10. Hukuk Dairesi 2014/9748 E. , 2015/93 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hâline münasip eve konulan haczin kaldırılması ile satışın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen şekilde, İcra İflas Kanunu’nun 82’nci maddesi gereğince davanın haczin öğrenilmesi tarihinden 7 günlük hak düşürücü süresinden sonra açıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
6183 Sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca, süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir. Bu bağlamda, borçtan dolayı cebren tahsile geçmeden önce anılan Kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının “ödeme emri”nin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur. Bir başka ifade ile kamu alacağı için “ödeme emri” çıkarılmadan haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması kanuna aykırıdır.
6183 sayılı Yasanın 70. maddesine göre; borçlunun “hâline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İş mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tesbit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir.
Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan, ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda
belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmeyecektir. 6183 sayılı Yasanın tamamı incelendiğinde davacının meskeniyet iddiasını ileri sürmesi açısından herhangi bir hak düşürücü sürenin belirlenmediği görülmektedir.
Eldeki davada, mahkemece, davanın yasal dayanağının 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 82’nci maddesi olduğu kabul edilmiş ise de, yasal dayanağın 6183 sayılı Yasanın 70’inci maddesi olduğu ve dava hakkında hak düşürücü süre düzenlenmediği dikkate alınarak, davacının prim borçlusu ..."ndeki konumu ve bu kapsamda şirket yetkili ve temsilcisi ise 506 sayılı Yasanın 80’inci maddesi kapsamında ve şartları var ise 6183 sayılı Yasanın 35 ve mükerrer 35’inci maddeleri kapsamında sorumluluğu irdelenerek, öncelikle, kendi adına düzenlenmiş bir ödeme emrinin var olup olmadığı, var ise usulüne uygun tebliğ edilip, takibin kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması; takip kesinleşmemesi halinde, davacıya ait olduğu belirtilen eve haciz konulamayacağı hususunun gözetilmesi suretiyle, esasa girilmek yerine, yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedendir.
O hâlde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, mahkemece usûl ve yasaya aykırı olarak verilen karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.