(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2011/12862 E. , 2012/1655 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Aile Mahkemesi Sıfatıyla)
DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davacı ve davalılardan ... tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, ziynet eşyalarının iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davalı ... aleyhine açılan davanın kabulüne, davalı ... hakkındaki davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı tarafından reddedilen ziynetler, davalı Ümmühan vekili tarafından davalı ...’dan tahsiline karar verilen ziynetler yönünden temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde davacıya düğünde takılan 5 adet 22 ayar hediyelik bilezik, 2 adet 22 ayar burgu bilezik ve 34 adet küçük altının davalı eş ..."ın bozdurup, kendi adına araba aldığını, düğünde takılan paralarla alınan set, 22 ayar ... bilezik ve 6 adet burgulu (2’li) bileziğin saklanması amacıyla kayınvalidesi olan davalı ... tarafından alındığını ve bir daha iade edilmediğini belirterek davalı ...’ın bozdurduğu ziynetlerin bedelinin davalı ...’dan, davalı ..."da kalan ziynetlerin de aynen olmadığı takdirde bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir. Davalılar vekili davalı ...’ın 34 adet çeyrek altını bozdurduğunu ancak diğer ziynetlerin davacı tarafından götürüldüğünü savunmuştur.
Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer.
Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz.
Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. .
Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını, ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını,ispat yükü altındadır.
Olayımıza gelince; Davacı dava dilekçesinde talep ettiği 5 adet hediyelik bilezik ve 2 adet burgulu bileziğin davalı ... tarafından bozdurulduğunu , düğünde takılan 1 adet set trabzon bilezik ve 6 adet ikili burgulu bileziğin davalı ...’da kaldığını dinlettiği tanık beyanlarıyla ispat edememiştir. Bununla birlikte davacı dava dilekçesinde “vesair delil” demekle yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya 7 adet bileziğin bozdurulduğu konusunda davalı ...’a, set, trabzon bilezik ve 6 adet ikili burgulu bileziğin davalı ...’da kaldığı konusunda, davalı ...’a, yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ve davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 07.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.