Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14807
Karar No: 2019/4808

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/14807 Esas 2019/4808 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/14807 E.  ,  2019/4808 K.

    "İçtihat Metni"

    .....
    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği .....mahallesinde kain sınırlarını bildirdiği yaklaşık 12112,17 m2 yüzölçümündeki bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece; dava konusu yerin orman sayılan yerlerden olduğu, 3402 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca ormanların kazandırıcı zamanaşımı yoluyla iktisabının mümkün olmadığı, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca, tapusuz olan taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla tescili istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihi itibariyle orman kadastro çalışması yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi 15/02/1980 tarihinde kesinleşmiş, çekişmeli taşınmaz 766 sayılı Kanunun 2. maddesine istinaden tescil harici bırakılmıştır.
    Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya da yeterli ve elverişli değildir. Dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tescili istemine ilişkin olup dava edilen taşınmazların tapulama dışı kalma sebebi, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde imar planı çalışmaları yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa ilk kez hangi tarihte yapılıp onaylandığı, imar revize çalışmaları yapılmışsa hangi tarihte yapıldığı araştırılmamış, çekişmeli taşınmazlara komşu, tescil davası sonucunda kişiler adına tesciline karar verilen veya halen davası devam eden taşınmazlar bulunup bulunmadığı araştırılarak bunlara ilişkin dava dosyaları da getirtilerek değerlendirilmemiş, davacı gerçek kişi kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak dava açmış olduğuna göre, davaya konu taşınmazların zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı ve zilyetlik koşullarının davacı yararına gerçekleşip gerçekleşmediği de usûlünce araştırılmamış, usulüne uygun bir şekilde orman araştırması yapılmamıştır.
    Bu cümleden olarak; davaya konu taşınmazların bulunduğu yöreye ait en eski tarihli memleket haritaları ve dayanağı hava fotoğrafları ile dava tarihinden 15-20 yıl öncesine ait hava fotoğrafları ile bu fotoğraflardan elde edilmiş memleket haritaları ile topoğrafik fotogrametri yöntemiyle düzenlenmiş kadastro paftası örneği getirtilerek uygulanıp davaya konu taşınmazların niteliği ile konumu ve o tarihlerde tasarruf edilen yerlerden olup olmadığı saptanmamış, taşınmaz bölümlerinin eğimi net olarak belirlenmemiş, ziraat bilirkişisi raporunda 3402 sayılı Kanunun 17. maddesi uyarınca da imar ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği hususu tespit edilmemiştir. Eksik incelemeye dayalı hüküm kurulamaz.
    O halde mahkemece yörede yapılan genel arazi kadastrosunda taşınmazların tapulama dışı kalma sebebi, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde şehir imar planı çalışmaları yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa ilk kez hangi tarihte yapılıp onaylandığı, imar revize çalışmaları yapılmışsa hangi tarihte yapıldığı, yapılmışsa buna ilişkin evrak-ı müsbitenin ve imar planı haritaları, dava konusu taşınmazlara bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve
    .....

    vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri, komşu, tescil davası sonucunda kişiler adına tesciline karar verilen veya halen davası devam eden taşınmazlar bulunup bulunmadığı araştırılarak bunlara ilişkin dava dosyaları getirtilmeli, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde yapılan orman kadastrosuna ilişkin tahdit tutanak ve haritaları ile 1956 tarihli memleket haritasının dayanağı hava fotoğrafları ile bu tarihten sonra düzenlenen tüm hava fotoğrafları ve memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita - kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile bir orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu taşınmazlar ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yerler belirlendikten sonra, orman tahdidi ile irtibatlı kroki düzenlettirilmeli, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip, taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, niteliğinin ne olduğu, taşınmazın hali hazırda üzerindeki fıstık ağaçlarının yaşı ile kapalılık oranı, fıstık ağaçlarının aşılama ile mi dikilerek mi oluştuğu klizimetre (eğim ölçer) ve memleket haritasındaki münhanilerden faydalanarak eğimi kesin olarak belirlenmeli imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlayıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazlarıda içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazların konumunu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazların gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalıdır.
    Yukarıda anlatılan şekilde yapılacak uygulama ile dava konusu taşınmazlardan orman sayılmayan ve zilyetlik ile kazanımı mümkün olan taşınmazlar var ise; bu taşınmazlar yönünden imar ve ihyanın hangi tarihte başlayıp tamamlandığı, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmazlar başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, taşınmazın yapılmışsa imar planındaki konumu belirlenmeli, keşif sırasında taşınmazların çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak ve taşınmazlar fotoğraf üzerinde gösterilerek dava dosyası içine konulmalı, davanın açıldığı tarihten önce ya da sonra ... yetkilileri tarafından hazırlanan idari tahkikat ve haksız işgal (ecrimisil) tutanakları varsa bu tutanaklar da yerine uygulanıp tutanaklarda ismi yazılı kişiler tanık sıfatıyla dinlenilmeli, 3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin, 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen ikinci fıkrası hükümleri nazara alınarak yapılması gerektiği düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu müdürlükleri ve ilgili kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, taşınmazların sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin 10. maddesinin değişik ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden kanunun amacına uygun rapor alınmalı ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 04/07/2019 günü oy birliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi