4. Hukuk Dairesi 2016/14427 E. , 2019/1158 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... Orman Ürn. San. Tic. AŞ aleyhine 17/07/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız ihtiyati haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16/12/2015 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince:
a)Dava, haksız ihtiyati haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının aldığı ihtiyati haciz kararını icra dosyasıyla işleme koyduğunu, ihtiyati haciz ve icra takibinin dayanağının 25.000 TL bedelli çek olduğunu, adresinde haciz işlemi yapıldığını, böyle bir çekinin olmadığını, haczin yanlış olduğunu söylemesine rağmen alacaklı vekilinin tüm sorumluluğu üzerine alarak hacze devam ettiğini, haciz sırasında traktörünün 35.000 TL kıymet takdiri yapılarak haczedildiğini ve yediemin deposuna götürüldüğünü, tüm taşınmazlarına ve banka hesaplarına haciz konduğunu, tacir olup banka hesaplarına yapılan bloke nedeniyle mağdur edildiğini, çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığını ve kıymetli evrak vasfını kaybettiğini görünce icra takibinin iptali için dava açtığını, davanın kabulü ile takibin iptaline karar verildiğini belirterek uğradığı maddi ve manevi zararın giderilmesini istemiştir.
Davalı, ihtiyati haciz kararına binaen borçluların tamamı hakkında ihtiyati haciz işlemleri uygulandığını, esas takibe başlandığını ve ödeme emrinin davacıya tebliğ edilerek takibin ve ihtiyati haczin kesinleştiğini, ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğünü, davacının ihtiyati haciz kararına yaptığı itirazın reddedildiğini, davacının ödediğini iddia ettiği çekteki cirosunu iptal etmeden keşideciye geri verdiğini, davacının kendisinin basiretli tacir gibi davranmadığını, takibin iptal edilmiş olmasının haczin haksızlığını göstermeyeceğini, yapılan tüm işlemlerin ihtiyati haciz kararının en doğal sonuçları olduğunu, davacının mağduriyetinin kendi kusurundan kaynaklanmakta olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından, davacının bilirkişi raporunda hesap edilen miktara göre maddi tazminat talebini 25/08/2015 tarihinde ıslah ettiği ve davalı tarafından ıslaha karşı süresinde zamanaşımı defi"nde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun’nun 72. maddesi gereği, haksız fiil nedeniyle tazminat talebiyle açılacak davada zamanaşımı, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde fiilin işlendiği tarihten başlayarak 10 yıllık süreye tabidir. Eylemin aynı zamanda suç oluşturması durumunda uzamış (ceza) zamanaşımı uygulanacaktır. Davaya esas eylem suç niteliğinde değildir. Davacının icra takibinin iptali talebi kabulle sonuçlanmış ve karar Yargıtayca onanarak 30/07/2013 tarihinde kesinleşmiştir. İcra takibinin iptali kararının kesinleştiği tarih itibarıyla haczin haksızlığı saptanmış olup zamanaşımının bu tarihten itibaren başlatılması gerekir. Davanın ıslah edildiği 25/08/2015 tarihine kadar yasada öngörülen iki yıllık zamanaşımı süresi dolmuştur. Bu sebeple ıslahla istenen miktarın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
b) Haksız ihtiyati haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının kötüniyetinin ve ağır kusurunun varlığı gereklidir. Somut olay bakımından, davacının ihtiyati hacze dayanak çeki düzenlemiş olması dikkate alındığında, salt davacıya zarar vermek amacıyla haciz işlemlerinin yapıldığı, başka bir ifade ile takibin haksız ve kötüniyetli olduğu söylenemez. Açıklanan nedenle mahkemece manevi tazminat isteminin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle de bozulması gerekir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2/a-b) no’lu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) no’lu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 04/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.