13. Hukuk Dairesi 2013/1921 E. , 2013/2616 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile imzaladıkları devre tatil sözleşmesi gereğince, Manavgat İlçesi, ... mevkiinde bulunan 911 ve 1139 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ... Tatil Sitesinde D bölgesinde bulunan evin 2. Ve 10. Devrelerini kapsayan devre tatil hakkına sahip olduğunu, gönderilen 14.2.2005 tarihli yazı ile, yenileştirme ve iyileştirme kapsamında siteye 11.557.000 TL. tutarında harcama yapıldığını, bu miktarın yenileme katkı payı adı altında devre sahiplerinin hisselerine düşen tutarlarda ödemeleri gerektiğinin bildirildiğini, ancak ödeme yapılmadığını, yapılan bu imalatlar nedeniyle devre tatil hakkının rayiç değerinin arttığını, bu artış oranında da davalının sebepsiz zenginleştiğini belirterek, yenileme ve iyileştirme bedelinden fazla hakları saklı kalarak 2.773 TL.nin 29.12.2005 tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, yenileme katkı payına ilişkin talebin, sözleşme, yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir,
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davalının, eldeki davadan tefrik edilen 2005/417 esasta görülen dava ile, davacı şirket tarafından gönderilen 14.2.2005 tarihli yazı ile, yapılan işler gerekçe gösterilmek suretiyle, “yenileme katkı payı” adı altında ödeme yapılmasının talep edilemeyeceğini belirterek, borçlu olmadığının tespitini ve bu hususta yaratılan muarazanın men’ini talep ettiği, mahkemece devre sahibinin 226,00 TL. dışında yenileme katkı bedelinden sorumlu olmadığının tesbitine karar verilip kesinleştiği, tefrik edilen eldeki dava ile de; davacının davalının sebepsiz zenginleşmesine dayanarak, tazminat isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalının tarafları, konusu ve sebebi aynı olacak şekilde asıl davada tesbit edilen miktar dışında yeniden davacı tarafın tazminat talep etmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı şirket tarafından, 29.12.2005 tarihi itibariyle devre sahiplerinin sebepsiz zenginleşmesinin meydana geldiği belirtilerek, bu tarihe kadar yapılan yenileme giderleri nedeniyle tazminat isteminde bulunulduğuna göre, benzer dosyalarda Dairemize ait bozma kararlarında da ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, davacının, objektif iyiniyet kurallarına göre, evlerin ve müşterek kullanıma ayrılan yerlerin normal olarak kullanılabilmesi, varlığını koruyabilmesi için zaruri olan bakım ve onarımı, evlerdeki yıpranan eşyaların zorunlu olarak yenilenmesi için gereken masrafları davalı devre tatilciden sözleşme kapsamına göre isteyebileceğinin kabulü gerekeceğinden, davacı şirketin sebepsiz zenginleşmeye dayalı söz konusu talep hakkının da anılan sözleşmeden doğduğunun kabulü gerekir. Davalı tarafından açılan menfi tesbit davası sonucunda, mahkemece verilen hüküm, davalının 2001 yılından başlayarak 14.2.2005 tarihli yazı ile bildirildiği tarihe kadar davacı şirket tarafından yapılan makul ve normal tamirat, tadilat, yenileme ve onarım giderlerinden ünite ve devre başı ile davacı hissesine düşen bedelin yenileme katkı bedeli konusunda borçlu olduğu miktarı gösteren tesbit hükmü niteliğindedir. Davalının borçlu olduğu tesbit edilen miktar ile birlikte sebepsiz zenginleşmenin meydana geldiğini bildirdiği 29.12.2005 tarihine kadar talep edebileceği yenileme katkı bedelinin, davacı şirket tarafından icrai nitelik taşıyan eda davası ile talep edilmesine yasal bir engel bulunmamaktadır. Kaldı ki, davacının eda davası açmasında hukuki yararı da bulunmaktadır. O halde, eldeki dava açısından davalının sorumlu olduğu 29.12.2005 tarihine kadar yenileme katkı bedelinin belirlenerek davacıya ödetilmesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece yanlış değerlendirme ile reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan temyiz edilen kararın, davacı şirket yararına BOZULMASINA, peşin alınan 18.40 TL temyiz harcın istek halinde iadesine, 7.2.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.