17. Hukuk Dairesi 2014/9810 E. , 2016/10189 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
-KARAR-
Davacı vekili; davalılardan ..... Tic. Ltd. Şti"nin işlerinde kullandığı ve sigortalı çalışanı davalı ..."in sevk ve idaresindeki, diğer davalı ..."ın maliki olduğu aracın 02/01/2008 tarihinde seyir halinde iken, yolun sağında park yerinde durmakta olan, davacılardan ..."nın elektrik malzemesi indirdiği araca arkadan çarptığını, davacılardan ..."nın ağır yaralandığını, davalılardan araç sürücüsü ..."in tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, tedavi masrafları, geçici ve devamlı iş göremezlik nedeniyle zararı ve araçta meydana gelen değer kaybı zararı olduğunu, davacıların uğramış oldukları zararların karşılığı olarak şimdilik 15.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek olan reeskont faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı ...
için 100.000,00 TL, eşi ... için 15.000,00 TL, babası ... için 10.000,00 TL, çocukları için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 135.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan ..., ... ve .... San. Tic.Ltd.Şti"den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davacı vekili 05.09.2013 tarihli dilekçesi ve 21.11.2013 tarihli duruşmadaki beyanı ile maddi tazminat taleplerinin davalı ... şirketi tarafından karşılandığını bildirmiştir.
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekili; adli tıp raporunu kabul etmediklerini, tazminat hesabı için bilirkişi incelemesi yaptırılmasını talep ettikleri anlaşılmıştır.
Davalı ..... San. Tic. Ltd Şti. Vekili; açılan davayı sıfat yönünden kabul etmediklerini, olayla ve olaya karışan kişilerle ilgilerinin bulunmadığını, araç sahibinin ... olduğunu, işleten sıfatının da kendisine ait olduğunu, ..."in her ne kadar müvekkil firma ..."lı olarak çalışanı olsa da olay tarihinde izinli olduğunu ve araç maliki ..."ın yardım istemesi üzerinde aracı kullandığını, araçların sahibinin taşeron anlaşması yapılan kişiler olduğunu, araç kullanan kişilerin de doğrudan bu taşeron sözleşmesi sahibi kişiler veya bir çalışanı olduğunu belirterek davanın reddini istediğini, 21/11/2013 tarihli duruşmaya katılan şirket yetkilisi ..."ın kaza sırasında dava konusu aracın şirketin malını taşıdığını, kazaya neden olan aracı iş olduğunda çağırdıklarını ifade ederek davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı ...; kaza sırasında aracı kendisini kullandığını, aracın ..."a ait bulunduğunu, kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığını belirtmiştir.
Davalı ...; kazaya neden olan aracın kendisine ait olduğunu, ...şirketine kiraladığını, ancak yazılı sözleşme olmadığını, kendisinin de ...şirketinde sigortalı çalıştığını, olay günü şirketin kendisini başka bir işte görevlendirdiğini ve kendisine ait araçta da ..."in şoför olarak görevlendirildiğini, aracı kiraladığı için kendi sorumluluğunun bulunmadığını belirtmiştir.
Mahkemece, maddi tazminatla ilgili talep ödeme nedeniyle konusuz kaldığından esas hakkında hüküm verilmesine gerek bulunmadığına; manevi tazminatla ilgili olarak davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 25.000,00 TL, davacı ... için 3.000,00 TL, davacı ... 1.000,00 TL, .... için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı ..., ... ve .... San. Tic. Ltd.Şti"den tahsilde tekerrür olmamak üzere müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Davacılar vekili 03.08.2016 tarihli dilekçesi ile .... San. Tic. Ltd.Şti. Yönünden davayı takip etmeyeceğini ve bu davalı yönünden davadan feragat ettiğini bildirmiştir.
Davadan feragat öncelikle bir usul işlemidir. Dava konusu olayda davalılar arasında mecburi değil, ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan, davacı tarafın davalılardan birisi hakkındaki feragati usul hukuku bakımından diğer davalı aleyhine bir sonuç doğurmaz ise de, davadan feragat aynı zamanda bir maddi hukuk işlemi olduğundan, işleten davalı hakkındaki feragatin daha sonra bu davalıya rücu hakkı bulunan diğer davalıları etkileyip etkilemediğinin üzerinde durulması gerekir. O halde, mahkemece, bu yön üzerinde durulmak, davacının bir karşılık alıp almadığı, feragatin sirayet edip etmeyeceği de tartışılarak feragat hakkında karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2)Bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1)numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 07/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.