9. Hukuk Dairesi 2015/21528 E. , 2015/27751 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı Talebinin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücreti alacaklarını talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacı tarafından talep edilen tüm alacakların davacıya ödendiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece verilen ilk kararın "iş sözleşmesinde fazla mesai ücretinin asıl ücret içinde kararlaştırılması nedeni ile yıılık 270 saat fazla mesai çalışmasının ücretin içinde kabul edilerek, 270 saat fazlasının hesaplanıp hüküm altına alınması gerektiği gerekçesi ile Dairemizin 29.12.2014 gün ve 2013/7871 E, 2014/40509 Karar sayılı kararı ile bozulması üzerine yapılan yargılamada, bozmaya uyulmasına rağmen direnme gerekçesi olarak "Dairemizin 23.12.2004 günlü farklı bir takdiri indirim yapılmaıs ile ilgili bozma kararından sözedilerek ve aynı işi yapan diğer işçilerin davalarında da tarafların şahitlerinin beyanlarının aynı kişiler olduğu gibi, onanan dosyalarla ilgili aynı beyanlarda bulundukları anlaşıldığından, mahkememizce davacının fazla mesai yaptığı, ücretlerini alamadığı, bunun benimsenen bilirkişi raporu ile saptandığı" gerekçesi ile önceki kararda direnilmesine ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve direnmeden önceki miktarın tahsiline karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Bozmadan sonra verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
HMK.’un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden sözedilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay"ın bu bozma kararına gerek iradi ve gerekse kanuni şekilde uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak, direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmünün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da farklı bir karar vermeden yeniden hükümde karar vermek zorundadır. Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olur.
Mahkemeceye bozmaya uyulduğunda ve bozma kararı doğrultusunda hesap raporu alındığına göre bozma gerekçesi ile uyuşmayan farklı bir vakıa ile ilgili karara karşı direnme kararı vermesi, anılan usul kuralına uygundur. Kararın salt bu nedenle bozulması gerekmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.