16. Hukuk Dairesi 2016/15019 E. , 2020/340 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ...,... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan ve 1971 yılında yapılan kadastro sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, adına tescili istemiyle Hazine aleyhine dava açmıştır. Yargılama sırasında ... Köyü Tüzel Kişiliği davaya dahil edilmişir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, fen bilirkişisinin raporunda (A) harfiyle gösterilen 596,37 metrekarelik bölümün davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 4721 sayılı TMK"nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Davacı ..., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, dava konusu taşınmazın kendi adına tescil edilmesi istemiyle dava açmış ve Mahkemece de davacı lehine zilyetlik yoluyla iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazın vasfının belirlenmesi hususunda tek ziraatçı bilirkişi tarafından düzenlenen raporla yetinilmiş, dava konusu taşınmazın sınırında dere bulunduğu halde, jeolog bilirkişiden derenin aktif olup olmadığı ve derenin ıslah çalışmasının ne zaman yapıldığına ilişkin rapor alınmamış ve dava konusu taşınmazın imar-ihyasına ne zaman başlandığı ve imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı belirlenmeksizin hüküm verilmesi cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece mahallinde, yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu, 1 jeolog ve 1 fen elemanından oluşan bilirkişi heyetinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı imar-ihyasına ne zaman başlandığı ve imar-ihyanın ne zaman tamamlandığı hususları sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanları arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı; ziraatçı bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmaz bölümü üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığı, ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, çekişmeli taşınmaz bölümü ile komşu taşınmazların toprak yapıları ve nitelikleri hususunda fark bulunup bulunmadığı, çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliğini, kullanım durumunu ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin süresini kesin olarak belirleyen, bilimsel verilere dayalı gerekçeli ve ayrıntılı rapor alınmalı ayrıca taşınmaz bölümlerinin değişik yönlerden çekilmiş, komşu taşınmazlar ile aralarındaki sınırları gösterecek şekilde renkli fotoğraflarının rapora eklenmesi istenilmeli; jeolog bilirkişisine, dava konusu taşınmazın sınırında bulunan derenin ıslah çalışmasının ne zaman yapıldığı, derenin aktif olup olmadığı, taşınmazın derenin aktif alanında kalıp kalmadığı ve dereden kazanılıp kazanılmadığı, hususlarında rapor düzenlettirilmeli; fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli rapor ve kroki alınmalı tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri varsa komşu taşınmaz tutanak ve dayanaklarıyla ve bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanacak söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli; bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.