3. Ceza Dairesi 2018/3668 E. , 2019/4724 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Beraat, mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosyada mevcut temyiz dilekçelerinin incelenmesinde, katılan sanık ..."nün "katılan sanık" sıfatı ile kurulan hükümlerin tamamını temyiz ettiği; katılan sanık ... müdafiin ise sadece "sanık müdafii" sıfatı ile sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmünü temyiz ettiği, sanık ... hakkında katılan ..."e karşı tehdit suçundan verilen beraat kararını ise "katılan" sıfatı ile aleyhe temyiz etmediği anlaşılmakla yapılan incelemede;
1) Sanık ... hakkında katılan ... "a karşı hakaret suçundan ve yine sanıklar ...ve ... hakkında katılanlar ... ve ..."a karşı kasten yaralama suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik katılan ... vekili ve katılan ..."un temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre katılan ... vekili ve katılan ... "un yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
2) Sanık ... hakkında katılan ..."e karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibareler iptal edilmiş ise de; bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
3) Sanık ... hakkında katılan ..."ye karşı kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a) Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre, sanığın kavga sırasında önce ustura ile katılanı yüzünden yaraladıktan sonra, eline geçirdiği bilardo sopası ile de kafasına vurduğu ve Malatya Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen rapora göre; sanığın eylemi nedeniyle katılanın, yüzünde sabit ize ve mandibula kemiğinde hayat fonksiyonlarını orta (2.) derecede etkileyen kemik kırığına neden olacak şekilde yaralandığı olayda, birden fazla nitelikli halin ihlali ile atılı suçu işleyen sanık hakkında, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş şekli ve sanığın kastının yoğunluğu da dikkate alınarak, 5237 sayılı TCK"nin 86/1. maddesi gereğince temel cezaya hükmedilirken, TCK"nin 3. maddesindeki orantılılık ilkesi de gözetilerek hakkaniyete uygun ve sonuca etkili şekilde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,
b) Sanığın aşamalarda alınan savunmalarında, kavga sırasında önce katılan ..."nün bilardo sopası ile kendisine saldırdığını iddia etmesi karşısında, taraf ve tanık beyanları da dikkate alınarak olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak, ilk haksız hareketin kimden geldiğinin tespitine çalışılması; bunun mümkün olmaması halinde Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas - 367 sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde, şüpheli kalan bu halin sanık lehine 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin asgari seviyede (1/4) oranında uygulanmasını gerektirdiğinin gözetilmemesi,
c) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
d) Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
e) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.04.2017 gün, 2015/1167 Esas - 2017/247 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanığa ek savunma hakkı tanınmadan,ddianamede gösterilmeyen 5237 sayılı TCK"nin 87/1-son maddesinin uygulanması suretiyle 5271 sayılı CMK"nin 226. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 06.03.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.