5. Ceza Dairesi 2015/8762 E. , 2019/3105 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tefecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Sanığın, katılanların kardeşi olan ... adına kayıtlı taşınmazları ücretini ödemek suretiyle aldığını, katılanlarla herhangi bir hukuki ilişkisinin bulunmadığını, hükme esas alınan kira sözleşmesinin hususi şartlar bölümünde yer alan yazının kendisi tarafından yazılmayıp sonradan eklendiğini savunarak yüklenen suçu kabul etmemesi ve sanık müdafi tarafından katılanlar hakkında özel belgede sahtecilik suçundan suç duyurusunda bulunulduğu belirtilmesine rağmen akıbetinin dosya kapsamından anlaşılamaması karşısında; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması bakımından, ifadelerde adı geçen ... "in tanık sıfatı ile dinlenilerek olaya ilişkin bilgi ve görgüsünün tespiti ile katılanlar hakkındaki suç duyurusunun akıbetinin araştırılmasından sonra hasıl olacak sonuca göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de;
CMK"nın 231/5. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilebilmesi için, aynı maddenin 6. fıkrasında zararın ödenmesi koşulu öngörülmüş ise de bu fıkraya 25/07/2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Yasanın 7. maddesi ile eklenen cümle de nazara alınıp, cezası TCK"nın 51. maddesine göre ertelenen sanığa, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul edip etmediğinin sorulması, uğranılan zarar miktarının saptanması ile tazmin imkanı tanınmasından sonra hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel adli sicil kaydı bulunmayan, hakkında takdiri indirim hükmü uygulanan sanığın kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda ulaşılacak kanaate göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yeterli olmayan gerekçelerle 5271 sayılı CMK"nın 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19/06/2007 tarihli ve 2007/10-108 Esas, 2007/152 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi, yasa koyucunun ayrıca adli para cezası öngördüğü suçlarda, hapis cezasının alt sınırdan tayini halinde mutlak surette adli para cezasının da alt sınırdan tayini gerektiği yönünde bir zorunluluk bulunmamakta ise de yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin adli para cezasının alt sınırın üzerinde 100 gün olarak tayin edilmesi,
Kısa süreli olmayan hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK"nın 53/3. maddesi uyarınca 53/1-c maddesinde belirtilen kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun hiçbir şekilde uygulanamayacağı, altsoyu dışındaki kişiler yönünden ise hapis cezasının infaz tarihine kadar yoksun bırakılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Sanık hakkındaki hapis cezası alt sınırdan belirlenmesine karşın, yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeksizin TCK"nın 51/3. maddesindeki denetim süresinin en üst sınırdan belirlenmesi,
Katılanlar Hazine, ... ve ..."in gerekçeli karar başlığında müşteki sıfatıyla gösterilmeleri suretiyle CMK"nın 232/2-b maddesine aykırı davranılması,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı Kararının 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca hükmün BOZULMASINA, 14/03/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.