12. Ceza Dairesi 2015/1198 E. , 2015/5878 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın, 03.12.2001 tarihinde satın aldığı ve ... Koruma Kurulu"nun 01.06.1990 tarih ve 1946 sayılı kararı ile 1.derecede arkeolojik sit alanı olarak tescillenen “Bintepeler Nekropolu” nde kalan ve içerisinde tümülüs bulunan araziyi sürdürerek zeytin ağaçları dikmek suretiyle zeytin bahçesi yaptığı olayda;
Anayasa Mahkemesi"nin 13/10/2012 tarih, 28440 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 2011/18 Esas, 2012/53 sayılı kararı ile 08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun kapsamında olay değerlendirildiğinde; Yüksek Mahkemece “mülkiyet hakkı ihlali” iddiasının kabul edilmediği, ancak, hukuk devletinin temel ilkelerinden olan “belirlilik ilkesi” ne göre, kişilerin maliki bulundukları taşınmazların korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı niteliğiyle tescilli olduğunu ya da sit alanı içerisinde kaldığını öğrenmeleri gerektiği hususunun vurgulandığı, iptal hükmündeki gerekçeler doğrultusunda, 2863 sayılı Kanunun “tespit ve tescil” başlıklı 7. maddesinin 6498 sayılı Kanun ile değiştirildiği, buna göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edilmesi; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulması gerektiği; belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılacağı;
Bu bağlamda, suçun işlendiği yerde 13.04.2009 günü yapılan keşif sonrası alınan 05.10.2009 tarihli arkeolog bilirkişi raporunda, taşınmazdaki tümülüs yığmasının bulunduğu alanın sürülü olmadığı ve üzerine zeytin dikilmediği, taşınmaza dikilen zeytin ağaçları ve kullanma eylemi sırasında tümülüse herhangi bir fiziki müdahalede bulunulmadığı ve zarar verilmediğinin, 19.04.2010 günü yapılan keşif sonrası alınan 28.04.2010 tarihli ziraat mühendisi bilirkişi raporunda; taşınmazın tamamında sofralık zeytin tesisi bulunduğu, zeytin ağaçlarının ortalama 6-7 yaşında olduğu, bir kısım zeytin ağaçlarının ise yeni dikildiği, bu fidanların 2-3 yaşında olduğu, taşınmaz üzerinde zeytin tesisi yapıldıktan sonra yıllar itibari ile tutmayan ve kuruyan ağaçların yerine zamanla yenilerinin dikildiğinin belirlenmesi, ...Müdürlüğü... Müdürlüğünün 03.06.2008 tarihli yazısı ile, sanığa arazide zeytin ağacı dikmesi için izin verilmediğinin bildirildiği,
Suça konu yerin sit alanı ilanı olarak tespit ve tesciline ilişkin ... Koruma Kurulunun 01.06.1990 tarihli ve 1946 (B) sayılı kararının taşınmaz maliklerine duyurusuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmamakta ise de, eylemin 1.derece arkeolojik sit alanı olarak tescillenen “Bintepeler Nekropolü” içerisinde kalan ve 2863 sayılı Yasanın 6.maddesinde yer alan korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarından olan “Tümülüs”ün bulunduğu arazide gerçekleştirilmiş olması, somut olayın özellikleri, taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde, suç tarihi itibariyle arkeolojik sit şerhinin bulunması, .. . Koruma Bölge Kurulunun 12.12.2013 tarihli kararına göre, izinsiz müdahalenin sürmesi nedeniyle kaldırılmasına karar verilmesi, sanığın, araziyi olaydan 8 yıl önce satın aldığı, 2 yıl sonra da zeytin ektiği, araziye senede bir sürmek için uğradığı, araziyi korumak amacıyla tarlanın etrafına araziyi aldığı sene tel örgüden çit çektiği, araziyi devamlı korumak istediği ancak bir bekçi kulubesi yaptırmasına izin verilmediği, zeytinleri diktikten sonra arazinin tarihi yer olduğunu öğrendiği şeklindeki savunma içeriklerinden de anlaşılacağı üzere, sit alanı kararının ilan edilmemiş olmasına rağmen, arazide tümülüs bulunduğunun ve arazinin 1.derece arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığının sanık ve herkes tarafından haricen bilinebilecek durumda olduğu, dolayısıyla sanığın, sit alanındaki tümülüsün bulunduğu araziye izinsiz zeytin fidanı dikmek suretiyle bilerek fiziki müdahalede bulunduğu, sanığın, duruşmadaki 27.01.2014 tarihli, suça konu yerin sit alanı içerisinde kaldığını bilmediğine dair savunmasının itibar edilebilir mahiyette olmadığı anlaşılmakla, suça konu yerin koruma amaçlı imar planı onaylanmış sit alanında bulunmadığının da tespit edilmesine göre, sanığın, süreklilik arzeden eylemi nedeniyle, 2863 sayılı Kanunun 65/b, TCK"nın 43. maddeleri uyarınca mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, 2863 sayılı yasada 6498 sayılı yasa ile yapılan değişiklik ile tebliğ veya ilanın suçun unsuru olarak düzenlendiğinden bahisle hatalı gerekçe ve değerlendirme ile beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 06.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.