
Esas No: 2016/1114
Karar No: 2020/288
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2016/1114 Esas 2020/288 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 5. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Sayısı : 396-443
Sanık ...’in edimin ifasına fesat karıştırma suçundan TCK’nın 236/2-a-b yollamasıyla 236/1 ve 62. maddeleri gereğince iki kez 2 yıl 6 ay hapis, rüşvet suçundan TCK’nın 252/1 ve 62. maddeleri gereğince 3 yıl 4 ay hapis, sanık...’ın edimin ifasına fesat karıştırma suçundan TCK’nın 236/2-a yollamasıyla 236/1 ve 62. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis, rüşvet suçundan TCK’nın 252/1 ve 62. maddeleri gereğince 3 yıl 4 ay hapis ve sanık...’ın edimin ifasına fesat karıştırma suçundan TCK’nın 236/2-a-b yollamasıyla 236/1 ve 62. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına ve tüm sanıklar hakkında aynı Kanun’un 53 ve 63. maddeleri gereğince hak yoksunluklarına ve mahsuba ilişkin Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 03.12.2008 tarihli ve 172-403 sayılı hükümlerin katılan TEİAŞ vekili ve sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 10.09.2012 tarih ve 4568-8540 sayı ile;
"3628 sayılı Yasanın 14 ve 18. maddelerine göre Ankara Üniversitesi Rektörlüğü ve Türkiye Elektrik İletim A.Ş. Genel Müdürlüğünün sanıklar haklarında açılan suçların zarar göreni oldukları, bu sıfatlarının gereği olarak CMK"nın 233 ve 234. maddeleri gereğince kovuşturma evresinde sahip olduğu, davaya katılma ve öteki haklarını kullanabilmeleri için duruşmadan haberdar edilmeleri gerektiği hâlde, usulen dava ve duruşmalar bildirilmeden, davaya katılma ve Ceza Muhakemesi Kanunu"nun mağdur ve katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan yargılamaya devam edilerek yazılı biçimde hükümler kurulması" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyan Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesince 04.12.2012 tarih ve 396-443 sayı ile; sanık ...’in edimin ifasına fesat karıştırma suçundan TCK’nın 236/2-a-b yollamasıyla 236/1 ve 62. maddeleri gereğince iki kez 2 yıl 6 ay hapis, rüşvet suçundan TCK’nın 252/1 ve 62. maddeleri gereğince 3 yıl 4 ay hapis, sanık...’ın edimin ifasına fesat karıştırma suçundan TCK’nın 236/2-a yollamasıyla 236/1 ve 62. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis, rüşvet suçundan TCK’nın 252/1 ve 62. maddeleri gereğince 3 yıl 4 ay hapis ve sanık...’ın edimin ifasına fesat karıştırma suçundan TCK’nın 236/2-a-b yollamasıyla 236/1 ve 62. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına ve tüm sanıklar hakkında aynı Kanun’un 53 ve 63. maddeleri gereğince hak yoksunluklarına ve mahsuba karar verilmiştir.
Bu hükümlerin de katılan TEİAŞ vekili ve sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesince 06.11.2014 tarih ve 1246-10558 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 16.03.2016 tarih ve 24231 sayı ile;
"...Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu dosyada numunelerin TS 900/1 EN ISO 3170/Aralık 2005 standardına uygun şekilde alınmaması, sanık ..."in suç tarihinde Aybek firmasının %1 ortağı olması, temsilcisi olmaması, sanık ... ile sanıklardan Veysal Karani Bakır arasındaki telefon görüşmesinin başlı başına suç teşkil etmemesi hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların mahkûmiyetlerine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden, sanıklar ... ve... hakkında Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü Sekreterliği yakıt alımı işiyle ilgili rüşvet, edimin ifasına fesat karıştırma, TEİAŞ 8. İletim ve Tesis İşletme Grup Müdürlüğüne yönelik sanıklar ... ve... hakkında edimin ifasına fesat karıştırma suçundan beraatlerine karar verilmesi gerektiği, bu nedenle Yerel Mahkeme hükmünün bozulması gerektiği.
.." görüşüyle itiraz yoluna başvurmuştur.
CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 5. Ceza Dairesince 03.06.2016 tarih, 3101-5835 sayı ve oy çokluğu ile itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İtirazın kapsamına göre inceleme sanıklar ... ve..."a atılı rüşvet ve anılan sanıkların Avrupa Birliği Genel Sekreterliğine yönelik edimin ifasına fesat karıştırma suçu ile sanıklar ... ve..."ın TEİAŞ 8. İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğüne yönelik edimin ifasına fesat karıştırma suçundan kurulan mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklar... ve ...’e atılı edimin ifasına fesat karıştırma ve rüşvet suçları ile sanık...’a atılı edimin ifasına fesat karıştırma suçunun sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Ankara 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 27.01.2006 tarihli ve 2006/106 sayılı iletişimin tespiti tutanağına göre; sanık ...’in kullanımında bulunan 0 312 223 22 20 numaralı telefonun 27.01.2006 - 27.04.2006 tarihleri arasında dinlenmesi esnasında, 16.02.2006 tarihinde aşağıdaki konuşmanın tespit edildiği;
Yılmaz : "Aypek Petrol."
... : "Ha ben ..., ... Bey dönmedi mi?"
Yılmaz : "Pardon Abicim bir saniye. ( santral telefon aktarma sinyali)"
... : "... Beyciğim."
... : "Abi merhaba saygılar."
... : "Saygı bizden ... Abicim, arada..."
... : "Bir öğlen yemek yeseydik ya."
... : "Bu öğlen mi Abi?"
... : "Bir öğlen diyorum, ben öğleyin kamu ihale kurumundaydım, toplantı vardı orada."
... : "Sizin orda yiyeceğiz değil mi Abi"
... : "Abicim, Bilkent"te de yeriz, istediğin yerde yeriz yani."
... : "Sizin orada, eğer mahsuru yoksa sizin orda yiyelim Abi?"
... : "Yarın bekleriz o zaman."
... : "Yarın öğlen geleyim, Nur Hanım"a biraz masraf edelim Abi ya."
... : "Olur, her zaman başımın üstünde yerin var."
... : "Ha ha ha (Gülüyor) Sağol teşekkür ederim Abi."
... : "Yakıtımız 4"e kadar gelir mi?"
... : "Daha önce gelecek Abi."
... : "Dediğimiz şeyi 16-17 ton alabiliriz yakıtı müsait."
... : "17 ton alır öyle mi?"
... : "He, karışık yapıyorduk ya."
... : "Evet Abi."
... : "4 kilo olacak şekilde düzenlersen sen onu."
... : "Tamam 4 ton karıştıracağız, öyle mi ... Abi?"
... : "Yok 4 kilo olacak şekilde yani."
... : "Ha!"
... : "...? 4 ,,,? olacak şekilde 4."
... : "4."
... : "4 bin YTL olacak şekilde."
... : "4 bin YTL, o zaman ... Abi çok olur ya, neden biliyor musun abi, şimdi 16 ton 17 tona ancak 5 ton karışması lazım Abi, onun üstünde karıştırdığımız zaman..."
... : "O ne yapar, bir iki milyar falan mı yapar?"
... : "Şimdi 6 ton karıştıralım Abi , 6 tonda yaklaşık 2.700-2.800 YTL tutar."
... : "Tamam öyle yap, öyle yap."
... : "Neden biliyor musun Abi? Yanmaz Abi."
... : "Tamam oldu."
... : "Yanarsa hiç problem olmaz, yanmazsa çok problem olur."
... : "Tamam, tamam. 15-16 ton olacak şekilde onu düzenle yani."
... : "Tamam ... Abicim"
... : "Yarın bekliyoruz."
... : "Tamam ... Abicim."
... : "Hadi hayırlı işler."
... : "Var mı bir emriniz, bir arzunuz?"
... : "Çok sağ ol."
... : "Görüşmek üzere."
... : "Zeki Bey mi gelecek buraya?"
... : "Evet Abi."
... : "Tamam biz çocukları göndeririz."
... : "Tamam Abi."
... : "Hadi hayırlı işler, güle güle."
... : "Teşekkür ederim, çok sağ olun."
Avrupa Birliği Genel Sekreterliği kalorifer dairesinden akaryakıt numunesi alınmasına ilişkin 10.03.2006 tarihli ve 009194 sayılı numune alma tutanağına göre; Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Mali Suçlar ekiplerince Avrupa Birliği Genel Sekreterliğine gelindiği, kalorifer dairesi çalışanı... nezaretinde kalorifer dairesinin dış kısmında toprak altına gömülü vaziyette bulunan, 21 ton kapasiteli olduğu beyan edilen ve ön yüzünden bir metre sonrası beton blok içine gömülü silindir biçimindeki tankın ön yüzünde yer alan seviye tespit hortumundan numune alınmak istendiği, ancak kal-yak maddesi akışkan olmadığından dolayı numunenin alınamadığı, kalorifer dairesi içinde bulunan ön ısıtma tankının ön yüzünde bulunan seviye tespit hortumundan dört şişe numune alındığı ve 016291 No.lu şişenin kurum çalışanı...’a teslim edildiği, kurumda kalorifer yakıtı olarak kal-yak kullanıldığı, kalorifer dairesinin yan tarafında, yer altında bulunan ve beton blok içine gömülü sabit tankın ölçülerinin alınamadığı, tank içinde bulunan kal-yak miktarının seviye tespitinin yapılamadığı,
24.02.2006 tarihli ihale onay belgesine göre; Avrupa Birliği Genel Sekreterliği hizmet binasının ısı merkezine 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 22. maddesinin (d) bendi uyarınca 16.010 kg kalorifer yakıtı alımı işi konusunda Daire Başkanı ... ile memurlar... ve ...’in görevlendirildiği, 24.02.2006 tarihli piyasa fiyat araştırması tutanağına göre de bu hususta en uygun teklifin Aybek Petrol isimli firma tarafından yapıldığı,
28.02.2006 tarihli ve 156093 sayılı irsaliyeli faturaya göre; Aybek Petrol firmasınca Avrupa Birliği Genel Sekreterliğine 16.010 kg fuel-oil 4 teslimine ilişkin toplam 21.725,57 TL’lik fatura kesildiği,
28.02.2006 tarihli muayene raporuna göre; Aybek Petrol firmasınca Avrupa Birliği Genel Sekreterliğine teslim edilen yakıtın isteğe uygun olduğu, raporun Komisyon Başkanı ... ile üyeler Ş. Nur ... ve... tarafından imzalandığı,
Bila tarih elektronik oto kantarı fişine göre; ... plakalı araçla 16.010 kg’lik yük taşındığı,
Özel istek üzerine avukat bilirkişi tarafından düzenlenen 12.07.2006 tarihli bilirkişi raporuna göre; Aybek Limited Şirketinin yönetimi hususunda kendisine yetki verilmeyen sanık ...’in Türk Ticaret Kanunu, şirket ana sözleşmesi ve emsal yargı kararlarına göre şirketin yönetiminden doğan hukuksal ya da cezai sorumluluğunun bulunmadığı,
Türk Standartları Enstitüsü TS 900-1 EN ISO 3170/Aralık 2005 standardının kurallar başlıklı 4/2. maddesine göre; tanklardan numune almaya tank muhteviyatı durgunken başlanacağı, deney için normal olarak üst, orta ve alt seviye numunelerin veya üst, orta ve emme seviyesi (çıkış) numunelerinin alınacağı, bu numuneler üzerinde yapılan deneylerin tank içeriğinin homojen olduğunu göstermesi hâlinde numunelerin daha sonraki deneyler için temsil ettikleri hacimlerin oranlarında birleştirilebileceği, yapılan deneylerin tank içeriğinin homojen olmadığını göstermesi durumunda ise üçten daha fazla seviyeden nokta numunesi alınmasının, bu numunelerden deney için bir birleşik numune hazırlanması veya karıştırmanın numunenin bütünlüğünü bozduğu durumlarda her bir numune ayrı ayrı deneye tabi tutularak birleşik numuneye karşılık gelen bileşimin hesaplanmasının gerekeceği, diğer yöntemlerin devamlı numune veya bütün seviyeler numunesi alma yöntemleri olduğu, bu iki yöntemle bir tek numune elde edilmesi hâlinde tank içeriğinin homojenliğinin (veya tersi) değerlendirilmesi için kullanılamayacağı, devamlı numune ve bütün seviyeler numunesinin yaygın olarak tank içeriğinin ortalama kalitesinin tayin edilmesi için alınacağı ve kullanılacağı,
Ankara Ticaret Sicil Memurluğunun 10.04.2006 tarihli cevabi yazısına göre; Aybek Turizm Akaryakıt İnşaat Nakliye ve Taşımacılık Ticaret ve Sanayi Limited Şirketini 21.12.2005 tarihinden itibaren 10 yıl süreyle her konuda temsil ve ilzama ...’ın yetkili olduğu,
Türk Standartları Enstitüsü Laboratuvarlar Dairesi Başkanlığı Merkez Kimya ve Malzeme Laboratuvarı Müdürlüğünce tanzim edilen 07.04.2006 tarihli ve 1035 sayılı muayene ve deney raporuna göre; Başbakanlık Avrupa Birliği Genel Sekreterliğinden alınan numunelerin kinematik vizkozite ve kükürt muhtevası yönlerinden TS 2177 sayılı Türk standardına göre uygun olmadıkları,
TEİAŞ 8. İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğü ile Aypek Petrol Pazarlama İth. İhr. Taş. San. Tic. Ltd. Şti arasındaki sözleşmeye ilişkin özel kalorifer yakıtı teknik şartnamesine göre; yakıt talep edildiğinde, yüklenici tarafından kalorifer yakıtı tankere doldurulduktan sonra sevk irsaliyesi veya tesellüm fişi ve yetkili kurumlardan alınan akaryakıt faturalarının aslı ile yakıtı talep eden birime müracaat edileceği, yetkili eleman alınmak suretiyle TEİAŞ tarafından belirlenecek iki kantara gidilerek dolu tankerin tartılacağı ve kantar pusulasının alınacağı, aracın sayacının sıfırlanmasını müteakip yakıtın TEİAŞ tanklarına boşaltılacağı, bu işlem bittikten sonra sayaç okunarak boşaltılan yakıt miktarının litre bazında tespit edileceği ve tankerin aynı kantarda tekrar tartılacağı, teslim alınan yakıtın miktarının kilogram bazında tespit edileceği, TEİAŞ tarafından teslim edilen yakıtın kalitesinin her tankerden alınacak numunelerle kontrol edileceği, numune alma ve yakıt boşaltma işlemlerinin yüklenici ve TEİAŞ elemanlarının birlikte düzenleyecekleri bir tutanakla gerçekleştirileceği, gelen her tankerden üç adet numune alınacağı ve alınacak her numune sevkiyatına ait sevk irsaliye suretinin ekleneceği,
TEİAŞ 8. İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğü ile Aypek Petrol Pazarlama İth. İhr. Taş. San. Tic. Ltd. Şti arasında imzalanan 17.11.2004 tarihli akaryakıt teslimine ilişkin sözleşmeye göre; sözleşmenin konusunun idarenin ihtiyacı olan ekli listedeki miktar, tip, özellik ve sair detayları bulunan 200 ton özel kalorifer yakıtının ihale dokümanı, şartname ve sözleşmede belirlenen şartlar dâhilinde yüklenici tarafından sağlanması olduğu; yüklenicinin teslim edeceği malın komisyon tarafından, her teslimatta sözleşmenin başlangıcından itibaren teslim edilen malların miktarının ya da yapılan işin sözleşme ve ekinde yer alan teknik şartnameye uygunluğunun bir kabul tutanağı ile tespit edileceği, komisyonca malların kalitesinin ve teknik şartnamede belirtilen özelliklere uygunluğunun ve varsa hatalı veya kusurlu malların oranının ve adedinin raporda belirtileceği; teslim etme, teslim alma ve muayene kabul şekil ve şartlarının teknik şartnamede belirtildiği şekilde yapılacağı,
Özel istek üzerine Türk Standartları Enstitüsü Laboratuvarlar Dairesi Başkanlığı Merkez Kimya ve Malzeme Müdürlüğünce düzenlenen 11.03.2005 tarihli ve 1231 sayılı, 10.01.2005 tarihli ve 142 sayılı, 11.02.2005 tarihli ve 657 sayılı, 21.09.2005 tarihli ve 5178 sayılı, 18.01.2005 tarihli ve 310 sayılı, 08.04.2005 tarihli ve 1785 sayılı ve 29.12.2004 tarihli ve 5214 sayılı raporlara göre; Aypek Petrol Paz. İth. İhr. İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti.’nden alınan ve TEİAŞ 8. İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğünce gönderilen kalorifer yakıtı numunelerinin TS 2177 sayılı Türk Standardına uygun olduğu,
20.02.2006 tarihli tespit tutanağına göre; Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Mali Suçlar Büro Amirliği görevlilerince 20.02.2006 tarihinde TEİAŞ 8. İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğüne gelindiği, kurum yetkilisi Makine İkmal Başmühendisi ... ile görüşme yapıldığı, Cumhuriyet savcısının konu ile ilgili talimatı kendisine gösterilerek yardımcı olup olamayacağının sorulduğu, yetkilinin konuyu anladığını ve yardımcı olacağını belirtmesi üzerine kurumda bulunan iki adet ısı merkezinden, 1 No.lu ısı merkezinde yapılan incelemede bir adet 7,5 metre uzunluğunda 2,20 metre yüksekliğinde, 7 metre genişliğinde, toplamda yaklaşık 24 ton kapasiteli silindirik sabit tank bulunduğunun tespit edildiği, adı geçen yetkilinin beyanına göre 20.02.2006 tarihinde Aypek Petrol firmasının 20.240 kg fuel-oil getirdiği, bu fuel-oil boşaltılmadan önce yukarıda belirtilen tank içerisinde 30 cm yüksekliğinde kalorifer yakıtının bulunduğu, kalorifer yakıtı boşaltıldıktan sonra yapılan ölçümde 1 metre yüksekliğinde kalorifer yakıtı ölçümü yapıldığı, 2 No.lu ısı merkezi içerisinde bulunan yakıt tankının ise 5,90 metre uzunluğunda 1,5 metre genişliğinde ve 15 metre yüksekliğinde dikdörtgen şeklinde sabit tank olduğu, yapılan ölçümde içerisinde 1,19 metre yüksekliğinde kalorifer yakıtı bulunduğunun tespit edildiği, adı geçen yetkili ile yapılan görüşmede 2 No.lu ısı merkezindeki sabit tank içinde kalorifer yakıtı boşaltılmadan önce yaklaşık 60 cm yüksekliğinde yakıt bulunduğu, adı geçen firmanın 2 No.lu ısı merkezine 5250 kg, 1 No.lu ısı merkezine ise 15.000 kg akaryakıt teslimatı yaptığının kamyon üzerinde bulunan numaratörden tespit edildiği,
TEİAŞ 8. İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğüne teslim edilen akaryakıta ilişkin 20.02.2006 tarihli ve 009174 sayılı numune alma tutanağına göre; TEİAŞ yetkilisi ... nezaretinde yapılan tespitte; Kurumda bulunan 1 No.lu ısı merkezi içerisindeki sabit tank içerisinde herhangi bir ölçüm yapılmadığı, 2 No.lu ısı merkezindeki tanktan ise toplam 5 numune alındığı, 056057 No.lu şişenin Kurum yetkilisi ...’ya teslim edildiği,
Türk Standartları Enstitüsü Laboratuvarlar Dairesi Başkanlığı Merkez Kimya ve Malzeme Laboratuvarı Müdürlüğünce tanzim edilen 01.03.2006 tarihli ve 575 sayılı muayene ve deney raporuna göre; T.C. Ankara Valiliği Emniyet Müdürlüğünce 20.02.2006 tarihinde TEİAŞ 8. İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğünden alındığı belirtilen 056041 ve 056042 mühür numaralı kalorifer yakıtı numunelerinin "Kinematik Vizkozite ve Kükürt Muhtevası" yönlerinden TS 2177 sayılı Türk Standardına göre uygun olmadıkları,
Aypek Petrol Paz. İth. İhr. İnş. Tic. ve Sanayi Ltd. Şti. tarafından TEİAŞ 8. İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğüne hitaben düzenlenen 20.02.2006 tarihli ve 111834 irsaliye sayılı faturaya göre; 20.240 kg’lik fuel-oil 4 (kal-yak) karşılığında toplam 21.516,18 TL‘lik fatura kesildiği,
Ankara Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince talep edilmesi üzerine TEİAŞ 8. İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğünde makine mühendisi olarak görev yapan ... tarafından tanzim edilen 03.03.2006 tarihli rapora göre; 1 No.lu kazan dairesinde bulunan tank içerisine konulan yakıt miktarının 9.815 kg olduğu, faturada belirtilen miktarın ise 20.240 kg. olarak yazıldığı, 2 No.lu kazan dairesine konulan miktarın ise 5250 kg olarak belirtildiği, 1 No.lu kazan dairesine konulduğu söylenen yakıtın 14.990 kg olması gerektiğini, yapılan hesap neticesinde konulan yakıtın 9.815 kg olarak belirlenmesi nedeniyle kayıp miktarının 5.175 kg olduğunu, ekte takdim ettiği çizimden de anlaşılacağı üzere tank çapının 2,20 metre olduğunu ve normal şartlar altında bahse konu miktardaki yakıtın konulması hâlinde gösterge seviyesinin orta noktanın 1,10 metre üstünde olmasının gerekeceği, hâlbuki orta seviyeye bile gelmemiş olduğunun gözlemlenebildiği, sunulan tutanaklarda belirtilen kazan ölçüleri üzerinden 2 No.lu kazan dairesinde yapılan hacim ve ağırlık hesaplamaları sonucunda ise kayıp miktarının 290 kg olduğunun belirtildiği,
TEİAŞ 8. İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğünce Aypek Petrol Ürünleri İthalat İhracat İnşaat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketine hitaben yazılan 13.03.2006 tarihli ve 1451 sayılı yazı içeriğine göre; Grup Müdürlüğünce kalorifer yakıtı ihtiyacının karşılanması amacıyla 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’na göre açık ihale usulü yapılan ihale neticesinde Aypek şirketi ile TEİAŞ arasında 17.11.2004 tarihinde sözleşme imzalandığı, söz konusu tarihten itibaren kalorifer yakıtı ihtiyacının ilgili şirket tarafından karşılandığı, sözleşme bir yıllık olmasına rağmen 10. maddede sözleşme miktarı 200 ton olarak belirlendiği ve bir yıl içinde bu miktar tamamlanmadığı için 200 ton tamamlanıncaya kadar sözleşme süresinin uzadığı, bu zamana kadar sözleşme kapsamında herhangi bir sorun yaşanmadığı,
Anlaşılmıştır.
Tanık... ...; olay tarihinde Avrupa Birliği Genel Sekreterliği Şube Müdürlüğüne vekâlet ettiğini, Kurumun imarı ve iskânı olmayan bir bina üzerine kurulu olduğunu, yakıt deposunun binadan 400-500 metre ileride ve TOBB binasının sınırları içerisinde bulunduğunu, yıkık dökük bir bina içerisindeki kazan dairesinde Tekelden kalma 20 yıllık bir kazanın çalıştırıldığını, kazanın sürekli arıza yaptığını, doğalgaz ile ilgili çalışmaların devam ettiğini, 2005 yılında yakıtlarını Aybek Petrol firmasından aldıklarını, ilk ihaleyle ve sonradan aldıkları yakıtlarda hiçbir sıkıntı yaşamadıklarını, Ocak ayında kazan dairelerinin devamlı arıza yaptığını, kendilerinin de söz konusu firmaya kazanın dibinde "mınk" adı verilen bir madde biriktiğini söyleyip, firmadan bu maddeyi eritmesi ve yakıtın daha iyi yanması için Aybek firmasından ricada bulunarak bedelsiz mazot aldıklarını, tam olarak hatırlamamakla birlikte aldıkları mazotun iki ton olduğunu, mazotun, yakıtı akışkan hâle getirmek için gerekli olduğunu, bunun haricinde söz konusu firmadan dört kez daha yakıt aldıklarını, yakıta herhangi bir katkı yaptırmadıklarını, mınkın erimesi için mazot döküldükten sonra eskiye oranla tıkanma ve ısınma konusunda çok daha iyi verim aldıklarını, ancak sorunun tamamen giderilmediğini, hâlihazırda yakıtı başka firmadan aldıklarını, sorulması üzerine; sanık...’ın kendisine bağlı olarak çalıştığını, yakıt alımı işlemlerini bizzat kendisinin yürüttüğünü, şirketlerle görüşmeleri kendisinin yaptığını, ancak olay günü yurt dışından resmî konukları geldiği için onlarla ilgilenebilmek adına Aybek firmasıyla görüşmeleri...’ın yapmasını istediğini, tutanağa yansıyan konuşmanın sanık... ile firma yetkilileri arasında yakıta mazot katkısı sağlanmasına yönelik olduğunu, konuşmanın kendi bilgisi dâhilinde yapıldığını, ancak daha sonra konuşmada belirtilen mazotu almadıklarını, çünkü havaların ısınması nedeniyle böyle bir ihtiyaçlarının kalmadığını, sorulması üzerine; 2006 yılında Aybek Petrol firmasından doğrudan temin usulü ile yakıt aldıklarını, herhangi bir sorun yaşamadıklarını, yaşanan sorunların firma tarafından giderildiğini, hatta ustaların ücretinin dahi firma tarafından karşılandığını, bunun nedeninin daha sonra girecekleri ihalelerde kurumlarının kendilerine referans olma ihtimalinden kaynaklandığını, bu sene başka firmadan yakıt almalarının en uygun teklifin söz konusu firmaca verilmesinden kaynaklandığını,
Tanık ...; TEİAŞ 8. İletim Tesis ve İşletim Grup Müdürlüğünde makine ikmal başmühendisi olarak çalıştığını, Kurumda başmüdür yardımcısı olarak görev yapan ... ...’in 20.02.2006 tarihinde sabah saatlerinde kendisini odasına çağırdığını, odada bulunan polis memurlarına yardımcı olması istenince memurlarla birlikte kendi odasına geçtiklerini, memurların; evsafı bozuk yakıt ile ilgili tahkikat yaptıklarını ve aynı gün kuruma yakıt geleceğini öğrendiklerini, yakıt konulmadan önce tankların ölçümlerinin yapılmasının gerektiğini, yakıt geldikten sonra tekrar gelerek söz konusu yerden numune alacaklarını ve ölçüm yapacaklarını söylediklerini, tanker gelmeden önce ölçümleri yaptıklarını, öğleden sonra memurlar tekrar geldiğinde tanklara dolumun yapılmış olduğunu, tekrar ölçüm yapılarak numunelerin alındığını, prosedür olarak her yakıt naklinden sonra kazandan numune alıp ilgili laboratuvara gönderdiklerini, polis memurlarının aldığı numunelerden birinin şahit olarak firmalarında kaldığını, bazı örnekleri ise memurların aldığını, buna ilişkin tutanaklar tutulduğunu, memurların; yakıtı getiren aracın ... plakalı, sarı ve beyaz renkli, Ford marka bir tanker olduğunu, yakıtı... isimli bir şoförün getirdiğini söyleyerek kendilerine yardımcı olup olamayacağını sorduklarını, kabul etmesi üzerine Cumhuriyet savcısının bilgisi dahilinde ölçüm yaparak eksikleri tespit ettiğini ve bu hususta rapor düzenlediğini, sorulması üzerine; sevk ve irsaliyede belirtilen miktar ile tekrar tanklara konulan miktarın aynı olmadığını, yakıtı getiren firmanın Aypek olduğunu, ölçümlerin 20.02.2006 tarihinde yapıldığını, tanık olarak dinlenen... ve Ali İhsan Telli’nin konumları ve sorumlulukları itibariyle olayı yanlış anladıkları için bu şekilde ifade vermiş olabileceklerini, sorulması üzerine; analiz sonucu olumsuz çıkan numunelerin kurumlarının yakıt tankından alındığını,
Tanık...; TEİAŞ 8. İletim Tesis ve İşletim Grup Müdürlüğünde sıhhi tesisat ve kalorifer ustası olarak çalıştığını, Kuruma gelen kalorifer yakıtını da kendisinin teslim aldığını, uygulama gereği yakıt alımının genellikle Aypek Petrol firmasından yapıldığını, ancak sahibinin kim olduğunu bilmediğini, söz konusu firmayı temsilen ...’in kendisiyle birlikte kalorifer yakıtını alıp kantara gittiğini, teslim alınacak ürünü tankerde tarttırıp, daha sonra kazanlara getirerek boşalttıklarını, boşaltma sırasında her bir kamyondan numune alındığını, bu numuneleri TSE’ye kendilerinin götürdüklerini, burada numunelerin analizinin yapıldığını, analiz sonucunun olumsuz çıkması hâlinde firmaya TEİAŞ tarafından ceza verildiğini, bu şekilde birkaç uygulamalarının olduğunu, ancak aralarındaki anlaşma gereğince söz konusu firmadan kalorifer yakıtı alımına devam edildiğini, tankerin hem dolu hem de boş olarak tartıldığını, daha sonra ürün teslimatı yapan firmaya gidilerek fatura ve irsaliye alındığını, uygulamanın bu şekilde olduğunu, sorulması üzerine; amiri olan ...’nun ODTÜ’den numune almak için ilgililerin geldiğini söylediğini, kazanın ölçülerek numune alındığını, ancak ...’nun odasına gelen şahısların teslimatın yapıldığı tarihten dört gün sonra geldiklerini, dört gün boyunca da söz konusu kalorifer yakıtının kullanıldığını, bu nedenle sonradan yapılan tartımın eksik çıkmasının normal olduğunu, 2006 yılı içerisinde havaların soğuk geçmesi nedeniyle Müdürlük talimatı doğrultusunda biraz fazla yakıt kullandıklarını, tahminen günde 1.100 kg miktarında kalorifer yakıtı tüketildiğini, sorulması üzerine; net olarak ne kadar teslimat yapıldığını bilmediğini, ancak 20 tonun üzerinde olduğunu bildiğini, aradan dört gün geçtikten sonra yapılan ölçüm sonucunun ise kendilerine söylenmediğini,
Tanık...beyanında; TEİAŞ 8. İletim Tesis ve İşletim Grup Müdürlüğünde sıhhi tesisat ve kalorifer işçisi olarak çalıştığını, ilgili firma kalorifer yakıtını teslim ettiğinde teslim edilen miktar ile ilgili tutanak düzenlendiğini, kendisinin de "Teslim alan" sıfatıyla aynı yerde görevli... ile birlikte tutanağı imzaladığını, uygulama gereği tankerin önce dolu olarak kantarda tartıldığını, kalorifer yakıtı Kurumun tankına boşaltıldıktan sonra tankerin bu kez boş olarak tartıldığını, dara düşüldükten sonra da tutanağın düzenlendiğini, kalorifer yakıtı boşaltılmadan önce tankerden numune alındığını ve numunelerin standartlara uygun olup olmadığının belirlenmesi amacıyla ilgili yere gönderildiğini, eksik teslimat yapıldığı hususunda bir bilgisinin bulunmadığını, teslimatın Aypek Petrol isimli şirket adına ... tarafından yapıldığını, tanık ...’ya ölçüm yapmak amacıyla ODTÜ’den geldiği söylenen ekibin teslimat yapıldıktan dört gün sonra inceleme yaptığını, bu süre zarfında tüketim yapıldığını, o tarihte havaların soğuk olması nedeniyle 1.100-1.200 kg miktarında kalorifer yakıtı tüketildiğini,
Beyan etmişlerdir.
Sanık... kollukta müdafi eşliğinde 07.03.2006 tarihinde; ifade tarihinden altı yıl önce ...’ın Kantarcı Petrol isimli şirketinde işçi olarak çalışmaya başladığını, zamanla kâr payı almaya başladığını, yaklaşık beş yıl kadar önce de ... ve ...’ın birlikte çalıştırmış olduğu, ancak kardeşleri ...’a ait olan kantarda araç tartımı ile ilgili işe başladığını, çalışmaya başladığı ilk zamanlar ...’ın kantarda yakıt karışımı ve eksik tartım gibi işlemler yaptığını, ancak zamanla bu işleri kendisine de yaptırdığını, kendisini arayarak örneğin; 22’den 230’a kal-yak ile numarayı karıştırarak ihalesini almış olduğu herhangi bir kuruma götürüp boşaltım yapmasını istediğini, kendisinin de ...’ın yanında çalışan ... gibi şoförler aracılığıyla bilgisayarın ön kısmında bulunan kantar beyni üzerinde işlem yapmak suretiyle normal tonajın üzerinde tartım yapıp ilgili kurumlara yakıt verdiğini, ...’ın bunları yapmaması hâlinde kendisini işten çıkaracağı yönündeki tehditlerinden dolayı söz konusu işlemleri yapmak zorunda kaldığını, yakıt karışımı işleminin ...’ın talimatı doğrultusunda diğer şoförlerce de yapıldığını, Ankara’da verilen yakıtlar litre bazında olduğu için tonajda oynama yapılmadığını, ancak karışımlı mal verildiğini, Çankırı ve diğer illere verilen akaryakıtlarda ise hem karışım hem de fazla tartım yapıldığını, sanık ...’i ... ile akaryakıt alışverişinden dolayı tanıdığını, adı geçen sanığın zaman zaman fazla tartım ile ilgili kendisini telefonla aradığını, ancak bu şahsın gerçekleştirdiği akaryakıt karışımı konusunda herhangi bir bilgisinin bulunmadığını, akaryakıt şirketi olan ve kamu kurumlarına yakıt veren firmaların ve şoförlerinin zaman zaman fazla tartım yapması konusunda kendisini aradıklarını, kendisinin de tankerin dolu tonajı üzerinde şahısların belirtmiş olduğu tonaj doğrultusunda bilgisayarın ön tarafındaki monitör ve arızalı diğer iki monitör aracılığı ile bilgisayardan ayarlayıp, önce boş kâğıda ilk tartımı, daha sonra yakıtı boşaltıp geldikten sonra normal tartımı yaptığı, kendisinin de bu tonaja istinaden fatura kestiğini, yukarıda da belirttiği gibi kantarda yapmış olduğu bütün işlemleri ...’ın talimatları doğrultusunda gerçekleştirdiğini ve almış olduğu parayı kendisine teslim ettiğini, tartım esnasında gerçek tonajın üzerinde göstermiş olduğu her ton başına ...’ın 50-100 TL aldığını, gönlünden kopan miktarı da kendisine ücret olarak ödediğini, kantarda çalışan bir işçi olarak sorumlu tutulacağını bilmesi hâlinde bu işlemlerin hiçbirini yapmayacağını ve pişman olduğunu,
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında 10.03.2006 tarihinde; ...’ın resmen sahibi olduğu kantarı idare ettiğini, ücretini ise ...’dan aldığını, işi gereği gelen tankerleri usulüne uygun olarak tarttığını, gelen tankerlerin içindeki malı karışım yapmak suretiyle değiştirmesinin ve vasfını kaybetmesine sebep olmasının doğru olmadığını, emniyette vermiş olduğu ifadeyi kabul etmediğini, herhangi bir petrol şirketiyle ortaklığının bulunmadığını, yalnızca kantarda çalışan bir eleman olduğunu, bunun dışında suça karıştığı iddia edilen şirketlerden hiçbiriyle bağlantısının bulunmadığını, bu şirketlerin ihalelerine katılmadığı gibi ihale edimlerini yerine getirmesi gereken kişilerden de olmadığını, hangi şirketin hangi kuruma ne kadar ve hangi türde yakıt vereceğini ve yakıtın kalitesini bilebilecek durumda olmadığını, tartım sırasında ilgili kurumların görevlileri de hazır bulunduğundan bu esnada herhangi bir hile yapılmasının söz konusu olmadığını, ayrıca kantarın elektronik olması nedeniyle hile yapılmasının mümkün bulunmadığını, ilk tartımı yaptıktan sonra malın ilgili yere boşaltılmaya gittiği sırada her an birileri tarafından değiştirilmesinin veya azaltılmasının söz konusu olabileceğini, TEİAŞ İletim ve Tesis Grup Müdürlüğüne ait kazanda yapılan ölçümün bilimsellikten uzak olduğunu, zira tüm ölçümlerin şirket yetkililerinin gıyabında yapıldığını, söz konusu ölçümlerin gerek tutanaklarla gerek tanık beyanlarıyla sabit olduğu üzere yakıt boşaltıldıktan dört gün sonra gerçekleştirildiğini, kışın en sert günleri olan bu dört gün içerisinde yakıtın bir kısmının tüketildiğini, ilgili tanıklarca günlük yaklaşık 1100-1200 kg civarında yakıt tüketildiği ifade edilmişken mahkemenin bunu hiçe sayarak eksik mal teslimi gerekçesiyle hüküm kurmasının kanuna aykırı olduğunu,
Kovuşturma evresinde; usulsüz ölçüm yapmalarının söz konusu olmadığını, herhangi bir hile yapmadıklarını, sanıklarla yapmış olduğu görüşmelerin ilgili firmaların tankerlerinin tartılmak üzere kantara gelmesinden kaynaklandığını, aldığı talimatlar doğrultusunda yakıt verip tartımı ona göre yaptığını, yakıt verdikleri tankerlerin resmî kurumlara ait olmadığını, kantarcı olduğu için karışımlı mal hazırlamasının söz konusu olmadığını, bu nedenle tankerlerin yüklenmesiyle bir ilgisinin bulunmadığını,
Sanık ... kollukta müdafi eşliğinde 08.03.2006 tarihinde; sanık... ile yapmış olduğu telefon görüşmesi sırasında adı geçen sanık tarafından kendisine yapılan teklifi bir süre düşündükten sonra yanlış olacağı düşüncesiyle kabul etmediğini, yanında çalışan... isimli şahsa söz konusu Kurumla ilgili taahhüt ettiği akaryakıt teslimatını tam ve eksiksiz olarak yapması konusunda talimat verdiğini, teslim ettikleri akaryakıtın taahhüt ettikleri kalitede olup herhangi bir karışım yapılmasının söz konusu olmadığını, telefon görüşmesinde para alışverişi ve karışım miktarları konusundaki konuşmaların muhatap olarak kabul etmediği sanık...’ın teklifi olarak kaldığını, iş adamı olduğu için kendisinden istenen paraları anılan sanığa vermesinde ve teklif edilen karışımı yapmasında bir menfaatinin olmayacağını,
Kovuşturma evresinde; Aypek Limited Şirketinde %99 hissesi bulunduğunu ve şirket müdürlüğü yaptığını, Aybek Limited Şirketinde ise %1 hissesi bulunmakla birlikte herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, her iki şirketteki kalan payların ...’a ait olduğunu, Avrupa Birliği Genel Sekreterliğine akaryakıt tesliminin Aybek Limited Şirketi tarafından yapıldığını, yalnızca %1 hissesinin bulunduğu bu şirketin yaptığı teslimatla ilgili suçlanmasının söz konusu olamayacağını, ayrıca Avrupa Birliği Genel Sekreterliğine ait yakıt deposunun 20 yıldır sürekli arızalı olduğunu, mınk adı verilen maddenin tıkanmaya sebep olması yüzünden anılan Kurumca şirketlerine başvurulduğunu, şirketlerince mazot katılması hâlinde söz konusu maddenin akışkan hâle gelebileceğinin belirtildiğini ve bunun tutarının 2.700 TL olacağının bildirildiğini, bu hususun tanık... ...’un beyanları ile de sabit olduğunu, ayrıca anılan tanığın Kurumlarınca Aybek Limited Şirketine herhangi bir ücret ödenmediğini de belirttiğini, sanık... ile yapmış olduğu konuşmanın bu hususa ilişkin olduğunu, teslim ettikleri akaryakıtın isteğe uygun olduğuna ilişkin tutanakların dosya içerisinde bulunduğunu, sanık ... Karani ile yapmış oldukları görüşmenin yorum yoluyla rüşvet anlaşması olarak değerlendirilmemesi gerektiğini, TEİAŞ 8. İşletme Tesis Grup Müdürlüğüne yapılan teslimatların ise ... tarafından gerçekleştirildiğini, dolayısıyla kendisinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, TEİAŞ’a yapılan teslimatla ilgili mahkûmiyet kararının konuyla ilgili görevlendirilmeyen makine mühendisi ...’nun ölçümlerine dayandığını, ancak bu şahsın beyanlarının ve ölçümlerinin gerçeği yansıtmadığını, zira ölçümün teslim tarihinden dört gün sonra yapılmasına rağmen bu süre boyunca yakılan akaryakıt miktarının hesaplamada dikkate alınmadığını, bu hususun TEİAŞ’ta kalorifer ve yakıt görevlisi olarak çalışan tanıkların beyanları ile de sabit olduğunu, zira tanıkların beyanlarına göre günlük yanma miktarının yaklaşık 1.200 kg olduğunu, teslim günü de hesap edildiğinde eksilen miktarın 5.100 kg’yi aştığını, dolayısıyla şirketlerince TEİAŞ’a eksik malzeme verilmesinin söz konusu olmadığını, akaryakıtın standartlara aykırı olduğu hususunu da kabul etmediğini, zira TEİAŞ ile yapılan 07.11.2004 tarihli sözleşmeye ve teknik şartnamenin (B) fıkrasına aykırı şekilde ürünün geldiği tankerden değil boşaltıldığı kuruma ait eski kazandan ve dipten numune alındığını, bu kazanların yıllardır temizlenmediğini, böyle bir numunenin ise akaryakıtın kalitesini belirleyemeyeceğini, TEİAŞ’a yaklaşık bir yıldır yakıt verdiklerini, bu firmanın kendilerinden herhangi bir şikâyetlerinin bulunmadığını,
Kovuşturma evresinde; AB Genel Sekreterliği Mali İşler Şube Müdürlüğünde çalıştığını, görevinin Kurumda tahakkuk işlemlerini, personel maaşlarını ve yemekhane hizmetlerini yürütmekle görevli olduğunu, soruşturma aşamasında sözü edilen telefon görüşmesinin ... ile yaptığını kabul ettiğini, zira Ocak ayında Genel Sekreterlik için kalorifer yakıtı almak amacıyla piyasa araştırması yaptıklarını, Aypek Petrol isimli firmanın yetkilisi olan sanık ...’i, söz konusu firmadan da teklif almaları nedeniyle tanıdığını, brolörün sık sık arızalanması üzerine kazanların bakımını yapan teknik servis görevlisinin, kalorifer yakıtının biraz inceltilmesi için akaryakıta mazot karıştırılması gerektiğini söylemesi nedeniyle Şube Müdürünün bu hususu kurumlarına gelen ...’e ilettiğini, ayrıca o dönem ödenekleri olmadığı için söz konusu karışımın hibe yoluyla verilmesini sanık ...’ten rica ettiğini, sanık ...’in de 1,5-2 ton ilave yapabileceklerini belirttiğini, sanık ... ile telefon görüşmesini Şube Müdürünün bilgisi dâhilinde yaptığını, sanık ...’a daha önceki gibi kalorifer yakıtına motorin ilave edip edemeyeceğini sorduğunu ve 4.000 TL değerindeki motorini Kurum adına istediğini, ancak ...’un daha önceden de Kuruma hibe yaptığı için bu miktarın fazla olacağını ve bu nedenle 2.000-3.000 TL değerinde hibe yapabileceğini söylediğini, buna rağmen söz konusu alımın gerçekleşmediğini, daha sonra 27.02.2006 tarihinde normal kalorifer yakıtı alıp depoya koyduklarını, dosya kapsamlı olmasına ve birden çok sanığın farklı tarihlerde gerçekleştirdiği birden fazla eylem bulunmasına rağmen Yerel Mahkemece tüm sanıkların savunmaları ve soruşturmanın genişletilmesi talepleri toplu hâlde değerlendirilerek hatalı karar verildiğini, sanık ...’in ortağı olduğu Aybek Petrol şirketinin Avrupa Birliği Genel Sekreterliğine 28.02.2006 tarihinde teslim ettiği kalorifer yakıtının sözleşmede belirtildiği üzere 16.010 kg miktarında, eksiksiz ve TSE standartlarına uygun olduğunu, bu hususun Avrupa Birliği Genel Sekreterliğinin 11.04.2008 tarihli ve 836 sayılı yazısı ve ekinde bulunan onay belgesi, maliyet cetveli, muayene raporu, ayniyat alındısı ve elektronik kantar fişi ile de anlaşıldığını, ayrıca 28.02.2008 tarihli muayene raporunda da Komisyon Başkanı ... ve... ...’un muayene edilen malzemenin isteğe uygun olduğunu belirttiklerini, AB Genel Sekreterliğine kal-yak ürünü teslim edilirken kabul komisyonu üyeleri huzurunda genel tankerden iki adet numune alındığını, numunelerden bir tanesinin malı teslim eden şirkette diğerinin ise Kurum kasasında saklanmak üzere muhafaza edildiğini, böyle bir uygulama ve zorunluluğun bulunduğu bir durumda standarda aykırı mal kabul edilmesinin zaten mümkün olmadığını, ayrıca mal teslimi sırasında tankerden alınan şahit numune üzerinde yapılmış bir analiz sonucunun bulunmadığını, soruşturma aşamasında işin uzmanı olmayan kolluk görevlileri tarafından bilimsel kurallara aykırı şekilde ön ısıtma tankının ön yüzündeki seviye tespit hortumundan alınan numune üzerinde yaptırılan analizin sağlıklı sonuç vermesinin beklenemeyeceğini, dolayısı ile mahkûmiyet kararına konu TSE Laboratuarlar Dairesi Başkanlığının 07.04.2006 tarihli muayene ve deney raporunun gerçeği yansıtmadığını, numunenin usulüne aykırı alındığını, bu hususun 10.03.2006 tarihli ve 009194 sayılı numune alma tutanağının üçüncü paragrafında da açıkça belirtildiğini, sanık ... ile yapmış olduğu konuşmanın esasen suç teşkil etmediğine ilişkin tanık... ...’un duruşma beyanlarının Mahkemece dikkate alınmadığını, söz konusu konuşmasına farklı anlamlar yüklenerek sanık ... ile rüşvet anlaşması yaptığı sonucuna ulaşılmasının hukuka aykırı olduğunu, tüm bunların yanı sıra iletişim tespiti kayıtlarının tek başına mahkûmiyet hükmüne dayanarak yapılamayacağını,
Savunmuşlardır.
Uyuşmazlıkların sağlıklı bir hukuki çözüme kavuşturulabilmesi için edimin ifasına fesat karıştırma ve rüşvet suçları üzerinde durulmalıdır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun ikinci kitabının "Topluma Karşı Suçlar" başlıklı üçüncü kısmında yer alan "Ekonomi, Sanayi ve Ticarete İlişkin Suçlar" başlıklı dokuzuncu bölümünde düzenlenen "Edimin ifasına fesat karıştırma" başlıklı TCK’nın 236. maddesi;
"(1) Kamu kurum veya kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, bunların iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler ya da kooperatiflere karşı taahhüt altına girilen edimin ifasına fesat karıştıran kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Aşağıdaki fiillerin hileli olarak yapılması hâlinde, edimin ifasına fesat karıştırılmış sayılır:
a) İhale kararında veya sözleşmede evsafı belirtilen maldan başka bir malın teslim veya kabul edilmesi.
b) İhale kararında veya sözleşmede belirtilen miktardan eksik malın teslim veya kabul edilmesi.
c) Edimin ihale kararında veya sözleşmede belirtilen sürede ifa edilmemesine rağmen, süresinde ifa edilmiş gibi kabul edilmesi.
d) Yapım ihalelerinde eserin veya kullanılan malzemenin şartname veya sözleşmesinde belirlenen şartlara, miktar veya niteliklere uygun olmamasına rağmen kabul edilmesi.
e) Hizmet niteliğindeki edimin, ihale kararında veya sözleşmede belirtilen şartlara göre verilmemesine veya eksik verilmesine rağmen verilmiş gibi kabul edilmesi.
(3) Edimin ifasına fesat karıştırma dolayısıyla menfaat temin eden görevli kişiler, ayrıca bu nedenle ilgili suç hükmüne göre cezalandırılırlar." şeklindedir.
Madde gerekçesinde ise;
"Bu maddede, edimin ifasına fesat karıştırma suçu tanımlanmıştır.
Sözleşmenin imzalanmasıyla ihale süreci sona ermekte ve edimin ifası süreci başlamaktadır. Bu süreçte edimin ifasına fesat karıştırılması bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır.
Söz konusu suç, kamu kurum veya kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, bunların iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler ya da kooperatiflere karşı taahhüt altına girilen edimin ifasına fesat karıştırmak suretiyle işlenebilir. Bu bakımdan söz konusu suçun uygulama alanı sadece kamu kurum veya kuruluşlarına karşı girişilen taahhütlerin yerine getirilmesiyle sınırlı tutulmamıştır.
Maddenin ikinci fıkrasında, edimin ifasına fesat karıştırma niteliğindeki hareketler sayılmıştır. Sayılan bütün bu hareketlerin ortak özelliği hileli davranışlar olmasıdır. Fıkra metninde beş bent olarak sayılan bu seçimlik hareketler yeterli açıklıkta tanımlandığı için, ayrıca izaha gerek görülmemiştir.
Maddenin üçüncü fıkrasına göre, edimin ifasına fesat karıştırma suçunun oluşabilmesi için, kamu görevlilerinin ve sair kişilerin bir menfaat temin etmiş olmaları gerekli değildir. Aksi takdirde, yani edimin ifasına fesat karıştırma dolayısıyla menfaat temin edilmiş olması hâlinde, ayrıca bu nedenle ilgili suç hükmüne göre ceza sorumluluğu cihetine gidilir." açıklamalarına yer verilmiştir.
Bu suç açısından ceza normunun yasakladığı fiil, taahhüt altına girilen edimin ifasına fesat karıştırmadır.
Edim; Türk Dil Kurumu Sözlüğü’nde "Yapılmış, gerçekleşmiş iş, amel, fiil; Alacaklının isteyebileceği ve borçlunun yapmak zorunda olduğu davranış, ivaz." şeklinde tanımlanmıştır. Edim kavramı borçluya düşen yükümlülüğün muhtevasını olduğu kadar, bu yükümlülüğün yerine getirilmesi için gereken fiilleri de ifade eder.
Arapça bir kelime olan ifa; Sözlük’te "Bir işi yapma, yerine getirme" anlamına gelmekte olup hukuk terimi olarak, "Borç ilişkisinin konusu olan edimin borçlu tarafından yerine getirilmesi" demektir.
Fesat ise Sözlük’te; "Bozukluk" anlamına gelmektedir.
Kanunda hangi hallerin edimin ifasına fesat karıştırma olduğu tadadi olarak belirtilmiştir. Bu hareketler icrai olarak yapılabileceği gibi ihmali olarak da yapılabilir. İhale kararında veya sözleşmede evsafı belirtilen maldan başka bir malın teslim veya kabul edilip edilmediği, ihale kararına veya yapılan ihale sözleşmesine göre değerlendirilecektir (M. Emin Artuk-Ahmet Gökcen-M. Emin Alşahin-Kerim Çakır, Ceza Hukuku Özel Hükümler, Adalet Yayınevi, 16. Baskı, Ankara 2017, s. 646). Sözleşmede veya ihale kararında belirtilmiş olan malın yerine, aynı özellikteki veya daha kaliteli bir başka malın teslim veya kabul edilmesi halinde inceleme konusu suç oluşmaz (Artuk-Gökcen, s. 647). Çünkü maddenin düzenlemesine göre suçun oluşması hileli hareketlerle söz konusu fiillerin işlenmesine bağlıdır. Bu durumda ise bir hileden bahsedilemez. Konu ile ilgili olarak madde gerekçesinde de; "…edimin ifasına fesat karıştırma niteliğindeki hareketler sayılmıştır. Sayılan bütün bu hareketlerin ortak özelliği hileli davranışlar olmasıdır." ifadelerine yer verilerek bu husus vurgulanmıştır.
İhaleye fesat karıştırmada olduğu gibi edimin ifasına fesat karıştırma suçu da, kamu kurum veya kuruluşları, kamu kurumu nitelindeki meslek kuruluşları, bunların iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan demekler ya da kooperatiflere karşı işlenebilir.
İnceleme konusu suçun faili kanuni düzenlemedeki farklı seçimlik hareketlere göre kamu görevlisi olabileceği gibi, sivil kişiler de olabilir. Kanuni düzenlemeye göre failin kamu görevlisi olmasının zorunlu olduğu hâllerde, özgü suç söz konusu olur ve bu hâl iştirak bakımından özellik arz eder.
Madde metni dikkate alındığında, fesat karıştırma hâlleri sayılırken "malın teslim veya kabul edilmesi"nden söz edilmektedir. Burada malın kabulü bakımından özellik arz eden husus, failin kabule yetkili olmasıdır. Teslim edilen mal, hizmet veya yapılan işin muayene ve kabul işlemleri, idarelerce kurulacak en az üç kişilik muayene ve kabul komisyonları tarafından gerçekleştirilir. Mal veya yapılan iş yüklenici tarafından idareye teslim edilmedikçe, muayene ve kabul işlemleri yapılamaz.
Edimin ifasına fesat karıştırma suçunun mağduru toplumu oluşturan herkestir. Ancak lehine edim ifa edilen kurum, suçtan zarar görendir. Suçun konusu somut olayda ihale ile belirlenen edimdir (Artuk-Gökcen, s. 651; Mahmut Koca-İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Adalet Yayınevi, 4. Baskı, Ankara 2017, s. 793).
Edimin ifasına fesat karıştırma suçu kasten işlenebilir (Koca-Üzülmez, s. 798). Fiilin taksirli şekli cezalandırılmamıştır. Bu yüzden failin bilgisizliği, tedbirsizliği veya dikkatsizliği sonucu meydana gelen aksaklıklar bu suça vücut vermez (Artuk-Gökcen, s. 651).
TCK’nın İkinci Kitabının "Millete ve Devlete Karşı Suçlar ve Son Hükümler" başlığını taşıyan Dördüncü Kısmının, "Kamu İdaresinin Güvenilirliğine ve İşleyişine Karşı Suçlar" başlıklı Birinci Bölümünde yer alan "Rüşvet" başlıklı 252. maddesi ise suç tarihinde;
"(1) Rüşvet alan kamu görevlisi, dört yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Rüşvet veren kişi de kamu görevlisi gibi cezalandırılır. Rüşvet konusunda anlaşmaya varılması hâlinde, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.
(2) Rüşvet alan veya bu konuda anlaşmaya varan kişinin, yargı görevi yapan, hakem, bilirkişi, noter veya yeminli mali müşavir olması hâlinde, birinci fıkraya göre verilecek ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.
(3) Rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır…" şeklinde düzenlenmişken, 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun"la madde tamamen değiştirilmiş ve on fıkradan oluşan maddenin uyuşmazlık konusunu ilgilendiren ilk üç fıkrasında;
"Görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, bir kamu görevlisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlayan kişi, dört yıldan on iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, kendisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlayan kamu görevlisi de birinci fıkrada belirtilen ceza ile cezalandırılır.
Rüşvet konusunda anlaşmaya varılması halinde, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur..." hükümlerine yer verilmiştir.
Rüşvet suçu, bir tarafta rüşvet veren ile diğer tarafta ise rüşvet alan kamu görevlisinin yer aldığı bir karşılaşma suçu, dolayısıyla da çok failli bir suçtur. TCK’nın 252. maddesinde; "… bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır." şeklinde tanımlanmak suretiyle yalnızca "nitelikli rüşvet suçu" ceza yaptırımına bağlanmış iken, 05.07.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun’un 87. maddesi ile TCK"nın 252. maddesinde yapılan değişiklikle öncekinden farklı olarak "basit rüşveti" de kapsayacak şekilde düzenlenmiştir.
Yapılan değişiklikle TCK"nın 252. maddesinin birinci fıkrasında; "Görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, bir kamu görevlisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlayan kişi dört yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." şeklinde "rüşvet veren" bakımından,
İkinci fıkrasında ise; "Görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, kendisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlayan kamu görevlisi de birinci fıkrada belirtilen ceza ile cezalandırılır." biçiminde ifade edilmek suretiyle de "rüşvet alan kamu görevlisi" açısından "rüşvet suçu" tanımlanmıştır. Bu suretle de sağlanan menfaatin "kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı" bir işin yapılması amacına yönelik olması şartı kaldırılarak, görevinin gereklerine uygun davranması için kişilerden kendisine veya bir başkasına çıkar sağlamak fiili TCK"nun 257/3. maddesindeki görevi kötüye kullanmak suçu kapsamından çıkartılarak rüşvet suçuna dönüştürülmüştür.
Rüşvet suçu, öğretide de açıkça vurgulandığı üzere iki taraflı bir suçtur. Bir karşılaşma suçu olduğu için, zorunlu olarak suçun işlenişine katılanlar, aynı amacın gerçekleşmesini hedeflemekte, fakat farklı yönlerden hareket etmektedirler. Bu suç ile yasaklanan eylemler, rüşvet alan kamu görevlisi bakımından rüşvet alma, rüşveti veren fail bakımından ise, rüşvet vermedir. Bu nedenle de yararı sağlayan veya bu yolda anlaşmaya varan (vaadde bulunan) kişi ile kamu görevlisi arasında, serbest iradeye dayalı bir "rüşvet anlaşması" bulunmaktadır (Mehmet Emin Artuk –Ahmet Gökcen –A. Caner Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, 7. Bası, s. 699 vd.; Durmuş Tezcan – Mustafa Ruhan Erdem –Murat Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, 6. Bası. s. 810 vd.; İzzet Özgenç, İrtikap ve Rüşvet Suçları, 1. Bası, s. 78 vd.).
Gerek Ceza Genel Kurulunun ve Özel Dairenin yerleşmiş kararlarında gerekse öğretide ağırlıklı bir görüş olarak kabul gördüğü üzere, kamu görevlisinin, görev alanına giren bir işin yapılması veya yapılmaması karşılığında, fertler arasında, haksız yararın sağlanması hususunda rızalarının tam olarak uyuşması ile rüşvet anlaşması gerçekleşmiş olur. Teklif veya önerinin fert veya kamu görevlisinden gelmesinin önemi bulunmamakla birlikte, rüşvet veren ve alanın aynı amacın gerçekleştirilmesine yönelik olarak, kamu görevlisi tarafından ferde veya fert tarafından kamu görevlisine doğrudan veya örtülü bir istek veya önerinin yapılması ve bunun da karşı tarafça kabul edilmesi gerekir. Böyle bir anlaşmanın varlığının kabulü için, anlaşmaya ilişkin rızalar özgür irade ürünü olmalı, başka deyişle, cebir, tehdit, hile ve sair nedenlerle fesada uğratılmamış bulunmalıdır.
Öte yandan, amacı somut olayda maddi gerçeğe ulaşarak adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek olan ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de, insan haklarına dayalı, demokratik rejimle yönetilen ülkelerin hukuk sistemlerinde bulunması gereken, öğreti ve uygulamada; "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" şeklinde, Latincede ise "in dubio pro reo" olarak ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi hâlinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Ceza mahkûmiyeti, toplanan delillerin bir kısmına dayanılıp, diğer kısmı göz ardı edilerek ulaşılan kanaate veya herhangi bir ihtimale değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalı, bu ispat, hiçbir şüphe ya da başka türlü oluşa imkân vermemelidir. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm vermek anlamına gelecektir.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konuları değerlendirildiğinde;
1- Avrupa Birliği Genel Sekreterliğine kalorifer yakıtı alımına ilişkin olarak sanıklar... ve ...’e atılı edimin ifasına fesat karıştırma ve rüşvet suçlarının sabit olup olmadığı;
Avrupa Birliği Genel Sekreterliği İdari Mali İşler Şube Müdürlüğünde bilgisayar memuru olup aynı Kurumun muayene kabul heyeti üyesi olarak görev yapan sanık...’ın 16.02.2006 tarihinde Aybek Petrol Şirketi ortaklarından sanık ...’i telefonla arayarak Kuruma doğrudan temin usulü ile alınan kalorifer yakıtına 4.000 TL’lik karışım yapmasını istediği, buna karşılık sanık ...’un altı tonluk yakıta yapılabilecek karışımın en fazla 2.700 - 2.800 TL’lik olması gerektiğini, daha fazla karışımın yakıtın yanmasına engel olabileceğini söylediği, görüşme sonucunda sanıkların yakıta 2.700 - 2.800 TL’lik karışım yapılması konusunda anlaşmaya vardıkları, bu konuşmanın ardından 28.02.2006 tarihinde Aybek Petrol Şirketi tarafından anılan Kuruma 16.010 kg kalorifer yakıtının teslim edildiği, yakıtın teslimine ilişkin muayene kabul tutanağında sanık ...’in imzasının bulunduğu, emniyet görevlileri tarafından idareye teslim edilen yakıt tankından alınan numunenin TSE Laboratuvar Dairesi Başkanlığı tarafından tetkiki sonucunda düzenlenen raporda, yakıtın kinematik vizkozite ve kükürt muhtevası yönlerinden TS 2177 sayılı Türk standardına uygun olmadığının belirtildiği ve mevcut kayıtlara göre sanık ...’in sanık ...’tan maddi menfaat temin ettiği sabit olmamakla birlikte sanıkların açıklanan şekilde akaryakıta karışım yapılması hususunda ve meblağa ilişkin açık anlaşmaya varmış olmaları da dikkate alınarak Yerel Mahkemece söz konusu eylemler nedeniyle sanıkların edimin ifasına fesat karıştırma ve rüşvet suçlarından mahkûmiyetlerine karar verildiği ve bu hükümlerin Özel Dairece onandığı anlaşılmış olup Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca; numunelerin TS 900/1 EN ISO 3170/Aralık 2005 standardına uygun şekilde alınmaması, sanık ..."un suç tarihinde Aybek firmasının %1 ortağı olup, şirketin temsilcisi sıfatını taşımaması ve sanıklar arasındaki telefon görüşmesinin başlı başına suç teşkil etmemesi nedenleriyle sanıkların mahkûmiyetlerine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği ve beraatlerine karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle itiraz yolunu başvurulmuş ise de;
Suç tarihinde Aybek Turizm Akaryakıt Ltd. Şti’nin ortağı olmakla birlikte şirketi temsile yetkisinin bulunmadığı bildirilen sanık ...’un, Avrupa Birliği Genel Sekreterliğine kalorifer yakıtı teslimi işlemlerine bizzat katıldığının sanığın ikrarı, sanık ... ve tanık...’un anlatımları ile iletişimin tespiti tutanaklarından açıkça anlaşılması, sanık ...’un, sanık ... ile yaptığı telefon görüşmesinde yakıta 4 ton karışım yapacaklarını belirtmesi, Türk Standartları Enstitüsü Laboratuvarlar Dairesi Başkanlığı Merkez Kimya ve Malzeme Laboratuvarı Müdürlüğünce tanzim edilen 07.04.2006 tarihli ve 1035 sayılı muayene ve deney raporunda yakıtın TS 2177 sayılı Türk standardına uygun olmadığına ilişkin kanaat bildirilmesi ve bu delillerin sanıkların edimin ifasına fesat karıştırdıklarını açıkça ortaya koyması karşısında somut olayda numunelerin usulüne uygun alınmamış olmasının sonuca etkili görülmemesi, iletişimin tespiti kayıtlarına göre sanık ...’in 16-17 ton yakıt alabileceklerini ifade etmesi nedeniyle sanıkların, anılan görüşmenin yakıt tankındaki "mınk" adı verilen maddenin akışkan hâle gelmesi için Aybek firmasınca Kuruma bağışlanacak mazotla ilgili olduğu yönündeki savunmalarının inandırıcı olmaması, sonradan Kuruma söz konusu miktarda mazotun alınmadığına ilişkin beyan ve savunmalar da gözetildiğinde, tanık...’un sanıklar ... ve ... arasındaki görüşmeden haberdar olduğuna ve konuşmaların mazot alımına ilişkin yapıldığına ilişkin anlatımlarının sanıkları korumaya yönelik olduğunun anlaşılması ve sanık ...’un kollukta müdafi eşliğindeki 08.03.2006 tarihli savunmasında, sanık ...’in telefon görüşmesi sırasında kendisine yaptığı teklifi bir süre düşündükten sonra yanlış olacağı kanaatiyle kabul etmediğini belirtmesinin, sanıkların rüşvet anlaşması yaptığını gösteren iletişimin tespiti tutanaklarını desteklemesi hususları birlikte değerlendirildiğinde; her iki sanığın da Avrupa Birliği Genel Sekreterliğine kalorifer yakıtı alımı sırasında edimin ifasına fesat karıştırma ve rüşvet suçlarını işlediklerinin sabit olduğu kabul edilmelidir.
Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının, sanıklar ... ve..."a atılı rüşvet ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliğine yönelik edimin ifasına fesat karıştırma suçları bakımından reddine karar verilmelidir.
Rüşvet suçu bakımından yapılan oylamada çoğunluk görüşüne katılmayan iki Ceza Genel Kurulu Üyesi; "Rüşvet iddiasını doğrulayan delil bulunmadığı ve bu suç yönünden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabul edilmesi gerektiği" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
2- TEİAŞ 8. İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğüne kalorifer yakıtı alımına ilişkin olarak sanıklar ... ve...’a atılı edimin ifasına fesat karıştırma suçunun sabit olup olmadığı;
Sanık ...’in yetkilisi olduğu Aypek Petrol Pazarlama Ltd. Şti’nin TEİAŞ 8. İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğüne 200 tonluk kalorifer yakıtı alımına ilişkin ihaleyi aldığı, Aypek Petrol Pazarlama Şirketi ile TEİAŞ arasında 17.11.2004 tarihinde sözleşme imzalandığı, sözleşme bir yıllık olmasına rağmen 10. maddede sözleşme miktarı 200 ton olarak belirlendiği ve bir yıl içinde bu miktar tamamlanmadığı için 200 ton tamamlanıncaya kadar sözleşme süresinin uzadığı, sözleşme doğrultusunda 20.02.2006 tarihinde Aypek Petrol firmasının Kuruma 20.240 kg fuel-oil getirdiği, Türk Standartları Enstitüsü Laboratuvarlar Dairesi Başkanlığı Merkez Kimya ve Malzeme Laboratuvarı Müdürlüğünce tanzim edilen 01.03.2006 tarihli ve 575 sayılı muayene ve deney raporuna göre Kurumdan alınan kalorifer yakıtı numunelerinin kinematik vizkozite ve kükürt muhtevası yönlerinden TS 2177 sayılı Türk Standardına göre uygun olmadığının belirlendiği, ayrıca Kurum personeli ... tarafından yapılan ölçümler sonucu resmî kayıtlarla Kuruma teslim edildiği belirtilen tutardan 5.175 kg eksik mal tesliminin yapıldığının tespit edildiği, yakıt niteliğinin ve miktarının Kurum aleyhine belirtilen şekilde değiştirilmesi işleminin ise olay tarihinde Kantarcıoğlu Petrol Şirketinin Ankara İskitler bölgesinde bulunan kantar iş yeri sorumlusu ve çalışanı olan sanık... tarafından gerçekleştirildiği, bu şekilde TEİAŞ 8. İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğüne kalorifer yakıtı alımına ilişkin olarak edimin ifasına fesat karıştırma suçunu işledikleri kabul edilerek Yerel Mahkemece sanıkların mahkûmiyetlerine karar verildiği ve bu hükümlerin Özel Dairece onandığı anlaşılmış ise de;
TEİAŞ 8. İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğüne teslim edilen akaryakıta ilişkin 20.02.2006 tarihli ve 009174 sayılı numune alma tutanağında belirtildiği üzere yakıt numunelerinin taraflar arasında imzalanan 17.11.2004 tarihli sözleşmeye, teknik şartnameye ve numune alımına ilişkin kuralları gösteren Türk Standartları Enstitüsü TS 900-1 EN ISO 3170/Aralık 2005 standardının kurallar başlıklı 4/2. maddesine aykırı şekilde yalnızca Kurumun yakıt tankından alınması ve emniyet görevlilerince Kurumun ısı merkezinde yapılan incelemeler sonucu düzenlenen tutanakta, yakıt tanklarında Aypek Petrol Pazarlama Şirketince yapılan teslimden önce de yakıt bulunduğuna yer verilmesi nedenleriyle sağlıklı bir analizden söz edilmesinin mümkün olmaması, dosyada mevcut 20.02.2006 tarihli ve 111834 irsaliye sayılı faturada firma tarafından Kuruma toplam 21.516,18 TL karşılığında 20.240 kg’lik fuel-oil 4 (kal-yak) teslimi yapıldığının belirtilmesi ve bu hususun firmanın 2 No.lu ısı merkezine 5250 kg, 1 No.lu ısı merkezine ise 15.000 kg akaryakıt teslimatı yaptığının kamyon üzerinde bulunan numaratörden tespit edildiğine ilişkin 20.02.2006 tarihli tespit tutanağı ile de doğrulanması, TEİAŞ 8. İletim Tesis ve İşletim Grup Müdürlüğünde sıhhi tesisat ve kalorifer işçileri olarak çalışan tanıklar...ve...’nin ifadelerinde; yakıtın tesliminden sonraki dört gün süresince kalorifer yakıtının kullanıldığını, tahminen günde 1.100 – 1.200 kg kalorifer yakıtı tüketildiğini, bu nedenle sonradan yapılan tartımın eksik çıkmasının normal olduğunu söylemeleri, TEİAŞ 8. İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğünün 13.03.2006 tarihli ve 1451 sayılı yazısında Aypek Petrol Pazarlama Şirketince teslim edilen yakıt ile herhangi bir sorun yaşanmadığına yer verilmesi ve yalnızca kollukta müdafi eşliğindeki 07.03.2006 tarihli savunmasında kantarda yakıt karışımı ve eksik tartı gibi işlemler yaptığını ifade eden sanık...’ın anılan usulsüzlükleri hangi kuruma yapılan teslimatlar bakımından gerçekleştirdiğinin anlaşılamaması karşısında; sanıklara atılı edimin ifasına fesat karıştırma suçunun sabit olmadığının kabulü gerekmektedir.
Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının, sanıklar ... ve..."a atılı TEİAŞ 8. İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğüne yönelik edimin ifasına fesat karıştırma suçları bakımından kabulüne karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan beş Ceza Genel Kurulu Üyesi; "İtirazın reddine karar verilmesi gerektiği" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
1) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının;
a) Sanıklar ... ve..."a atılı rüşvet ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliğine yönelik edimin ifasına fesat karıştırma suçlarının sabit olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık konusu bakımından REDDİNE,
b) Sanıklar ... ve..."a atılı TEİAŞ 8. İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğüne yönelik edimin ifasına fesat karıştırma suçlarının sabit olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık konusu bakımından KABULÜNE,
2- Yargıtay 5. Ceza Dairesinin sanıklar ... ve..."a atılı TEİAŞ 8. İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğüne yönelik edimin ifasına fesat karıştırma suçlarına yönelik 06.11.2014 tarihli ve 1246-10558 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA,
3- Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.12.2012 tarihli ve 396-443 sayılı hükümlerinin, sanıklar ... ve..."a atılı TEİAŞ 8. İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğüne yönelik edimin ifasına fesat karıştırma suçunun sabit olmadığı gözetilmeyerek beraatleri yerine mahkûmiyetlerine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 16.06.2020 tarihinde yapılan müzakerede; sanıklar ... ve..."a atılı Avrupa Birliği Genel Sekreterliğine yönelik edimin ifasına fesat karıştırma suçunun sabit olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık konusu bakımından oy birliğiyle, diğer uyuşmazlıklar bakımından oy çokluğuyla karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.