(Kapatılan)13. Ceza Dairesi 2020/7293 E. , 2020/11561 K.
"İçtihat Metni"KANUN YARARINA BOZMA
Bıçakla müessir fiil suçundan sanık ...’ın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 456/4, 457/1 ve 647 sayılı Kanun’un 4/1. maddeleri uyarınca 273.780.000 Türk lirası ağır para cezası ile cezalandırılmasına dair Ödemiş Sulh Ceza Mahkemesinin 18/10/2001 tarihli ve 2000/342 esas, 2001/954 sayılı; nitelikli hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal etme ve mala zarar verme suçlarından adı geçen sanığın 5237 sayılı Kanun’un 142/1-b, 143/1, 116/2, 119/1-c, 151/1 ve 62. (3 kez) maddeleri 3 yıl 4 ay, 1 yıl 8 ay ve 3 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Ödemiş 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/02/2010 tarihli ve 2009/749 esas, 2010/131 sayılı ve kamu malına zarar verme suçundan aynı sanığın 5237 sayılı Kanun’un 152/1-a ve 62. maddeleri 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Ödemiş 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 27/04/2010 tarihli ve 2010/50 esas, 2010/319 sayılı kararlarının kesinleşmesini müteakip, hükümlünün memnu hakların iadesine yönelik talebinin kabulüne ilişkin Mersin 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/03/2018 tarihli ve 2018/201 değişik iş sayılı kararına karşı, Adalet Bakanlığı"nın 24.01.2020 gün ve 94660652-105-33-1285-2019-Kyb sayılı yazısı ile kanun yararına bozma ihbarında bulunulduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 18.02.2020 gün ve 2020/21293 sayılı ihbarnamesiyle Dairemize gönderildiği,
MEZKUR İHBARNAMEDE;
Dosya kapsamına göre;
1-5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu 13/A maddesinin 3. fıkrasında yer alan, “Yasaklanmış hakların geri verilmesi için, hükümlünün veya vekilinin talebi üzerine, hükmü veren mahkemenin veya hükümlünün ikametgâhının bulunduğu yerdeki aynı derecedeki mahkemenin karar vermesi gerekir.” şeklindeki düzenleme karşısında, somut olayda yetkili ve görevli mahkemelerin hükmü veren mahkemenin veya hükümlünün ikametgâhının bulunduğu yerdeki aynı derecedeki mahkeme olmasına rağmen anılan Mahkemesince karar verilmesinde,
2-5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu 13/A maddesinde yer alan, "" 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla, a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık bir sürenin geçmiş olması, b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir."" şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, memnu hakların iadesi kararı verilebilmesi için infazın tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık sürenin geçmiş olması gerektiği nazara alındığında, hükümlünün Ödemiş 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12/02/2010 tarihli ve 2009/749 esas, 2010/131 sayılı kararı ile mahkûm olduğu maddeleri 3 yıl 4 ay, 1 yıl 8 ay ve 3 ay 10 gün hapis cezasının 22/12/2017 tarihinde infaz edildiği cihetle, yasaklanmış hakların iadesine ilişkin kararın verildiği 26/03/2018 tarihinde 3 yıllık sürenin henüz tamamlanmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden anılan kararın bozulması gerektiğinin ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın ihbar yazısı incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden KABULÜ ile bıçakla müessir fiil, hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını ihlal etme, mala zarar verme ve kamu malına zarar verme suçlarından hükümlü ... hakkında Mersin 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/03/2018 tarihli ve 2018/201 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 12/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.