20. Hukuk Dairesi 2013/10671 E. , 2014/2142 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Kuzdere Köyü 107 ada 170 parsel sayılı 151048,83 m² yüzölçümündeki taşınmaz, Yazıbeli Devlet Ormanı niteliği ile belgesizden Hazine adına tesbit edilmiştir.
Davacı, bu taşınmaz içinde ... demiryolu hattının 222 + 600 ile 223 + 400 km"leri arasında kalan bölümün kamulaştırma tapusu bulunduğunu ileri sürerek, tapu kaydı kapsamında kalan kısmın TCDD adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu parselin 25/05/2011 tarihli krokide (A)=19994,06 m²"lik kısmın tesbit tutanağının iptali ile TCDD adına; (B) ve (C) kısımlarının tesbit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19/11/2012 tarih ve 2012/3976-12915 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Davacı, tapu kaydına dayalı olarak orman sınırlandırılmasının iptalini ve orman parseli içinde kalan taşınmazın adına tescilini istemiştir. Çekişmeli taşınmazın 174 ilâ 197 sayılı orman sınır taşlarının teşkil ettiği, kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığı, dosyada bulunan ve hükme dayanak alınan orman ve fen bilirkişi raporlarından anlaşılmakta olup, bu husus taraflar arasında niza konusu dahi değildir. Davalı taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 6831 sayılı Kanuna göre yapılmış ve 25.01.1996 - 25.07.1996 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşmiştir. Davacının bu tarihler arasında tahdide bir itirazı olmadığı için onun açısından da tahdit kesinleşmiştir. Tapu kaydına dayalı olarak 10 yıllık süre içinde dava açma hakkı, tapu maliklerine 28.05.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3373 sayılı Kanun ile getirildiğinden, davacı ancak tapu kaydının taşınmaza uyması halinde orman sınırlamasının iptalini isteyebilir. Yapılan keşif sırasında davacı tarafın dayandığı tapu kayıtlarının taşınmaza uymadığı saptanmıştır. Çekişmeli taşınmaza arazi kadastrosu sırasında yeni tutanak düzenlenmesi davacıya yeni bir dava hakkı vermeyeceğinden dinlenme olanağı olmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle kabulüne karar verilmesinin usûl ve kanuna aykırıdır.” denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Müdürlük tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 25/01/1996 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, davanın reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; kadastro hâkimi düzenli sicil oluşturmak zorunda olduğundan, dava konusu Kuzdere Köyü 107 ada 170 sayılı orman parseli hakkında sicil oluşturulmamış olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün birinci bendinin devamına “…..davanın reddine,” ibaresinden sonra gelmek üzere “dava konusu Kuzdere Köyü 107 ada 170 sayılı parselin tesbit gibi orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline” ibaresinin eklenmesi suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK".nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 20/02/2014 günü oy birliği ile karar verildi.