Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/12380
Karar No: 2016/10178
Karar Tarihi: 07.11.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/12380 Esas 2016/10178 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/12380 E.  ,  2016/10178 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    -K A R A R-
    Davacı vekili, davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu aracın, davacının sürücüsü olduğu motorsiklete çarpmasıyla oluşan kazada, davacının ağır şekilde yaralanıp hayati tehlike geçirdiğini, işgücü kaybına uğradığını, çifçilik yapan davacının kaza nedeniyle kazanç kaybı yaşayıp maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 1.000,00 TL. maddi ve 10.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 15.01.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat taleplerini 68.050,84 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı ... vekili, talep olunan manevi tazminatın fahiş olduğunu, davacının yaralanmasıyla ilgili net saptama yapılmadığını ve rapor alınması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, davacının uğradığı maddi zararı ispat etmesi gerektiğini, araç işleteni olan davalının kazada kusuru olmadığından manevi tazminattan sorumlu tutulamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile 44.399,89 TL. maddi ve 5.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazası sonucu uğranılan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    818 sayılı BK"nun 46/1. maddesi (6098 sayılı TBK md. 54) hükmü gereğince, cismani zarara uğrayan kişi, bu zarar nedeniyle çalışma gücünün tamamen ya da kısmen kaybedilmesinden doğan zararlarının tazminini talep edebilir. Zarar talebinde bulunan kişinin, çalışma gücü kaybı nedeniyle uğrayacağı zararın net şekilde tespiti ise, kişinin yaptığı işin ve cismani zarara uğramadan önce elde ettiği gelirin sağlıklı biçimde tespitini zorunlu kılar.
    Dava dilekçesinde, davacının çiftçilik yaptığı, işlediği toprakların verimliliği ve bulunduğu coğrafi bölgede ürün çeşitliliğinin fazlalığı nedenleriyle yüksek gelir elde ettiği iddia edilmiştir. Davacı tanıkları, davacının 10-12 dönüm erik bahçesinin bulunduğunu, her bir dönümünden yıllık 4.000,00-5.000,00 TL. gelir elde ettiğini beyan etmiştir. Davacının ekonomik durumunun belirlenmesi konusunda, kolluk güçlerinin düzenlediği 12.07.2010 ve 13.12.2012 tarihli araştırma tutanakları ile davacının yaşadığı...Köyü muhtarlığının 14.05.2010 tarihli ilmuhaberlerinde de davacının erik bahçeleri bulunduğu ve gelirinin asgari ücretin oldukça üstünde olduğu tespit edilmiş olmasına rağmen, mahkemece hükme esas alınan 07.02.2013 tarihli hesap bilirkişi raporunda, asgari ücret üzerinden hesap yapıldığı görülmektedir.
    Davacının çiftçilik yaptığı sabit olmakla, tarımsal işletmeye davacının kişisel katkısının ne olduğu nazara alınarak tazminat hesabına esas gelirinin belirlenmesi gerekmektedir. Mahkeme tarafından, bu hususun davacı tarafça ispat edilemediği gerekçe gösterilerek asgari ücretten yapılan hesapla belirlenen miktar hüküm altına alınmış ise de mahkeme değerlendirmesi yerinde olmamıştır.Zira, davacı tarafından tarımsal faaliyetin yürütülmesi işçi çalıştırılmak suretiyle devam ettirilebilir ise de; erik yetiştiriciliği gibi kişisel becerinin önem kazandığı bir işte, aynı verimin alınması zorlaşabileceğinden, davacının gelirinin asgari ücretin bir miktar üzerinde olacağının kabulü de zorunluluk arzetmektedir.
    Davacı tarafın itirazları ile ...Erik Üreticileri Birliği ve ...Ziraat Oadası"nın, erik yetiştiriciliği konusunda çalıştırılacak işçi ücretlerine ilişkin bildirdiği bedelleri gözeterek, davacının gelirinin asgari ücretin 1,75 katı olacağı kabulüyle yapılan hesaba ilişkin, 05.08.2013 tarihli ek bilirkişi raporundaki tespitlerin ve hesabın, somut olayın özelliğine uygun düşeceği gözetilmek suretiyle, bu rapor doğrultusunda tazminata hükmedilmesi gerekirken, eksik nitelemelere dayanan kök rapor gereği hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    2-Davacı vekili, dava konusu kaza sonucu davacının uğradığı cismani zarar nedeniyle, uzun süren tedavi süreci ile uğranılan maluliyetten duyduğu elem gerekçesiyle manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece talebin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dava konusu kazanın gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), cismani zarara uğrayana, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hakkaniyete uygun bir miktar paraya hükmetmesi gerekir.Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde, takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    O halde mahkemece, trafik kazası sonucu davacının yaralanması ve malul kalması nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının % 18,2 oranında maluliyete uğramış olması itibariyle zararın ağırlığı, davacının kazada hiçbir kusurunun bulunmayışı gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde belirlenecek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olayla bağdaşmayan düşük miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 07/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi