1. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/2187 Karar No: 2013/5592
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/2187 Esas 2013/5592 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir tespit davası sonucunda, davacının tapuda malik görünen kişinin murisi olduğunun tespitini istediği ancak Tapu Müdürlüğü'nün sadece ilgili sıfatıyla yer aldığı belirtilmiştir. Çekişmesiz yargı işleri olarak değerlendirilen tapu kayıt malikinin tespitine yönelik davaların sulh hukuk mahkemelerinde görülmesi gerektiği ifade edilmiştir. Mahkeme, dava şartlarının mevcut olmadığını saptayarak davanın görev yönünden reddine hükmetmiştir. Ancak bu kararın, çekişmesiz yargı işleri için geçerli olan kanun maddeleri göz önünde bulundurularak sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtilerek bozulmasına karar verilmiştir. Kararda, HMK'nın geçici birinci maddesi gereği kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümlerinin yürürlüğe girmesinden önce açılmış davalarda uygulanmayacağı, ancak talebin HMK'nın yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılan tapu müdürlüğüne yöneltilerek sulh hukuk mahkemesine yapılması gerektiği belirtilmiştir. Kanunun 383. maddesi uyarınca, çekişmesiz yargı işleri sulh hukuk mahkemelerince görüleceği ifade edilmiştir. Ayrıca, görev dava şartlarından olduğu ve mahkemenin dava
Yanlar arasında görülen tespit davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Talep, tapu kayıtlarında adı geçen kişinin davacının murisi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382/1 maddesinde; “Çekişmesiz yargı, hukukun mahkemelerce, aşağıdaki üç ölçütten birine veya birkaçına göre bu yargıya giren işlere uygulanmasıdır” hükmüne yer verilmiş; bu ölçütler ise ilgililer arasında uyuşmazlık olmayan haller, ilgililerin ileri sürebileceği herhangi bir hakkın bulunmadığı haller ve hakimin re’sen harekete geçtiği haller olarak ifade edilmiştir. Kanunda çekişmesiz yargı işlerinin neler olduğu önce genel çerçevesi belirlenerek, daha sonra da mümkün olduğunca sayılarak belirtilmiştir. Ancak bu sayma sınırlı olmadığından yasa maddesinde sayılmayan fakat çekişmesiz yargı ölçütlerini taşıyan diğer işlerin de çekişmesiz yargı işi olarak kabulü gerekir. Yani, 382. maddede sayılmamakla beraber çekişmesiz yargının ölçütlerinden birini veya birkaçını taşıyan bir iş de çekişmesiz yargı işi olarak değerlendirilebilir. Çekişmesiz yargı işleri teknik olarak dava sayılmadığından, davacı ve davalı yoktur. Talep eden ve ilgili bulunur. Davacı, miras bırakanının tapuda malik görünen kişinin aynı kişiler olduğunun tespitini istemekte olup bu talebin niteliği gereği, aslında hasım gösterilen Tapu Müdürlüğü ile talep edenler arasında bir uyuşmazlık yoktur. Tapu Müdürlüğü sadece ilgili sıfatıyla yer almaktadır. Çekişmesiz yargı işlerinin özelliği gereği ilgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemez veya bu işlerde ilgili tarafın davayı kabulü sonuç doğurmaz. Taraflar arasında bu anlamda gerçek bir çekişmenin varlığı söz konusu değildir. Bütün bu değerlendirmelere göre; tapu kayıt malikinin tespitine yönelik davaların da 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382. maddesinde belirtilen çekişmesiz yargı işlerinden sayılmalıdır. HMK"nın geçici birinci maddesi gereğince " bu kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önce açılmış olan davalarda uygulanmaz." Ancak HMK"nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra yapılan taleplerin tapu müdürlüğüne ilgili sıfatıyla yöneltilerek sulh hukuk mahkemesine yapılması gerekir. Talep tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 383. maddesine göre de, çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemeleridir. Bu itibarla, çekişmesiz yargı işi olan tespit isteklerinin sulh hukuk mahkemelerince bakılması gerekir. Anılan Kanunun 114/1-c ve 115. maddeleri gereğince, görev dava şartlarından olup mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmalıdır. Bu tür taleplerin asliye hukuk mahkemesinde yazılı yargılama usulüne göre görülmesi mümkün olmadığından, dava şartının yokluğu nedeniyle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının temyiz itirazı bu gerekçeyle doğrudur. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle ( 6110 sayılı HMK"nun geçici 3/2 maddesi yollamasıyla ) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,16.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.