20. Hukuk Dairesi 2013/10681 E. , 2014/2153 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, Halkalı Köyünde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunun kısmî ilâna çıkartıldığını, ancak, 103 ada 1 nolu orman parselinin eksik ölçüldüğünü ileri sürerek, bu alanın orman sınırları içine alınması ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili isteğiyle Hazineye husumet yönelterek dava açmıştır. Daha sonra yapılan kültür arazilerinin kadastrosu sırasında dava konusu taşınmazların tesbit tutanakları düzenlenerek davalı olarak mahkemeye gönderilmiş, mahkemece; tutanak iktisabında zilyet olarak ismi yazılı kişiler davaya dahil edilip taraf oluşturulduktan sonra; davanın reddine ve.... 106 ada 1, 2, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların tesbit gibi tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna ve kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişisi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden oldukları, üç taraflarının kuru dere ile çevrili bulunduğu ve kuzeylerinde yer alan yolun 1952 tarihli memleket haritasında da görüldüğü anlaşıldığına göre mahkemece davanın reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; Orman Yönetiminin 30 günlük kısmî ilân süresi içinde orman kadastrosuna itiraz davası açması nedeniyle dava konusu taşınmazlar hakkında malik haneleri boş bırakılarak tesbit tutanağı düzenlenmesi gerekirken, sehven kişiler adına tesbit tutanaklarının doldurulduğu anlaşıldığından, mahkemece, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince dava konusu taşınmazların gerçek hak sahipleri adlarına tescillerine karar verilecekken, tesbit gibi tapuya tescillerine denilmiş olması doğru değil ise de, bu husus, hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün ikinci paragrafında yer alan “...Halkalı Köyü 106 ada 1, 2, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların tesbit gibi tapuya tescillerine” ibaresinin hükümden çıkarılarak bunun yerine “...dava konusu Halkalı Köyü 106 ada 1 sayılı parselin tesbitteki yüzölçümüyle ham toprak niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 106 ada 2 sayılı parselin tesbitteki yüzölçümüyle tarla niteliğiyle ... adına tapuya
kayıt ve tesciline, 106 ada 3 sayılı parselin tesbitteki yüzölçümüyle tarla niteliğiyle .... ½’şer pay oranında tapuya kayıt ve tesciline, 106 ada 4 sayılı parselin tesbitteki yüzölçümüyle ham toprak niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline” ibaresinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K.’nun 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 20/02/2014 günü oy birliği ile karar verildi.