Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/21362 Esas 2015/13637 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/21362
Karar No: 2015/13637
Karar Tarihi: 17.11.2015

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2014/21362 Esas 2015/13637 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2014/21362 E.  ,  2015/13637 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 102 ada 36 parsel sayılı 360.038,40 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kamu orta malı niteliğinde mera vasfıyla sınırlandırılmış; ve özel siciline tescil edilmiş, yine aynı yerde bulunan 105 ada 23 parsel sayılı 16.121,96 metrekare yüzölçümlü taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğundan bahisle ve ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve hükmen tescil edilmiştir. Davacı ... vekili, irsen intikal, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda 105 ada 23 parsele açılan davanın kesin hüküm sebebiyle; 102 ada 36 parsele açılan davanın ise zilyetliği terk sebebiyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece 23 nolu parsele açılan davanın kesin hüküm sebebiyle 36 parsele açılan davanın ise zilyetliği terk sebebiyle reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki, davacı Kadastro Mahkemesinde 23 parsel sayılı taşınmaza açtığı davada yalnızca zilyetlik hükümlerine dayanmıştır. Eldeki davada ise hem 23 parsel hem de 36 parsel bakımından tapu kaydına dayanarak dava açmıştır. Kesin hükmün varlığından söz edebilmek için, tarafları dava konusu ve dava sebebinin aynı olması gereklidir. Oysa ki somut olayda dava sebebi farklı olduğuna göre davacının tutunduğu tapu kaydının tüm tesis ve tedavülleri ile bulunduğu yerden getirtilmemiş, keşifte uygulanmamış olması doğru değildir. Dolayısıyla davacının dayanmış olduğu tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri, başka parsellere revizyon görüp görmediği araştırılmalı, görmüş ise revizyon gördüğü taşınmazlar ile dava konusu taşınmazı bir arada gösterecek şekilde geniş çaplı krokisi dosya arasına alındıktan sonra yöntemince uygulanmalıdır. Mahkemece 36 parsel yönünden de zilyetliği terk sebebiyle red kararı verilmiş ise de, keşifte dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarından taşınmazın kadastro tespit tarihi olan 2008"den sonra Hazine adına yazılması sebebiyle sürülüp ekilmediği anlaşılmaktadır. Davacı somut olayda kadastro öncesi sebebe dayandığına göre, zilyetliği terk ettiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Dolayısıyla davacının dayanmış olduğu tapu kaydının tesisinden itibaren tüm tedavülleri başka parsellere revizyon görüp görmediği araştırılmalı, görmüş ise revizyon gördüğü taşınmazlar ile dava konusu (taşınmazı bir arada gösterecek şekilde geniş çaplı krokisi dosya arasına alındıktan sonra yöntemince uygulanmalı, dava konusu taşınmazları kapsamadığı anlaşılırsa, Kadastro Mahkemesinin 2008/136 Esas, 2009/286 Karar sayılı dosyasında fen bilirkişi ... tarafından düzenlenen 9.7.2009 tarihli fen bilirkişi raporu ve krokisi de dikkate alınarak, her iki parsel yönünden de kesin hüküm oluşturup oluşturmayacağı hususları irdelenmeli, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm delillere göre bir karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz itizarları yerinde görülmekle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine,
    17.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.