3. Ceza Dairesi 2018/9283 E. , 2019/4740 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) Katılan sanıklar hakkında mala zarar verme suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Hükmolunan adli para cezalarının tür ve miktarı, 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Kanun"un 26. maddesi ile 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun"a eklenen geçici 2. maddesi uyarınca kesin nitelikte bulunduğundan, katılan sanıklar müdafiilerinin temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2) Katılan sanıklar hakkında kasten yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a) Katılan ..."un, 05.01.2013 tarihli geçici raporunda, ""yüzünde yaygın ödem, sol infraorbitalde 0,5 cm kesi, deplase nazal fraktür hattı, beyin bt sinde sol mastoidde iç tabulayı geçen deplase fraktür hattı ""mevcut olup, hayati tehlike geçirdiği belirtildiği, 13.02.2013 tarihli raporunda ise, kemik kırıklarının hayati fonksiyonlarını ağır (5.) derece etkileyeceği, hayati tehlikeye yol açmadığı, duyu ve organ zayıflaması ve yitirilmesi açısından 12 ay sonra muayene edilmesi gerektiğinin belirtildiği, 08.04.2014 tarihli raporunda, yaralanmasının kişiyi yaşamını tehlikeye soktuğu, kemik kırıklarının ağır (4.) derece olduğu, duyu ve organ zayıflaması yitirilmesi açısından 18 ay sonra yorumda bulunabileceğinin belirtildiği, 18.07.2014 tarihli raporunda, yaralanmasının kişinin yaşamını tehlikeye sokmadığı, yüzünde sabit iz niteliğinde olduğu, duyu ve organ zayıflaması niteliğinde olmadığı belirtildiği ancak katılan ... hakkında düzenlenen dört ayrı raporunda Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinin aynı doktoru tarafından düzenlenmiş olması ve raporlar arasında çelişkiler bulunması nedeniyle hükme esas alınamayacağı, bu nedenle katılan ..."e ait tüm tedavi evrakları, geçici ve kesin raporların en yakın Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğüne gönderilerek 5237 sayılı TCK’nin 86. ve 87. maddelerindeki tüm unsurları kapsayacak şekilde raporun alınmasından sonra sanık ..."ın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
b) Katılan ... hakkında düzenlenen Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 18.02.2013 tarihli raporunda, ""basit tıbbi müdahale ile giderilebileceğinin"" bildirildiği, aynı hastanenin 20.11.2013 tarihli raporunda ise yaralanmanın ""basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olmadığının"" belirtilmiş olması karşısında, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için katılana ait tüm tedavi evrakları ve geçici ve kesin raporların en yakın Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğüne gönderilerek katılanın yaralanmasının niteliğine ilişkin duraksamaya yer vermeyecek şekilde raporunun aldırılmasından sonra sanık ..."in hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yetersiz ve çelişkili raporlara dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi,
c) Sanık ..."ın, katılan ..."i hayati tehlike geçirecek, yüzde sabit iz oluşturacak ve ağır (5.) derece kemik kırığına neden olacak şekilde yaraladığı olayda, birden fazla nitelikli halin birleşmesi halinde, 5237 sayılı TCK"nin 3. maddesindeki orantılılık ilkesi ve TCK"nin 61. maddesi dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi gerekirken, alt sınırdan uygulama yapılarak eksik ceza tayini,
ç) Sanık ..."in silahtan sayılan çekiç ile katılan ..."ı darp ettiğinin anlaşılması karşısında; kurulan hükmün gerekçesinde, sanığın yumrukla yaraladığının kabul edildiği, hüküm fıkrasında ise silah kullandığından bahisle tayin olunan cezada TCK"nin 86/3-e maddesinden arttırım yapılarak gerekçe ile hüküm arasında çelişkiye neden olunması,
d) Katılan ..."in kollukta, kırmızı ışıkta durduğu sırada peşinden gelen sanığın minibüsünün camına parke taşıyla vurduğunu, camın yüzüne patladığını ardından taşla kafasına vurduğunu beyan etmesi, katılanın kafasında meydana gelen ağır (5.) derecede kemik kırığının da taşla oluşabilecek nitelikte olması ve olay yeri incelemesinde aracın sürücü koltuğunda kan lekelerinin tespit edilmesi göz önüne alındığında, sanık ..."ın kasten yaralama suçunu silahtan sayılan taş ve cam parçaları ile işlemiş olduğu anlaşılmakla, tayin olunan cezada TCK"nin 86/3-e maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle eksik ceza tayini,
e) Karşılıklı kavga şeklinde gerçekleşen olayda, kavganın çıkış sebebine ilişkin taraflar arasında birbirinden farklı beyanlar bulunmasına ve ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı belirlenemediğinde, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas 367 Karar sayılı kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Dairemizin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında da kabul edildiği üzere, şüpheli kalan bu halin sanıklar lehine 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari oranda uygulanması gerektiği halde yerinde olmayan gerekçe ile uygulanmamasına karar verilerek sanıklara fazla ceza tayini,
f) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas- 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan sanıklar müdafiileri ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 07.03.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.