15. Hukuk Dairesi 2018/798 E. , 2018/3953 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm davacı ile davalı Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı vekillerince temyiz edilmiş, davacı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ... ve davacı iflas idare memuru ... ile davalı Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı vekili Avukat ..., fer"i müdahil ... ve ihbar olunan vekili Avukat ... geldi. Diğer davalı ve diğer fer"i müdahil gelmedi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, mahkemece davanın reddine dair verilen hüküm, davacı ve davalı taşınmaz maliki TOKİ vekilince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Müflis davacı taşeron şirketi temsilen iflas idaresi, davacının, davalı yüklenici SS ... Konut Yapı Kooperatifi ile adi yazılı biçimde imzaladığı 14.05.2004 günlü Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi uyarınca gerçekleştirdiği imalât bedelinin davalı yükleniciden ve taşınmaz maliki TOKİ"den tahsilini talep etmiştir.
Davalı yüklenici, davacının sözleşmeye uygun şekilde edimini ifa etmediğini, taahhüdünü yerine getirmediğinden, imzaladıkları sözleşmeyi haklı olarak feshettiğini ve davanın reddini savunmuştur.
Davalı taşınmaz maliki TOKİ ise, dava konusu 14.05.2004 tarihli sözleşmenin tarafı ve davacının akidi olmadığını, davacı ile arasında hiçbir hukuki ilişkinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece tahkikat aşamasının bitirilip, sözlü yargılamaya geçildiğinden bahisle tahkikatın bitiminden sonra yapılan ıslah talebinin reddine; davacı iflas idaresinin adli yardım talep edecek kişi ya da kurumlardan olmadığı gerekçesiyle de adli yardım talebinin reddine karar verilmiş; iki farklı bilirkişi heyetinden rapor alınarak düzenlenen bilirkişi kurulu
raporlarına göre müflis davacı şirketin yaptığı imalât bedelinin dava tarihi itibariyle 17.101.964,00 TL olduğu, davacı taşeron ile davalı yüklenicinin ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2008/350 Esasına kaydedilerek görülen davalarında 07.04.2010 günlü, 2010/190 Karar sayılı hükümle sözleşmenin geçersizliğine ve davalı SS ... Konut Yapı Kooperatifi"nin sözleşmeyi feshinin haklı olduğuna karar verildiğinden, davacı taşeron şirketin yaptığı imalâtın bedelini talep edebileceği, ancak davacının kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre kendisine isabet eden dairelerden toplam 13.196.450,00 TL, güncel değeri ile 24.887.926,00 TL tutarında konutu dava dışı üçüncü kişilere satarak paralarını tahsil ettiği, müflis davacı şirketin gerçekleştirdiği imalâttan fazlasını tahsil ettiği ve imalât bedeli olarak başkaca bir talepte bulunmasının mümkün olmadığı; feshedilen kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazlar üzerindeki yapının TOKİ"ye geçtiği, davalı TOKİ"nin, davacının yaptığı imalât bedeli 17.101.964,00 TL tutarında sebepsiz zenginleştiği, iflas eden şirketten konut satın alan dava dışı üçüncü kişilerin yaptıkları ödemelerle orantılı olarak TOKİ"den sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alacak talep edebilmelerinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
1-Davalı TOKİ vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmaları gerekir. Bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında bir karar verilemeyeceğinden, dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedilir. Taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu subjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için def"i değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir itiraz niteliğindedir. Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulu"nun 09.02.2011 gün ve 2010/15-657 Esas, 2011/49 Karar, 07.12.2011 gün ve 2011/1-631 Esas, 2011/745 Karar sayılı ilamlarında da benimsenmiştir.
Somut olayda "Davalı SS ... Konut Yapı Kooperatifi"ne tahsis edilen taşınmazda anahtar teslim 383 adet bağımsız bölümü kapsayan üstyapı ve ada içi altyapı ile çevre düzenleme inşaatı işi"ne ilişkin 14.05.2004 günlü sözleşme, davacı taşeron şirket ile davalı yüklenici kooperatif arasında imzalanmış olup, davalı TOKİ sözleşmenin tarafı değildir. Arsa maliki konumunda olan TOKİ"nin, davacı taşeron ile akdi ilişkisi mevcut olmadığı gibi, sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 110. maddesi hükmü gereğince başkasının fiilini taahhüt eden (garantör) sıfatını haiz olduğuna dair herhangi bir kanıt da sunulmuş değildir. Bu durumda davalı arsa maliki TOKİ yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerekir iken, TOKİ hakkında işin esası incelenerek hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2-Davacı vekilinin davalı yüklenici SS ... Konut Yapı Kooperatifi"ne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Kat karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri tapuda pay devrini de içerdiğinden, 818 sayılı BK"nın 213, TMK"nın 706, Noterlik Kanunu"nun 60 ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerine göre geçerliliği, resmi şekilde yapılmış olması koşuluna bağlıdır.
Davacı taşeron şirket ile davalı yüklenici kooperatifin imzaladığı dava konusu 14.05.2004 günlü eser sözleşmesi niteliğindeki arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi resmi şekilde düzenlenmediğinden, geçersiz olup; sözleşmenin tarafları aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri vermek zorundadır. Davacının bilirkişi raporlarında hesaplanan imalât bedeli alacağından, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olmayan dava dışı üçüncü kişilere sattığı konutlar karşılığında tahsil ettiği satış bedelinin mahsubu ile sonuca varılması mümkün değildir. Buna göre mahkemece sözleşme geçersiz olduğundan, son raporu düzenleyen bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak mahalli piyasa rayiçleri ile yapılan hesaplamada müteahhit kârı ve KDV bedele dahil olduğundan, davacı taşeronun gerçekleştirdiği tüm imalâtın bedeli, işin yapıldığı yıl serbest piyasa rayiçleriyle taşeronun kârı ve KDV ayrıca ilave edilmeksizin hesaplanıp, saptanan bu tutar üzerinden talebin de aşılmaması kaydı ile dava dilekçesindeki talep gözetilerek hüküm kurulması gerekirken; alınan bilirkişi raporlarında tespit edilen imalât bedeli alacağından, davacının, dava dışı üçüncü kişilere sattığı dairelerin güncellenmiş satış tutarının mahsubu sonucu davacının yaptığı imalâttan fazlasını tahsil ettiği ve imalât bedeli alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
O halde mahkemece yapılacak iş; dava konusu sözleşmenin tarafı olmayan ve davacı ile arasında akdi ilişki bulunmayan davalı arsa maliki TOKİ yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar vermekten; adi yazılı şekilde tanzim edildiğinden, geçersiz olan kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri alacağından; son raporu düzenleyen bilirkişi heyetinden alınacak ek rapor ile davacı taşeronun gerçekleştirdiği tüm imalâtın bedelinin, işin yapıldığı yıl mahalli serbest piyasa rayiçleri ile müteahhit kârı ve KDV ilave edilmeden hesaplanıp, dava dilekçesinde istenen talep de aşılmaksızın, bulunan tutarın hüküm altına alınmasından ibarettir.
Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle kararın temyiz eden davalı arsa maliki TOKİ lehine, 2. bent uyarınca da temyiz eden davacı taşeron şirket yararına BOZULMASINA, 1.630,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davalı TOKİ"ye, 1.630,00 TL duruşma vekâlet ücretinin davalı SS ... Konut Yapı Kooperatifi"nden alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden davacı ile davalı Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı"na geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 22.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.