17. Hukuk Dairesi 2015/219 E. , 2016/10416 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
-K A R A R-
Davacı vekili; 09/02/2007 günü davalının kullandığı aracın davacının yolcu olduğu araca çarparak davacının yaralanmasına neden olduğunu, davalının kazada tam kusurlu olduğunu, davacının kaza sırasında sol bacak kemiğinin kırıldığını, yaralanması nedeniyle iş ve güçten kaldığını, maddi açıdan zarara uğradığını ve yaşadıklarından dolayı büyük acı ve üzüntü çektiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL maddi ve 4.500,00 TL manevi olmak üzere toplam 6.500,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren hesaplanacak faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 05/11/2012 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin talebi 18.211,64 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; davalının kullandığı araca davacının yolcu olarak bindiği motosikletin çarpması sonucu kazanın meydana geldiğini, olayda kusurun tamamının davalıya ait olmadığını, motosiklet sürücüsünün de kusuru bulunduğunu, ayrıca kask takmadığı ve diğer emniyet tedbirlerine uymadığı için davacının da kusuru olduğunu ve talep edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 15.916,89 TL maddi tazminatın 2.000,00 TL"si için kaza tarihi olan 09/02/2007 tarihinden, bakiyesi için 05/11/2012 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine; manevi tazminat talebinin kabulü ile 4.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 09/02/2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda; mahkemece, davacının maluliyetine ilişkin talep edebileceği belirlenmesi için hesap bilirkişisinden alınan 10.01.2012 tarihli raporda; sürekli maluliyetine ilişkin 14.317 TL tazminat hesaplandığının bildirildiği; davalı vekilinin itirazı üzerine alınan 18.02.2014 tarihli bilirkişi raporunda; sürekli maluliyetine ilişkin 17.327 TL tazminat hesaplandığı bildirildiği; mahkemece, 18.02.2014 tarihli rapora göre kusur indirimi yapılmış miktarına göre karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yargılama sırasında yanlardan birinin bilirkişi raporuna itiraz etmemesi, itiraz eden taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşturur. Taraflardan biri bilirkişi raporuna itiraz etmez, diğer tarafın itirazı üzerine ya da mahkemece kendiliğinden yeni bir bilirkişi raporu alınır ve sonuncu rapor, önceki rapora itiraz edenin daha da aleyhine olursa, önceki rapor itirazda bulunmayan yönünden kesinleşeceğinden itiraz eden taraf lehine oluşan usuli kazanılmış hak gereği, mahkemece itiraz edenin lehine olan bilirkişi raporuna göre karar verilir. Buna göre, davacı tarafça itiraza uğramayan 10.01.2012 tarihli bilirkişi raporu, itiraz eden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğundan mahkemece bu rapordaki miktara göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde, davalının aleyhine olan 18.02.2014 tarihli bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Mahkemece hükme esas alınan raporda bilirkişi tarafından... 1980 yaşam tablosu dikkate alınarak davacının kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresi belirlenmiş ve hesaplama yapılmıştır. Ancak karara esas alınan hesaplama, Hukuk Genel Kurulu"nun 1989/4-586 esas,1990/199 sayılı kararı ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına uygun değildir. Bu itibarla, Yargıtay kriterlerine uygun olarak .... Tablosu esas alınarak davacının muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi ile sürekli işgücü kaybı zararının hesaplanması gerekirken tazminat esaslarına uygun olmayan yaşam süresine göre hesaplama yapılan bilirkişi raporunun hükme esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetli bulunmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 14/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.