(Kapatılan)15. Hukuk Dairesi 2020/1975 E. , 2021/1851 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de miktar itibariyle kesinlik sınırının altında kaldığından duruşma istemi reddedilerek incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan ayıp giderim bedeli ve yoksun kalınan kira alacağı istemine ilişkin olup, mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, taraflar arasında 21.06.2005 tarihli arsa payı karşılığı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmesine rağmen davalının müvekkiline isabet eden 6 numaralı bağımsız bölümünün ferağını vermediğini, dairenin 3. kişiye 20.07.2008 tarihinde 275.000,00 TL bedelle haricen satım işleminin yerine getirilemediğini, daha sonra ekonomik kriz sebebi ile emlak fiyatlarının düşmesinden dolayı daire değerinin 50-70.000,00 TL civarında düştüğünü, müvekkilinin sözleşme gereği payına düşen bağımsız bölüm için açmış olduğu Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/161 Esas sayılı tapu iptal, tescil ve kira alacağına ilişkin davanın sonuçlandığını, 25.01.2011 tarihli kararın kesinleştiğini, müvekkilinin mahkeme kararı sonrası teslim aldığı 6 numaralı dairede yapılan incelemede çelik kapının çizilmiş, oda duvarlarının sıvalarının dökülmüş, bir adet oda camının kırılmış ve kombinin mevcut olmadığının görüldüğünü, tamir ve boya işleri için 2-3.000,00 TL, kombi bedeli 500,00 TL, dairenin satılamaması ve kullanılamaması nedeniyle 60-70.000,00 TL civarında zararı olduğunu, dairenin kiraya verilememesinden dolayı aylık 1.000,00 TL kiradan mahrum kalındığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL"nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ilk bozma ilamı sonrası, davasını bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah ederek 29.333,26 TL kira bedeli, 1.500,00 TL daire giriş kapısı, 2.000 TL daire boyama, 2.000 TL kombi, 4.000 TL tapu harcı bedeli talep etmiştir.
Davalı vekili, Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2009/161 E., 2011/10 K. sayılı kararının kesin hüküm teşkil etttiğini, bu davada da talep edilen kira alacağının reddedildiğini, binada hala eksik işlerin olduğunu ve tamamlanmadığını, buna ilişkin açılmış olan davanın derdest olduğunu, iddia olunan zararlardan davalının sorumlu olmadığını, davacının dairelere kombi takılmadığını, kendi kombilerini kendileri yaptırdığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 25.01.2011 tarih ve 2009/161 E., 2011/10 K. sayılı kararına göre; iş bu davada dava konusu olan işler ve sebeplerle davacı tarafından davalı ... ile dava dışı... ve ... aleyhine tapu iptali ve tazminat talepli dava açıldığı, davalı arsa sahiplerine yönelik tapu iptali ve tescil talebinin, binanın iskan ruhsatının alındığı, eksik ve ayıplı işler için Sulh Hukuk Mahkemesine ayrı dava açıldığından herhangi bir bedel blokesine gerek olmadan tapu iptal ve tescil davasının kabulüne tazminat ve kira kaybı taleplerinin de reddine karar verilmiştir. Kararın kesinleştiği ve tazminat, kira alacağı konusunda taraflar arasında kesin hüküm teşkil ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından temyiz edilmiş, 23. Hukuk Dairesi"nce dava konusu dairenin satılamamasından kaynaklanan zarar ve anılan dava tarihine kadar kira tazminatı istemleri yönünden kesin hükmün mevcut olduğunun kabulu isabetli olmuş ise de, anılan davada dava konusu edilmeyen tamir, boya işleri ve kombi bedeli yönünden kesin hüküm bulunduğunun kabulü doğru olmadığı, anılan davada konu edilmeyen döneme ilişkin kira kaybını isteminde bulunabileceği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir. Bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiş, karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde, dairenin tamir ve boya işleri için 2000-3.000,00 TL, kombi bedeli 500,00 TL, dairenin satılamaması nedeniyle 60.000-70.000,00 TL civarında zararı olduğunu belirterek, 1.000,00 TL kira bedeli talep etmiş ise de, ıslah dilekçesi ile davaya konu edilmeyen yeni talepler de ekleyerek 29.333,26 TL kira bedeli, 1.500,00 TL daire giriş kapısı bedeli, 2.000 TL daire boyama, 2.000 TL kombi bedeli, 4.000 TL tapu harcı bedeli olmak üzere toplam 38.333,26 TL olarak taleplerini yenilemiştir. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"nın 74. maddesi hükmünce Türk Medeni Kanunu ile belli hükümler saklı olmak üzere, hakim her iki tarafın iddia ve savunmasıyla bağlı olup, talepten fazlasına ve başka bir şeye hükmedemez. Aynı ilke 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"da da muhafaza edilmiş, 26. maddesinde hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, tarafların talebiyle bağlı olmadığına ilişkin kanun hükümlerinin saklı olduğu belirtilmiştir. Taleple bağlılık ilkesi, emredici nitelikte olduğundan görevi gereği mahkemeler ve temyiz halinde Yargıtay"ca kendiliğinden göz önünde tutulur. Mahkemece, karara esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davaya konu edilmeyen talepler ile yapılan ıslah dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamamıştır.
Kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde yüklenicinin kendisine düşen bağımsız bölümlere hak kazanabilmesi için kendi edimini yerine getirmesi gerekir. Davacı yüklenici tarafından Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan ve 6 no.lu bağımsız bölüme ilişkin olan tapu iptali ve tescil davasında, binanın iskan ruhsatının alındığı ancak arsa sahipleri tarafından bina ve dairelerdeki eksik ve ayıplı işler için Sulh Hukuk Mahkemesine ayrı dava açıldığından herhangi bir bedel blokesine gerek olmadan tapu iptal ve tescil davasının kabulüne, kira ve tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. Yüklenici tarafından iskan alınmış ise de bina eksiklikleri tamamlanmadığı ve açılmış bir dava olduğu anlaşılmakla, davacı yüklenicinin sözleşme gereği edimleri tamamlamadığından, davalı arsa sahibinin daireyi teslim etme yükümlülüğü olmayıp, davacının bu aşamada kira alacağı istemesi mümkün değildir. Bu talebin de reddi gerekirken kabulü doğru olmamıştır.
Davacının diğer taleplerine gelince; çelik kapının çizilmiş olması nedeniyle tamir bedeli, oda duvarlarının sıvalarının dökülmüş olması nedeniyle badana-boya bedeli, bir adet oda camının kırılmış olması nedeniyle cam bedeli, kombinin mevcut olmadığından kombi bedeli talep etmiş ise de, davacının belirtmiş olduğu zararların, davalı arsa sahibi tarafından verildiği davacı tarafından kanıtlanması gerekirken dosya kapsamında kanıtlanamadığı
anlaşıldığından yukarıda belirtilen maddi zararlara ilişkin talebin de tümden reddi gerekirken kabulü doğru olmamıştır.
Netice itibariyle, yukarıda açıklanan nedenler dikkate alınarak davacının davasının tümden reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 21.04.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.