Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1287
Karar No: 2020/7958
Karar Tarihi: 01.12.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2020/1287 Esas 2020/7958 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2020/1287 E.  ,  2020/7958 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki asıl dava satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil; birleştirilen dava satış vaadi söleşmesinin iptali davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 11/11/2019 gün ve 2019/481 Esas, 2019/7574 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacılar- karşı davalılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Asıl dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil; birleştirilen dava satış vaadi sözleşmesinin muvazaa nedeniyle iptali istemine ilişkindir.
    Asıl davada davacı vekili, 185 parselde kayıtlı bulunan taşınmazın aslında müvekkillerinin murisi ... adına kayıtlı iken, vefatı sonucu murisin mirasçıları adına intikal ettiğini, dava konusu taşınmazı muris ..."ın ... 1. Noterliğinin 08/11/1971 tarih ve 11378 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile müvekkillerin murisi ..."a sattığını, parasını aldığını ve gayrimenkulün zilyetliğini devrettiğini, muris ..."ın taşınmazı o tarihten beri ekip biçtiğini, murisin vefat etmesi sonucunda davacıların dava konusu taşınmazı ekip biçmeye devam etiklerini, bu nedenle dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacılar adına tapuya kayıt ve tescilini talep ve dava etmiştir.
    Birleştirilen davada birleştirilen dava davacısı-davalı ..., ... 1. Noterliğinin 08/11/1971 tarih ve 11378 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin muvaaza nedeniyle iptalini talep ve dava etmiştir.
    Asıl davada bir kısım davalı vekili, tarafların murisi ..."ın davacıların murisi olan torunu ..."dan satış bedeli almadığını, satış vaadi sözleşmesinin yapıldığı sırada davacıların murisi ..."ın henüz 16 yaşında olduğunu, ekonomik gücünün dava konusu taşınmazı almaya yetmeyeceğini, dava konusu satışın muvazaalı olduğunu ve sözleşmenin zamanaşımına uğradığını beyan ederek davanın reddini savunmuş; davalılar ..., ..., ... ve ... ise davayı kabul etmiştir.
    Birleştirilen davada davacı- birleştirilen dava davalılar vekili, muris adına kayıtlı başka taşınmazlar olduğunu, taşınmazın zilyetliğinin 1971 yılından bu yana murisleri ..."da olduğunu, hiçbir mirasçının bu duruma itiraz etmediğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, asıl davanın reddine, birleştirilen davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacılar-birleştirilen dava davalılar vekili ve davalı-birleştirilen dava davacısı vekili temyiz etmişlerdir.
    Dairemizin 11.11.2019 tarih, 2019/481 E-2019/7574 K sayılı ilamı ile, “1-Asıl dava yönünden; davalılardan ..., ..., ... ve ... 01.11.2012 tarihli duruşmada davayı kabul etmişlerdir. Davayı kabul etmeyen davalılar açısından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmuyor ise de davayı kabul eden davalılar açısından, kabul beyanı değerlendirilmeksizin, davalıların tamamı yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. 2-Birleştirilen dava açısından, davanın açıldığı tarih nazara alınarak haklılık durumuna göre satış vaadi sözleşmesinin iptaline veya reddine yönelik bir hüküm kurulması gerekirken asıl dava yönünden muvaaza nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekçe gösterilerek dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi hatalı olup belirtilen gerekçelerle hükmün bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle hükmün oy çokluğu ile bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma ilamına karşı, davacılar- birleştirilen dava davalılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
    Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun 706., Türk Borçlar Kanunu"nun 237. (Borçlar Kanunu"nun 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan, muvazaa iddiasına dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. maddesi ve Türk Medeni Kanununun 6. maddesi gereğince herkes iddiasını ispatla mükelleftir.
    Somut olayda, dinlenen tanık beyanlarından davacılar murisi ...’ın küçükken ailesi ile değil dedesi miras bırakan ...’ın yanında besleme olarak kaldığı, birlikte yaşadıkları, davacılar murisi ...’ın dava konusu taşınmazın satış vaadi sözleşmesi ile kendisine devrinden sonra ölümüne kadar taşınmazı ihtilafsız kullandığı, ölümü ile de mirasçılarının kullanmaya devam ettiği, miras bırakan ... adına kayıtlı dava konusu taşınmaz dışında başka taşınmazlar da olduğu anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca, temlikin mal kaçırma ve muvazaalı yapıldığı iddiasının davalılar tarafından Hukuk Muhakemeleri Kanununun 190. ve Türk Medeni Kanununun 6. maddeleri uyarınca usulünce kanıtlanabildiğinin söyleyebilme olanağı yoktur.
    O halde mahkemece, davacılar murisi ...’ın taraf olduğu satış vaadi sözleşmesinin şeklen yasaya uygun düzenlenmiş olduğu, satış bedelinin ödendiği ve taşınmazın davacılar murisine teslim edildiği, davalılar tarafından da muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gözetilerek asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın ise reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle asıl davanın reddine, birleştirilen dava yönünden ise asıl davanın muvaaza nedeniyle reddine karar verilmesi gerekçe gösterilerek dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Hükmün bu nedenle bozulması gerekirken, bozma ilamında belirtilen değişik gerekçe ile bozulmasına karar verildiği bu defa yapılan incelemede anlaşıldığından, davacı- birleştirilen dava davalılar vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile, Dairemizin 11.11.2019 tarih 2019/481 Esas 2019/7574 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılmasına ve hükmün açıklanan nedenlerle belirtilen gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı - birleştirilen dava davalılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile, Dairemizin 11.11.2019 tarih ve 2019/481 Esas, 2019/7574 Karar sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA, hükmün yukarıdaki gerekçe ile BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın ve karar düzeltme harcının yatırana iadesine, 01/12/2020 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY
    Dairemizin 11.11.2019 tarih, 2019/481 E-2019/7574 K sayılı ilamında yazılı bozma gerekçesi Dairemizin yerleşik içtihatlarına uygun olduğundan sayın çoğunluğun karar düzeltme talebinin kabulüne dair kararına iştirak edemiyoruz.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi