8. Ceza Dairesi 2014/25939 E. , 2014/24827 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : 8 - 2013/366250
MAHKEMESİ : Hekimhan Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 18/04/2013
NUMARASI : 2013/8 (E) ve 2013/115 (K)
SUÇ : Hakkı olmayan yere tecavüz
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Bir fiilin suç olup olmadığı işlendiği tarihteki yasalarca belirlenir. Diğer bir anlatımla, sanık hakkında suç tarihinde yürürlükte bulunan yasalar uygulanır. İstisnası suç tarihinden sonra yürürlüğe giren lehe yasanın geçmişe uygulanmasıdır. 765 sayılı TCK.nun 2. maddesinde olduğu gibi 5237 sayılı yasanın 7. maddesinde de, sonradan yü- rürlüğe giren lehe yasadan söz edilmektedir. Degişikliğin yasalarla yapılmayıp idari kararlarla yapılması yahut köy merasının suç işlendikten sonra imara açılması köy yerleşim yeri olarak kabul edilmesi gibi statü değişikliğinin olması hallerinde lehe yasanın uygu- lanmasından söz edilemez. Sonradan yürürlüğe giren yasa, önceki yasada suç olarak kab- ul edilen fiili suç olmaktan çıkarmalı veya suçun unsurlarında sanık veya hükümlüler lehine değişiklik yapmalıdır. Bu hallerde lehe yasanın uygulanması gerekmektedir. Kural olarak suçun unsurlarıyla ilgili idari düzenlemenin suçun oluşumunu etkilemeyeceği ka- bul edilmekle beraber, yürürlükten kaldırılan 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunun ek 7. maddesinde olduğu gibi “ithalat ve ihracat rejimi kararlarında veya 1615 sayılı Gümrük Kanununun 19 ve 20. maddelerine göre, Bakanlar Kurulunca alınan kararlarda lehe değişiklik yapılması veya bu kararların yürürlükten kaldırılması halinde, lehe olan kanun ve kanun hükümleri uygulanır” şeklinde yasayla özel bir düzenleme yapılması halinde, idari kararlar lehe sonuç doğurabilir. Ceza Genel Kurulu"nun 23.03.1987 gün 612/145, 11.10.1993 gün 213/236, 13/12/1993 gün 308/312 ve 20.12.1993 gün 299/334 sayılı kararlarında işgal edilen ve orman sayılan taşınmazın sonradan 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesine göre orman dışına çıkarılmasının oluşan suçu ortadan kaldırmayacağı, ancak manevi unsurun değerlendirilmesi gerektiği kabul edilmiş, 05.12.1994 gün 304/329 sayılı kararında da suç işlendikten sonra idarece çıkarılan teb- liğle yazar kasa kullanma zorunluluğunun ortadan kaldırılmasının işlenen suçu etkilemeyeceği belirtilmiştir.
6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Yasanın 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 1/3. madde ve fıkrasına göre, büyük- şehir belediyesi kurulan illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belde belediyeleri ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır, Geçici 1. maddenin 3. fıkrasında, göre tüzel kişilikleri kaldırılan belediye ve köylerin taşınmaz mallarının ilçe belediyesine devredileceği, 13. fıkrasına göre de tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olacağı düzenlenmiştir. Görüldüğü gibi 6360 sayılı Yasa ile TCK.nun 154. maddesinde değişiklik yapılmadığı gibi Yasanın yürürlüğe girmesinden önceki suçlara ilişkin olarak geçici bir madde ile de düzenleme yapılmamıştır. Aksine aynı hak sahipleri- nin yararlanmaya devam edecekleri anılan yasanın 16. maddesiyle kabul edilmiş, davalarda köy tüzel kişiliğinin yerine ilçe belediyelerinin taraf olacağı hükme bağlanmıştır. Dolayısıyla, yasayla yapılan bir idari yapılanma değişikliği olup, suç tarihinde köylünün ortak yararlanmasına tahsis edilmesi nedeniyle tecavüz edilmesi suç teşkil eden köy merasının, sonradan bir belediyeye katılması kullanım şeklini ve bunlardan yararlanabilecekleri etkilememekte, değiştirmemektedir. 6360 sayılı Yasanın 16. maddesi uyarınca mahalleye dönüşen köy, köy bağlısı ve belediyelerce kullanılan mera, yaylak, kışlak gibi yerlerden bu mahalle sakinleri ve varsa diğer hak sahipleri 25.02.1998 tarihli ve 4342 sayılı Mera Kanunu hükümleri çerçevesinde yararlanmaya devam edecek olması nedeniyle idari yapının değişmesine rağmen kullanım şekli değişmediği ve 6360 sayılı Yasa- nın suçun unsurlarını değiştirmediği gözetildiğinde anılan Yasadan önce işlenen fiillerin suç niteliği devam etmektedir. Öte yandan Büyükşehir Belediyelerinin kurulmasına ilişkin 2972 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra da yürürlük tarihinden önce işlenen fiiller suç olmaya devam etmiştir. Benzer uygulama, meranın köy yerleşim alanına dönüştürülmesinde de devam etmiştir. Ayrıca 6360 sayılı Yasada açık bir hüküm bulun- madığı ve TCK.nun 154. maddesinde değişiklik yapılmadığı halde yasadan önce işlenen fiillerin suç teşkil etmeyeceğinin kabulü halinde kesinleşmiş, infaz edilmemiş, infazı devam eden veya infazına başlanmamış olan mahkumiyet hükümlerinin de uyarlama yargılaması ile yeniden değerlendirilmesi ve eylemin suç olmaktan çıkarılması görüşüyle beraaat kararı verilmesi gerekmektedir. 6360 sayılı Yasayla özel bir hüküm getirmeyen ve 5841 sayılı Yasanın 1. maddesinde olduğu gibi TCK.nun 154. maddesinde değişiklik yapmayan yasa koyucunun 6360 sayılı Yasa ile 765 sayılı TCK.nun 513. ve 5237 sayılı TCK.nun 154/2. maddesine göre suç oluşturan ve kesinleşmiş bulunan mahkumiyet hükümlerini ortadan kadırmak amacı bulunmadığı da anlaşılmakla, tebliğnamede yer alan bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Sanığın aynı yerde köy yoluna tecavüzü nedeniyle İlçe İdare Kurulunca verilen 2010/19, 2012/5, 2012/12 sayılı kararların bulunduğu ayrıca UYAP sorgulamasın- da da aynı yere yönelik birden fazla ceza davasının bulunduğu anlaşılmakla; hakkı olmayan yere tecavüz suçunun kesintisiz suçlardan olup ve hukuki kesintiyi oluşturan iddiana- menin düzenlendiği tarihe kadar gerçekleştirilen eylemlerin tek suç, bu tarihten sonra gerçekleştirilen eylemlerin ise ayrı suç oluşturacağı gözetilerek ilgili dava dosyalarının da getirtilip incelenmesi, bu şekilde aynı yere ilişkin başkaca dava açılıp açılmadığı kesin biçimde saptanarak, mümkün olduğunda davaların birleştirilmesi, aksi halde, incelenerek dosya içerisine alınıp bu davaları ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dosyaya konulduktan sonra ve tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik incelemeyle yazılı biçimde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK.nun 321. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 05.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.