3. Hukuk Dairesi 2016/5418 E. , 2017/15205 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... Nüfus Müdürlüğü personelleri olan davalıların Mart 2008- Nisan 2008 aylarında fiilen fazla çalışma yapmadıkları halde, belirtilen dönemlerde fazla çalışma yapıldığı sebebine dayanılarak hazırlanan fazla çalışma takip çizelgesi ile bu dönemlere ait fazla çalışma ücreti tahakkuk ettirilerek davalılara ödeme yapıldığıni, ancak ödeme yapıldıktan sonra geriye dönük kontrol ve denetim neticesinde davalılara yapılan ödemenin gerçek durumu yansıtmadığını, ödemenin haksız ve yersiz olarak gerçekleştirildiğinin tespit edildiğini, bu nedenlerle davalı ..."ye Mart 2008 ayında 50,13 TL ve Nisan 2008 ayında 113,94 TL olmak üzere ödenen toplam 164,07 TL"nin, davalı ..."a Mart 2008 ayında 104,82 TL ve Nisan 2008 ayında 105,07 TL olmak üzere ödenen toplam 209,89 TL"nin, davalı ..."e Mart 2008 ayında 113,94 TL ve Nisan 2008 ayında 113,94 TL olmak üzere ödenen toplam 227,88 TL"nin, davalı ..."ya Mart 2008 ayında 86,59 TL ve Nisan 2008 ayında 95,71 TL olmak üzere ödenen toplam 182,30 TL"nin, davalı ..."ye Mart 2008 ayında 113,94 TL ve Nisan 2008 ayında 113,94 TL olmak üzere ödenen toplam 227,88 TL"nin ve davalı ..."e Mart 2008 ayında 104,82 TL ve Nisan 2008 ayında 100,27 TL olmak üzere ödenen toplam 205,09 TL"nin ödeme tarihleri olan 01/04/2008 ve 02/05/2008 tarihlerinden itibaren ayrı ayı işleyecek yasal faizleri ile birlikte gerçekleştirme görevlisi ... ve harcama yetkilisi ..."in her bir davalıya yapılan yersiz ödeme tutarından davalılar ile beraber müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek, yaptıkları ödemelerin davalılardan alınarak davacı idareye verilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
-2-
Davalılar; davanın reddine karar verilmesini dilemişlerdir.
Mahkemece; dava konusu yapılan tutarların idarece düzenlenen fazla mesai cetveline dayandığı bu idari işlemin iptalini gerçekleştirmeden bu davanın açılamayacağı nedeni ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava, yersiz ödenenin, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi istemine ilişkindir.
Somut olayda; temyize konu uyuşmazlık; yersiz ödendiği iddia edilen dava konusu paranın sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda davalılardan geri istenip istenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının, geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalması (zenginleşmesi) demektir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığından bir başkasının aleyhine olarak bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır.
Kural olarak zenginleşen, başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. (TBK m.77/1) Borç olmayanı rızası ile ödeyen kimse yanlışlığa düştüğünü ispat ettiği takdirde ödediğini geri isteyebilir. Burada kastedilen yanlışlık, eda ile ilgili olup, edada bulunanda bağışlama irade ve arzusunun bulunmadığını gösteren bir yanılmadır.
Bu bağlamda; HGK"nın 1982/13-387 E.-1984/997 K. sayılı kararında; hatalı intibak ve hatalı terfi gibi şart tasarrufun yanlış yapılması veya sonradan geri alınması halinde, daha önce bu şart tasarrufa dayanılarak memura yapılan fazla ödemenin idare hukuku ilkelerine göre geri istenebileceği ve geri isteme süresinin 60 gün olduğu, ancak şart tasarrufa dayanmayan salt hatalı ödemenin Borçlar Kanununun sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde geri istenebileceği açıklanmıştır.
Şart tasarruflar; önceden belirlenmiş hukuk kurallarının kişiler hakkında uygulanmasına dair işlemlerdir. Bu tür işlemler, hukuk düzeninde değişiklik yapmazlar; yalnızca kişilerin durumunda değişiklik yaparak onları bir durumdan başka bir duruma geçirirler. Şart tasarruflar; kişisel bir hukuki durum yaratmaları bakımından geniş anlamda sübjektif tasarruflar kapsamında olmalarına karşın, “konu” bakımından hukuk aleminde bir değişiklik yapmayıp, yalnızca hak sahibi süje bakımından bir yenilik ve değişiklik doğurmaları itibariyle, dar anlamda sübjektif tasarruflardan ayrılırlar.
Şart tasarrufa dayanılarak yapılan yanlış intibak ve ödemeler ancak iptal davası ya da yasalarda özel süre varsa bu süre içinde yahut iptal davası açılmışsa dava sonuna kadar geriye yürür biçimde geri alınabilir.
Dava konusu olayda, davacı idarenin herhangi bir şart tasarrufu bulunmadığı için şart tasarrufun varlığı halinde uygulanacak ilkeler somut olayda uygulanamaz.
Diğer taraftan davalılardan iadesi talep edilen alacak, para borcuna ilişkin olup, iade zamanında borçlunun elinden çıkmış olması veya harcanarak tükenmiş olması, borçlunun iade yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.
-3-
Hal böyle olunca mahkemece; herhangi bir şart tasarrufa dayanmayan hatalı ödemenin, sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde istenebileceği gözetilerek, tarafların tüm delilleri toplanıp, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 02.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.