18. Ceza Dairesi 2016/9251 E. , 2016/13040 K.
"İçtihat Metni"
Hakaret suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 125/3-a, 29, 52/2 ve 62. maddeleri uyarınca iki kez 3.020,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair .... Sulh Ceza Mahkemesinin 15/02/2012 tarihli ve 2010/2461 esas, 2012/743 sayılı kararının,...Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/02/2016 gün ve 73208 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında: “Dosya kapsamına göre; olay tarihinde tutuklu olan sanığın tedavi amacıyla götürüldüğü hastanede beklerken kendisini lavaboya götüren görevliler ... ve ..."na yönelik hakaret eylemleri nedeniyle mağdur sayısınca 2 kez hakaret suçundan cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, 5237 sayılı Kanun"un 43/2. maddesi uyarınca aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek fiille işlenmesi durumunda zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği cihetle, sanığın adı geçen müştekilere yönelik hakaret eylemini aynı suç işleme kararı içinde işlediği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni bir hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerekmektedir.
5237 sayılı TCK’nın “Zincirleme Suç” başlıklı 43. maddesinin 1. fıkrasında; “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır” şeklinde zincirleme suç tanımlanmış, ikinci fıkrasında ise; “Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır” denilmek suretiyle zincirleme suçtan farklı bir müessese olan, aynı nev’iden fikri içtima kuralı düzenlenmiştir.
Türk Ceza Kanunu sistematiğinde, kural olarak yasadaki suç tanımına uygun her bir netice ayrı bir suç oluşturmasına karşın, bu kuralın istisnaları olarak, TCK’nın “suçların içtimaı” bölümünde, 42, 43 ve 44. maddelerine yer verilmiştir. Aynı nev’iden fikri içtima halinde, fiil yani hareket hukuksal anlamda tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Bu durumda hareket tek olduğu için, fail hakkında tek bir ceza verilecek, ancak bu ceza mağdur sayısı fazla olduğu için, TCK’nın 43/1. maddesine göre artırılacaktır. (Ceza Genel Kurulunun 05/06/2012 tarih ve 15/491-219 sayılı ilamı da bu doğrultudadır.) Ayrıca bu mağdurlara veya mağdurlardan birine karşı aynı suç işleme kararının icrası kapsamında, aynı suçun değişik zamanlarda birden fazla işlenmesi durumunda cezanın TCK"nın 43/1 maddesi uyarınca artırılması gerekecektir.
İnceleme konusu somut olayda, kolluk kuvvetince tutulan tutanak ve müşteki kolluk görevlilerinin beyanlarından, adliye yakınındaki cezaevi bahçesinde cezaevi ring aracında duruşması için bekletilen sanığın ring aracının kapılarının açılmasını istediği, araç yakınındaki görevlinin üstüne sormadan açamayacağını belirttiği, daha sonra .... uzman çavuş olan müşteki .... tarafından sanığın tuvalete götürülmesi sırasında araç kapısının açılmaması nedeniyle müşteki ...."a hakarette bulunduğu, tuvaletten çıkışında araca götürülürken sanığın kollarına giren müşteki jandarma erler ... ve ..."na yönelik te sanığın aynı nedene dayalı olarak hakarette bulunduğu, bu şekilde sanığın müşteki jandarma görevlilerine yönelik hareketlerinin aynı yer ve zamanda, aynı suç işleme kararıyla, birbirini takip eden söz ve davranışlarla gerçekleşmesi nazara alındığında, hukuken bir bütün halinde tek bir hakaret fiilini oluşturduğu anlaşılmakla, tek fiille birden çok müştekiye karşı hakaret suçunu işleyen sanık hakkında TCK’nın 43/2. maddesinde düzenlenmiş bulunan aynı nev’iden fikri içtima hükümleri uyarınca tek ceza verilip, bu cezanın aynı Kanun"un 43/1. maddesi uyarınca arttırılması gerekirken, sanığın her üç müştekiye yönelik eylemlerinin ayrı, bağımsız hakaret suçlarını oluşturduğu kabul edilerek ayrı ayrı üç cezaya hükmedilmesi hukuka uygun bulunmamıştır.
Yine mahkemece hakaret suçundan mahkum edilen sanığın, eylemini haksız tahrik altında işlediğinin kabulüyle, TCK"nın 29/1. maddesi uyarınca cezasından 1/4 oranında indirim yapıldığı ve sanığın neticeten ayrı ayrı üç kez 3020 TL adli para cezasıyla cezalandırıldığı görülmektedir. Ancak yapılan haksız tahrik uygulamasında, hakaret suçuna ilişkin özel hüküm olan ve daha lehe düzenlemeler içeren TCK"nın 129. maddesi yerine, aynı Kanunun genel tahrike dair 29. maddesinin uygulanması, hukuka uygun görülmemiştir.
Yargıtay incelemesi sırasında saptanan ve yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedeni, kanun yararına bozma konusu yapılmadığından belirtilen kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir. CGK"nın 17.7.2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27.3.2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen "Kanun yararına bozma" kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedenleri açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın .... Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 13.06.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.