Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/18805
Karar No: 2015/27700
Karar Tarihi: 07.10.2015

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/18805 Esas 2015/27700 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2015/18805 E.  ,  2015/27700 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
    DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, davalı şirketin bünyesinde 04/11/2003 tarihinden 22/09/2014 tarihine kadar tüm görev ve sorumluluklarının yerine getirerek herhangi bir problemle karşılaşmadan büyük bir uyum içerisinde ürün tanıtım elamanı olarak çalıştığını, müvekkilinin iş akdine 22/09/2014 tarihinde son verildiğini, müvekkilinin 22/09/2014 tarihinde öğle arasında yemek yediği sırada acilen iş yerine çağrıldığını, kendisinden bilgisayar araç ve şirkete ait diğer taşınırları teslim etmesinin istendiğini, bildirimden sonra müvekkilin önüne konulmuş evrakları imzaladığını ve şahsi eşyalarını toplayıp aracını teslim ederek iş yerinden ayrıldığını, 11 yıldır davalı işyerinde çalışan müvekkil hangi gerekçe ile işten çıkarıldığın hakkında bilgi sahibi de olunamadığını, davacı müvekkilin 2014 yılı içerisinde davalı firmaya iki kere savunma verdiğini, müvekkilin prim ödemelerini kesip müvekkilden yerli yersiz rapor ve savunma isteyen davalı işverenin son olarak müvekkili yalancılıkla itham etmiş ve gitmediği ve ziyaret etmediği bir doktoru ziyaret etmiş gibi göstermekle suçlandığını iddia ederek davacının işe iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili; davacının Şirket bünyesinde, 04.11.2003 ile 22.09.2014 tarihleri arasında ürün tanıtım elemanı (tıbbi tanıtım temsilcisi)olarak görev yaptığını, davacının iş akdinin görevini gereği gibi verine getirmemesi nedeniyle İs Kanununun 17. ve devamı maddeleri uyarınca ihbar süresine ait ücret ve kıdem tazminatı ödenmek suretiyle yazılı olarak 22.09.2014 tarihinde feshedildiğini, müvekkilinin İş Kanunumuzun ön gördüğü tüm usul kurallarına uyduğunu ve davacının is akdini geçerli nedene dayanarak feshettiğini, davacının dava dilekçesindeki derhal fesih hakkının kullanılmadığı iddiasının asılsız olduğunu, ayrıca huzurdaki dava tespit davası olup prim alacağı ile bir ilgisi bulunmamakta olduğunu, müvekkil şirkette performansa dayalı prim sistemi uygulanmakta olup hedefi tutturan çalışanın prime hak kazanmakta olduğunu ancak prime hak kazanmanın huzurdaki dava ile bir ilgisi bulunmamakta olduğunu, davacı prime hak kazandığı dönemler prim almadığını, davacının iş akdi prime hak kazanmadığı ya da performans nedeni ile feshedilmediğini , daha önce de davacının görevini gereği gibi yerine getirmemesi nedeni ile vermiş olduğunuz savunmaları dayandırdığı gerekçeler geçersiz bulunmuş olmasına rağmen iş akdi iyi niyetli tutum gösterilerek feshedilmediğini ve birden fazla kere ihlalleri düzeltmesi ve iş akdinden kaynaklanan yükümlülükleri gereği gibi yapması için şans verildiğini ve bu husus davacıya bildirilerek ihlallerin tekrarlanmaması gerektiğinin ihtar edildiğini, ancak yapılan tüm yazılı ve sözlü uyarılara rağmen ısrarla görevini doğruluk ilkesi çerçevesinde, gereği gibi yerine getirmemesinin, davacıya olan güveni temelden sarstığını ve iş akdinin devamının şirket için çekilmez hale getirdiğini, davacının, görevinden ayrılmış doktoru ziyaret ettiğini beyan etmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmamakta olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davacının ziyaret etmediği halde bir doktoru ziyaret etmiş gibi göstermesinin doğruluk ve bağlılığa uymayan davranış olduğu ve feshin geçerli bir nedene dayandığının kabulünün yerinde olacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 20/2 maddesi uyarınca “feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir”. İşveren ispat yükünü yerine getirirken, öncelikle feshin biçimsel koşullarına uyduğunu, daha sonra, içerik yönünden fesih nedenlerinin geçerli (veya haklı) olduğunu kanıtlayacaktır. Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması bu yöndedir. (04.04.2008 gün ve 2007/29752 Esas, 2008/7448 Karar sayılı ilamımız).
    İşçi fesihte sebep gösterilmediği veya gös­terilen sebebin geçerli olmadığı iddiasında bulunacaktır. İspat yükü ise işverendedir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia etmesi durumunda, bu iddiasını ispatla yükümlüdür (m. 20/f.2). İşçinin feshin başka bir sebebe dayandığını iddia etmesi ve bunu ispatlaması, işverenin geçerli fesihle ispat yükünü ortadan kaldırmaz. (Dairemizin 01.12.2008 gün ve 2008/6294 Esas, 2008/32601 Karar sayılı ilamı).
    Gerek işverenin geçerli sebebin varlığı gerekse işverenin gösterdiği sebep dışında bir sebeple dayandığı ileri sürülmesi durumunda bu vakıalar bir hukuki işlem olmadığından takdiri delillerle ispatı mümkündür.
    Somut uyuşmazlıkta, davacının iş akdi ziyaret etmediği halde, ziyaret sırasında o hastanede görevli olmayan bir doktoru ziyaret ettiği gerekçesiyle feshedilmiş ise de davacı savunmasında, ziyaret ettiği doktor yerine yanlışlıkla o doktorun ismini sisteme girdiğini, daha önce aynı üniteye yaptığı ziyaretinde o doktor ziyaret programında olmasına rağmen ayrıldığını öğrendiği için onun ismini girmediğini, bu durumun hatadan kaynaklandığını, kasıtlı olarak böyle bir giriş yapmadığını beyan ettiği, taraf tanık beyanlarına göre de işyerinde bu gibi hatalı bildirimlerin ilk kez yaşanmadığının anlaşıldığı ve ilk kez bu şekilde hatalı bildirim yapan tıbbi tanıtım temsilcilerinin iş akitlerine son verilmediğinin ve kendilerine uyarı, kınama gibi disiplin cezalarının uygulandığı, davacı hakkında da aynı şekilde disiplin cezası uygulama imkanı varken doğrudan fesih yoluna gidilmesinin işyerindeki uygulama ile de örtüşmediği, davacının feshe konu davranışının işyerinde olumsuzluklara yol açtığının davalı işveren tarafından ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Fesih geçerli nedene dayanmamaktadır. Davanın kabulü yerine reddi hatalıdır.
    4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
    Sonuç: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
    1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE, davacının İŞİNE İADESİNE,
    3-Davacının kanunî sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının işçinin 5 aylık ücreti olarak belirlenmesine,
    4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine,
    5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
    6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.500.-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
    7-Davacı tarafından yapılan 448.20 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
    8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
    Kesin olarak 07/10/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi