3. Hukuk Dairesi 2016/5430 E. , 2017/15210 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile ... plaka sayılı minibüsün müşterek maliki olduklarını, davalının ... isimli kişiye minibüsü aylık 6.000 TL"ye kiraladığını, hissesine düşen kira bedelini kendisine ödemediğinden ... 3.İcra Müdürlüğünün 2013/5986 Esas sayılı dosyası ile yapılan takibin davalının itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek davalının itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun %20 icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacı ile kardeş olduklarını ve birlikte minibüs aldıklarını,davacıya düşen kira bedelini ödemediğinin doğru olduğunu ancak ödememesinin sebebinin davacı adına ticari plaka işletme kredisi çektiğini, kredinin ödemelerini davacı yapmadığından kredi ödemelerini kendisinin gerçekleştirdiğini, karşılıklı alacaklarından dolayı takas defi"ni kullandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile, ... 3. İcra Müdürlüğünün 2013/5986 esas sayılı dosyasında başlatılan takibe davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin 9.000 TL asıl alacak üzerinden devamına, alacak likit olduğundan asıl alacağın %20"si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) İcra ve İflas Kanunu"nun 67.maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
Somut olayda, dava konusu alacak miktarı (likit) belirlenebilir olmadığı ve yargılama sonucu belirlendiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru değilse de, bu hususun giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı HMK"nun geçici 3.maddesinin yollamasıyla HUMK"nun 438/7.maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan "Alacak, davalı tarafın vasıflı ikrarında da belirtildiği gibi likit olduğundan asıl alacağın %20"si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine," ifadesinin çıkartılarak yerine "Davacı tarafın icra inkar tazminatı isteminin yasal koşulları oluşmadığından reddine," ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.