2. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/2702 Karar No: 2014/10254
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/2702 Esas 2014/10254 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2014/2702 E. , 2014/10254 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kırıkkale 2. Aile Mahkemesi TARİHİ :28.11.2013 NUMARASI :Esas no:2012/703 Karar no:2013/633
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı Sosyal Güvelik Kurumu tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, dava dışı üçüncü kişinin Sosyal Güvenlik Kurumuna olan prim borcuna, eşi davalı Satı"nın kefil olduğunu ve "aile konutu" olarak özgülenen taşınmazı 6183 sayılı Kanununun 10. maddesinin (5.) fıkrası gereğince teminat olarak gösterdiğini, alacaklı Sosyal Güvenlik Kurumunun prim borcunu tahsil etmek için aynı kanuna göre takip yaptığını ve "aile konutunun" haczedildiğini ileri sürerek, konut üzerine konulan haczin kaldırılmasını istediğine göre, istek İcra İflas Kanununun 82"nci maddesinin 12. bendine dayanan "haczedilemezlik" şikayetine ilişkin olup, icra mahkemesinin görevine girmektedir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, davanın her aşamasında hakim tarafından kendiliğinden nazara alınır. (HMK.m.115/1) Bu açıklama karşısında görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.05.05.2014(Pzt.)
KARŞI OY YAZISI
Davacı, davalı eşinin kendinin bilgisi ve muvafakati olmadan aile konutu üzerine Halil Yılmaz"ın SGK borcu için kamu haczi koydurduğunu, Türk Medeni Kanununun 194. maddesi "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz" hükmünü getirdiğini, dava konusu taşınmazın, sahip oldukları tek varlık olduğunu, başkasının borcu için teminat gösterilen taşınmazlarının satılması halinde, ileride telafisi imkansız zararlar doğabileceğini, bu nedenlerle taşınmaz üzerine konulan ihtiyati tedbir konulmasını ve konulan haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı davasını; açıkca aile konutu olarak kullandıkları taşınmaz üzerine rızası alınmadan bir başkasının borcu için haciz konulması vakıasına dayandırmıştır. Davacının dava dilekçesinde talebinin İcra İflas Kanununun 82. maddesinin 12. bendinde düzenlenen haczedilemezlik şikayetine ilişkin olduğuna dair hiçbir beyan da bulunmamaktadır. Dosya kapsamından davalı S.. K.."ın 16.02.2010 tarihli noterde düzenlettiği muvafakatname ile dava dışı Halil Yılmaz"ın Sosyal Güvenlik Kurumuna olan 50.000 TL borcunu kefil sıfatıyla ödemeyi kabul ettiğini ve dava konusu taşınmazı teminat olarak gösterdiğini söz konusu taşınmazın il müdürlüğüne haczedilmesine muvafakat ettiğini beyan etmiş, beyanını imza altına almıştır. Sosyal Güvenlik Kurumuda aynı gün davalının muvafakati üzerine dava konusu taşınmaza haciz koymuştur. Sonuç olarak dava konusu taşınmaz aile konutu olup davalı eşin muvafakati nedeniyle üzerine haciz konulmuştur. Aile Konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerindeki hakların sınırlandırılması Türk Medeni Kanununun 194. maddeye göre ancak diğer eşin açık muvafakati ile mümkündür. Aile Konutu üzerine muvafakata dayalı olarak konulan hacizle ilgili davanın Aile Mahkemesinde görülmesi gerektiği düşüncesindeyim. Yukarıda açıkladığım nedenlerden dolayı değerli çoğunluğun görev nedeniyle bozma görüşüne katılmıyorum. Farklı düşünüyorum.