
Esas No: 2016/2598
Karar No: 2019/155
Karar Tarihi: 08.01.2019
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2016/2598 Esas 2019/155 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı belediyede temizlik işçisi olarak çalıştığını, iş akdini emeklilik nedeniyle feshttiğini beyanla yıllık izin, hafta sonu ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazı yerinde değildir.
2-Davacının yıllık izin ücreti alacağı olup olmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.
Sözleşmenin feshi halinde kullanılmayan yıllık izin sürelerine ait ücret işçinin kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Böylece, iş sözleşmesinin feshinde kullanılmayan yıllık ücretli izin hakkı izin alacağına dönüşür. Bu nedenle zamanaşımı da, iş sözleşmesinin feshinden itibaren işlemeye başlar.
Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir.
Somut uyuşmazlıkta, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı işverende 13 yıl 9 ay çalışması olduğu tespit edilen davacının tüm çalışma süresi boyunca hak ettiği yıllık ücretli izin süresinin 206 gün olduğu davacının 107 gün yıllık izin kullandığı 99 gün yıllık izin hakkı bulunduğu kabul edilerek karar verilmiştir.
Dosyaya ibraz edilen belgelerden davacının kullandığı yıllık izin süresinin 160 gün olduğu halde raporda mahsup edilen sürenin 107 gün olduğu anlaşılmıştır.
Kabul şekline göre; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının çalışma süresine göre hak kazandığı yıllık ücretli izin süresi de hatalı hesaplanmıştır. Yıllık ücretli izin alacağı hak kazanılan tarihte yürürlükte bulunan yasaya göre hesaplanmalıdır. Davacının hizmetleri 1475 ve 4857 sayılı Yasalar kapsamında geçmiştir. İlk üç yıl 1475 sayılı Yasa kapsamında geçtiğinden 3x12=36 gün, kalan süre ise 4857 sayılı yasa kapsamında geçtiğinden 2x14=28 gün bakiye 8 yıl ise 8X 20=160 gün olmak üzere toplam 224 gün yıllık izin hakkının bulunduğu, 160 gün yıllık izin kullandığından bakiye 64 gün yıllık izin hakkı mevcut olduğundan ücretinin hesaplanarak hüküm altına alınması gerekirken hatalı hesaplama ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3-Davacının hafta sonu (cumartesi tam gün) çalışması nedeniyle alacağı bulunup bulunmadığı uyuşmazlık konusudur.
Davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK 194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m. 31) bulunduğu göz önüne alınarak, davacının cumartesi günü çalışması nedeniyle talebinin hafta tatili veya fazla çalışma olup olmadığı ve davacının genel çalışma biçimi de açıklığa kavuşturularak sonucuna göre varsa alacakları belirlenip hüküm altına alınması gerekirken yazılı gerekçe ile talebin reddi hatalıdır.
4-Davacının ulusal bayram ve genel tatil çalışmaları nedeniyle ücret alacağı bulunup bulunmadığı da uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda davalı işverence sunulan puantaj kayıtlarında davacının bayram ve genel tatil alacaklarına dair kayıt bulunduğu tespit edilmiştir. Bordrolarda ise tatil çalışmaları nedeniyle ücret tahakkuku yapıldığı anlaşılmıştır. Banka kayıtları da celbedilerek bordrolarda tahakkuk bulunan aylarda ödeme yapılıp yapılmadığı belirlenerek ödeme yapıldığının tespiti halinde yapılan ödeme mahsup edilerek hüküm kurulması gerekirken yazılı gerekçe ile sunulan kayıtlar nazara alınmaksızın hüküm kurulması da isabetsiz olmuştur.
Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 08.01.2019 gününde oybirliği ile karar verildi.