Esas No: 2021/13752
Karar No: 2022/7369
Karar Tarihi: 19.04.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/13752 Esas 2022/7369 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/13752 E. , 2022/7369 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim davasının Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılaması sonunda başvurunun kabulüne dair verilen kararın davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde İtiraz Hakem Heyetince itirazının reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada davacının yaralandığını ve malul kaldığını, iş göremezlik zararının tazmini amacı ile daha önce tahkim komisyonuna başvuru yapılıp bir miktar tazminat ödemesi yapıldığını, ancak davacının maluliyet oranında artış meydana geldiğini açıklayıp artan maluliyet oranı yönünden fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 6.000,00 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, talebini 159.185,00 TL'ye arttırmıştır.
Davalı vekili, talebin reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kabulü ile 159.185,00 TL maddi tazminatın 26/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem heyetince davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Başvuru sahibi vekili, davacının meydana gelen kazada yaralandığını ve malul kaldığını, cismani zararın tazmini amacı ile %12 maluliyet oranı üzerinden tahkim komisyonuna başvuru yapıldığını, yapılan başvuru neticesinde %12 maluliyet oranı üzerinden karar verildiğini, bu kez davacıda iyileşme süreci devam ettiğinden maluliyet oranının sürekli artış gösterdiğini belirterek maluliyete ilişkin alınan yeni raporda ise davacının maluliyet oranının % 37 olarak tespit edildiğini açıklayıp maluliyet oranındaki bu artış sebebi ile aradaki farka ilişkin maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Gelişen durum; olay sonucu meydana geldiği halde, başlangıçta bilinen yaralanmalar dışında, sonradan ortaya çıkan veya gelişen, olaya bağlı vücut bütünlüğünü bozan sonuçlar olarak tanımlanabilir.
Trafik kazası sonucu yaralanmalar nedeni ile ortaya çıkan zarar, kendi özel yapısı içerisinde, sonradan değişme eğilimi gösteriyor, zararı doğuran eylem veya işlemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değişiklik ortaya çıkıyor ise, artık "gelişen durum" ve dolayısıyla, gelişen bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değişiklikler söz konusu olacaktır. Böyle hallerde, zararın kapsamını belirleyecek husus, gelişmekte olan bu durumdur ve bu gelişme sona ermedikçe zarar henüz tamamen gerçekleşmiş olamayacaktır.
Gelişen durumun varlığı halinde gelişen durum yönünden yeniden dava açılabilmesi mümkündür. Gelişen durumun olup olmadığı ise her olaya özgü olarak kanıtlara göre değerlendirilir.
Davacıdaki yaralanmanın hangi tarihte tedaviyle tamamen sona erdiği, bu yaralanmadan dolayı gelişen bir durum olup olmadığı, varsa hangi tarihte gelişen durumun sona erdiği; diğer bir anlatımla, daimi iş gücü kaybının kesin olarak belirlenebilmesi için tedavilerinin ne zaman sona ereceği ve kesin maluliyet oranının hangi tarihte belirlenebileceği gerçek zararın tespiti açısından önemlidir.
Dosya kapsamından, davacının tedavisinin devam ettiğine, yeni ve gelişen durumlar nedeni ile tıbbi müdahale yapıldığına ilişkin bilgiler bulunmamaktadır. Maluliyete ilişkin raporda da gelişen durum olup olmadığı ve bunun sebebi açıklanmamış maluliyet oranının %37 olduğu belirlenmiştir. Ayrıca raporda dayanak yönetmelik belirtilmemiştir.
Maluliyet oranları bakımından fahiş fark bulunmakla birlikte, bu farklılığın maluliyet oranında zaman içinde ortaya çıkan gelişen durum olup olmadığı konusunda yapılmış bir araştırma da yoktur.
Açıklanan vakıalar karşısında İtiraz Hakem Heyeti'nce; tüm tedavi evraklarının dosyaya teminin sağlanması, maluliyet oranları bakımından fahiş fark bulunduğu dikkate alınarak, iki rapor arasındaki bu çelişkinin giderilmesi ile oran farklılığının maluliyette artış olarak kabul edilip edilemeyeceği (iki raporda maluliyet belirlemesine esas teşkil eden fiziksel ve fonksiyonel arazlarda zaman içinde gelişim olup olmadığı) hususlarında,kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre gerekçeli, denetime elverişli ve kaza ile illiyet bağının kurulduğu rapor alınması ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı biçimde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
2-Sigortacılık Yasası 30/17 md. ve 19/01/2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazetede yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13. fıkrasına "(13) (Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 19/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.