11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/8596 Karar No: 2020/2677 Karar Tarihi: 03.06.2020
Defter ve belge gizleme - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/8596 Esas 2020/2677 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2017/8596 E. , 2020/2677 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Defter ve belge gizleme HÜKÜM : Mahkumiyet
1)Sanık hakkında defter ve belge gizleme suçundan açılan kamu davasında; sanığın, iflas edince defter ve belgeleri muhasebeciden alıp evine götürdüğünü, eşinden ayrılarak ortak ikametgahı terkedince eşi ve çocuklarının defter ve belgeleri bodruma taşıdıklarını, bodruma lağım akınca apartman yöneticisinin eski eşyaları ile birlikte lağım pisliği bulaşan defter ve belgeleri çöpe attığını, bu olaydan 4-5 ay sonra haberdar olduğunu, vergi dairesine giderek durumu anlattığını, kendisine belediyeden ve itfaiyeden geçmişe dönük tutanak getirmesini istediklerini, suç kastının bulunmadığını savunması, aile nüfus kaydına göre de, sanığın eşinden 07.02.2008 tarihinde boşandığının anlaşılması karşısında, savunmada adları geçen sanığın eski eşi Nazire Ertuğrul ve çocukları ile olay tarihindeki apartman yöneticisinin tanık sıfatıyla dinlenerek olayla ilgili bilgi ve görgüleri tespit edildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması, 2)Sanık hakkında tekerrüre esas alınan mahkumiyetin, 5237 sayılı TCK"nin 106/1. maddesinde yazılı tehdit suçuna ilişkin olması ve hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nin 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nin 106/1. maddesinde tanımı yapılan tehdit suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nin 7/2. maddesi uyarınca; ""Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur."" hükmü de gözetilerek, 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK"nin 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu, 3)5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki "velayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemesi hususunun Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 03.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.