Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1259
Karar No: 2020/7938
Karar Tarihi: 01.12.2020

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/1259 Esas 2020/7938 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, davalının 278 parsel sayılı taşınmazdaki hissesini kendisine satmayı vadettiğini belirterek tapu tescilini talep etmiştir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiş ancak davalının savunma hakkının kısıtlandığı gerekçesiyle karar bozulmuştur. Tebligat Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca yapılan tebligatın geçerli olabilmesi için muhatabın adreste bulunmama sebebinin tespiti gerekmektedir. Kanunun 35. maddesi gereği tebligat yapılabilmesi için mahkemece aynı adrese usulüne uygun olarak en azından bir kere tebliğ yapılabilmiş olması gerekir. Tarafların dinlenilme ve savunma hakları Anayasa'nın 36. maddesi ve HMK'nin 27. maddesi ile güvence altına alınmıştır. Hukim tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Bu nedenle, kararın bozulması kararlaştırılmıştır. Kanunlar: 7201 sayılı Tebligat Kanunu, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik, Anayasa'nın 36. maddesi ve HMK'nin 27. maddesi.
14. Hukuk Dairesi         2017/1259 E.  ,  2020/7938 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19/03/2003 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01/07/2003 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı, davalının ... 13. Noterliğinin 28.08.2002 tarih 10811 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesiyle dava konusu 278 parsel sayılı taşınmazdaki 39/448 hissesini kendisine satmayı vadettiğini belirterek, davaya konu taşınmazda davalı adına kayıtlı hissenin adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ve karar 16.01.2004 tarihinde kesinleştirilmiştir.
    Hükmü davalı vekili, dava dilekçesi ile gerekçeli kararın müvekkiline usulüne uygun tebliğ edilmediğini, taraf teşkili sağlanmaksızın karar verildiğini ve müvekkilinin savunma hakkının kısıtlandığını beyan ederek temyiz etmiştir.
    7201 sayılı Tebligat Kanunun; “Belli bir yerde veya evde meslek ve sanat icrası” kenar başlıklı 17. maddesi uyarınca, “Belli bir yerde devamlı olarak meslek ve sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır.” Kanunun 17. maddesine göre yapılan tebligatın geçerli olabilmesi için, muhatabın adreste bulunmama sebebinin tespiti gerekir.
    Tebligat Kanunun 35. maddesinde yapılan 11.01.2011 tarihli değişiklikten önce, Kanunun 35. maddesine göre tebligat yapılabilmesi için öncelikle, mahkemece aynı adrese usulüne uygun olarak en azından bir kere tebliğ yapılabilmiş olması gerekir.
    Öte yandan, taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup re’sen yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulması gerekir. Savunma hakkı, Anayasanın 36. maddesi ile güvence altına alınmış olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde de “Hukuki dinlenilme hakkı” başlığı altında ayrıca düzenlenmiştir. Hakim, tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Buna göre hakim iddia ve savunma haklarını kullanabilmeleri için tarafları duruşmaya çağırmak zorundadır.
    Somut olaya gelince; dava dilekçesi ve duruşma günü tebligatının davalının “... Köyü/...” adresine çıkarıldığı; tebliğ memuru tarafından tebliğ evrakına “Muhatapla birlikte çalışan sakin yeğeni ... imzasına tebliğ edilmiştir.” şerhi yazılarak tebliğ edildiği, davalıya yapılan dava dilekçesi ve duruşma günü tebligatının muhatabın adreste bulunmama sebebinin tespit edilmemesi ve tebligat adresinin iş yeri adresi olup olmadığı belirlenmeden çalışanına tebliğ edilmesi sebebiyle usulüne uygun olmadığı; gerekçeli karar tebligatının ise, davalının aynı adresine çıkarılması üzerine tebliğ evrakının “ Muhatap ...’da ikamet etmektedir. Açık adresi bilinmiyor. Muhtar...imzalı beyanı, merciine iade” şerhi yazılarak merciine iade edildiği, daha sonra davalının bu adresine Tebligat Kanununun 35. maddesi uyarınca tebligat yapıldığı, ancak mahkemece aynı adrese daha önce usulüne uygun yapılmış tebliğ olmadığından, muhataba bu şekilde yapılan gerekçeli karar tebligatının da usulsüz olduğu anlaşılmıştır.
    Bu durumda mahkemece, davalıya 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilip taraf teşkili sağlanarak savunma ve delilleri toplandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmaksızın ve Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesi uyarınca hukuki dinlenme hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi