22. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/28141 Karar No: 2020/4059 Karar Tarihi: 03.03.2020
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/28141 Esas 2020/4059 Karar Sayılı İlamı
(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/28141 E. , 2020/4059 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkillerinin davalıların Sakarya ili Kocaali İlçesi Caferiye köyünde bulunan 140 dönümlük fındık bahçesi evleri, villaları ve harici arazilerinin bekçiliğini ve bakımını ailece yaptıkları, fındık toplama ve tüm işlerini yapak üzere 13/07/1991-20/11/2008 tarihleri arası çalıştıkları fazla çalışma ve genel tatil çalışması yaptıkları iddiası ile her bir davacıların kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacaklarının ayrı ayrı tahsilini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde her bir davacı yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın davacılar tarafından süresinde temyizi üzerine 11/03/2016 tarihli ek karar ile temyiz isteminin miktar itibariyle kesinlik sınırı sebebiyle reddine karar verilmiştir. Ek karar süresi içerisinde davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuku Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427. maddesi uyarınca temyiz edilemez. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz. Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde, kısaca kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir. Bir davanın kısmi dava mı, yoksa tam dava mı olduğu, özellikle dava dilekçesinin istem sonucu bölümünde, “fazlaya ilişkin hakların saklı tutulup tutulmadığı” ile ilgilidir. Davacı bu ya da benzeri ifadeleri kullanmışsa “kısmi dava” açtığı sonucuna varılır. Davacının bu yolda bir beyanda bulunmaksızın açtığı dava ise bir “tam dava”dır. Fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmaması hâlinde, geriye kalan haktan zımnen feragat edilmiş sayılır. Dosya içeriğine göre 1086 sayılı Hukuku Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun yürürlükte olduğu dönemde fazlaya dair hakları saktı tutulmadan açılan davada, davacıların ayrı ayrı hüküm altına alınan ve temyize konu edilen alacak miktarları karar tarihi itibari ile 2.190,00 TL olan kesinlik sınırı kapsamında kaldığı anlaşılmakla; mahkemenin, temyiz talebinin reddine ilişkin 11/03/2016 tarihli ek kararı, usul ve kanuna uygun olduğundan, davacıların yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile 11/03/2016 TARİHLİ EK KARARIN ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 03/03/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.