe iştirak edecek orman mühendisi bilirkişi aracılığıyla taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı saptanmalı, HUMK.nun 366 ve ...nun 290/2.maddeleri uyarınca yakın plan ve panoramik fotoğraflar konunun uzmanı ve atanacak bilirkişi aracılığıyla çektirilip mahkemece onaylandıktan sonra dosya arasına konulmalı, tanık ve yerel bilirkişi sözleri ilmi esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenerek toplanacak deliller sonucunda karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün 6100 sayılı ...nun Geçici 3. maddesi yollaması ile halen yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK.nun 440/III-2 bendi gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 21.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi