17. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/6598 Karar No: 2016/10418 Karar Tarihi: 14.11.2016
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/6598 Esas 2016/10418 Karar Sayılı İlamı
17. Hukuk Dairesi 2014/6598 E. , 2016/10418 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Davacı vekili, konut sigorta poliçesi ile sigortalı, davacı şirket sigortalısı dava dışı ...."e ait taşınmazda kira sözleşmesi gereği davalı ..."nin kiracı olduğunu, meskende davalıya ait prize takılı ara kablonun ısınıp kısa devre yapması nedeniyle çıkan yangın nedeniyle oluştuğu tespit edilen 4.220,00 TL hasar bedelinin sigortalısına ödendiğini ve sigortalısının yerine kaim olduğu, zarara sebebiyet veren aleyhine her türlü dava ve talep hakkının davacı şirkete geçtiğini belirterek 4.220,00 TL toplam alacağın ....Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkili şirkete verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, gerekli tedbiri almayan davalının evde olmadığı halde kullanmadığı elektrikli cihazları tam olarak kapatmaması sebebiyle, tedbirsizlik sonucu yangına sebebiyet verdiği, bu manada davacının tam kusurlu olduğu ve ekspertiz raporu ile itfaiye raporuna göre zarar gören eşya ve eve ait kısımlar üzerindeki zararın tespiti konusunda bir isabetsizlik olmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1)Dava, konut sigorta poliçesi kapsamında ödenen bedelin rücuen tazminine ilişkindir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararına göre "Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." şeklinde vurgulanmaktadır. Davacı ... şirketi olup, davalıdan rücuen tazminat talebinin nedeni, davalı ile davacının sigortalısı arasındaki kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun sulh hukuk mahkemelerinin görevi başlıklı 4/(1-a) hükmü:“Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler.” şeklindedir. Davanın,6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun yürürlük tarihinden sonra 24/08/2012 tarihinde açılmış olmasına ve az yukarıda belirtilen yasa hükmüne göre kira ilişkisine dayalı uyuşmazlıklarda sulh hukuk mahkemesinin görevli olmasına göre mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 14/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.