10. Hukuk Dairesi 2014/7641 E. , 2015/143 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, 2005 yılı 6. ay ile 2006 yılı 11. aylar arasında kalan dönem için yersiz alındığı iddia edilen 5957,40 TL. primin istirdadı istemine ilişkindir.
Mahkeme, davanın kısmen kabulüyle 5322,62 TL. nin tahsiline, 634,78 TL. ye ilişkin istemin reddine karar vermiştir.
Hükmü, tarafların avukatlarıının temyiz etmeleri üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-)21.07.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ve ayrıca 5236 sayılı Kanun; katsayı artışı da uygulanmak suretiyle bu kanunların yürürlük tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 2014 Yılı için 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427. maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını 1890,00 TL. olarak değiştirmiştir.
Somut olayda, yerel mahkemece verilen hükme konu reddedilen miktar, yukarıda değinilen temyiz (kesinlik) sınırının altında bulunduğundan, anılan karara karşı davacının avukatının temyiz yoluna başvurması, hükmolunan miktar itibariyle mümkün değildir.
Hal böyle olunca, davacı avukatının temyiz dilekçesinin miktar itibariyle kesinliği nedeniyle reddi gerekir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle kesinlik nedeniyle davacı avukatının hükmün reddedilen kısmına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalının avukatının sair temyiz itirazlarının REDDİNE;
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun “Yersiz olarak alınan primlerin geri verilmesi” başlığını taşıyan 84. maddesinde, yanlış ve yersiz olarak alınmış olduğu anlaşılan primlerin, alındıkları tarihlerden (10) yıl geçmemiş ise, hisseleri oranında işverenlere ve sigortalılara geri verileceği, işverenlere geri verilecek primler için Kurumca yasal faiz de ödeneceği, bu faizin, primin Kuruma yatırıldığı tarihi izleyen ay başından iadenin yapıldığı ayın başına kadar geçen süre için hesaplanacağı öngörülmüş, 5510 sayılı Kanunun 89. maddesinde de paralel düzenleme yapılmıştır.
Öte yandan, uyuşmazlığın çözümü açısından özellikle belirtilmelidir ki, 5510 sayılı Kanunun 59 ve 100. maddeleri uyarınca Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir. Diğer bir anlatımla, yetkili kişilerce düzenlenen ve tarafların ihtirazi kayıt koymaksızın imzaladığı tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olup, aksi ancak yazılı delille kanıtlanabilir.
Ne var ki, aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olan "tutanaklar" ile ifade edilen; Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından belgelere dayalı olarak düzenlenmiş olanlar ile belgeye dayalı olmamakla birlikte düzenlenmesinde hazır bulunan işveren, işçi veya üçüncü kişi beyanları uyarınca düzenlenerek doğruluğu ilgili kişilerin imzaları ile tasdik edilen ve imza inkarına konu olmayan tutanaklardır.
Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından yapılan incelemelere dayalı tutanakların değerlendirildiği ve varılan sonucun yazıya geçirildiği raporların, sadece memur veya müfettiş tarafından düzenlenmiş olmaları, anılan raporların 4857 sayılı İş Kanunu’nun 92/son maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 59 ve 100. maddeleri kapsamında aksinin yazılı delille kanıtlanması gereken belgeler olarak kabulleri için yeterli değildir.
Buna göre, özellikle, rapor veya ekli tutanaklarda imzası bulunmayanlar yönünden, söz konusu tutanakların aksinin yazılı delille kanıtlanması yükümünden söz etmek mümkün değildir.
Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları ve iş müfettişi raporlarının, rapora dayanak alınan tutanaklar ile birlikte değerlendirilmesi ve ancak belirtilen nitelikteki ekli tutanakların anılan Kanun kapsamında aksi sabit oluncaya kadar geçerli belge olduğunun kabulü, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 92/son maddesinin açık hükmü karşısında zorunludur.
Somut olayda, belgelere dayalı olarak düzenlendiği anlaşılan sigorta yoklama memuru tutanağının aksinin ancak yazılı delille kanıtlanması gerektiği kabul edilmelidir.
Değinilen yasal düzenleme ve yapılan açıklamalar çerçevesinde eldeki davada; öncelikle davaya konu primlerin hangi zaman, kimler ve hangi adresteki işyeri için tahakkuk ettirildiğinin belirlenmesine ilişkin olarak re"sen prim tahakkuku belgelerinin davalı Kurumdan celbi gerekir. Sonra, hakkında re"sen prim tahakkuku yapılan kişilerin Kuruma bildirimi yapılan çalışma belgeleri celbedilmeli, dava konusu dönemde davacının inşaat halinde olduğunu iddia ettiği işyerine ilişkin inşaat ve iskan belgeleri temin edilmeli, re"sen prim tahakkuku yapılan işyeri ile davacının inşaat halinde olduğunu iddia ettiği işyerinin aynı yerler olup olmadığı belirlenmeli; dava konusu primlerin ödeme belgeleri celbedilmeli ve davacı iddiasının yazılı delille kanıtlanması gerektiğinden hareketle tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, maddi veri ve vakıalara açıkça aykırı olduğu belirgin bulunan bilirkişi raporu dayanak alınarak eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalının avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.