13. Hukuk Dairesi 2012/23500 E. , 2013/2563 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı kardeşi ile ortağı oldukları ... Oto Ltd. Şt.ni tasfiye ederek 12.09.1998 tarihli protokol düzenlediklerini, protokol gereğince şirketi tüm alacak ve borçlarıyla davalıya devrettiğini, buna karşılık davalının kendisine 6.000,00 TL ödeme yapması gerekirken 300,00 TL dışında herhangi bir ödeme yapmadığı gibi, ödeme yapmaması durumunda tarafına vermesi gereken daireyi de vermediğini ileri sürerek, ödenmeyen 5.700,00 TL nın Ekim 1998"den itibaren işlemiş faizi ile birlikte toplamının 25.100,00 TL olduğunu, 25.100,00 TL nın 14.07.2005"ten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, dairemizin 04.11.2008 tarih ve 2008/5659 Esas, 2008/12988 Karar sayılı bozma ilamı doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, 19.400,00 TL nın ihtarnamenin tebliği tarihi olan 19.07.2005"ten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Davacının temyizi yönünden; mahkemece, davacı tarafından davalıya çekilen ihtarnamede alacak miktarının faiziyle birlikte 19.400,00 TL olarak belirtildiği, ancak alacağın 25.100,00 TL ne şekilde yükseldiği yönünde herhangi bir delil ibraz edilmediği, asıl alacakla ilgili iradenin 19.400,00 TL olarak belirlendiği gerekçesiyle 19.400,00 TL üzerinden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır. Oysa ki davacı dava açarken asıl alacağın 5.700,00 TL olduğunu, faiziyle birlikte asıl alacağın ulaştığı miktarın 25.100,00 TL olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalıya keşide ettiği ihtarnamede de aynı hususları belirterek talepte bulunmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda sadece 01.10.1998-14.07.2005 tarihleri arasındaki kademeli yasal faiz oranı 19.835,97 TL olarak belirlendiği halde asıl alacak miktarı göz ardı edilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece, davacının asıl alacak ile birlikte faiz talebinin 25.100,00 TL olduğu da dikkate alınarak, asıl alacak ile birlikte 01.10.1998-14.07.2005 tarihleri arasında işlemiş faiz oranına hükmedilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bomzayı gerektirir.
2-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bent dışında kalan tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
3-Mahkemece, bilirkişi raporunda hesaplanan faiz oranı asıl alacak olarak değerlendirilmiş ve hesaplanan bu miktarın ihtarnamenin tebliği tarihi olan 19.07.2005"ten itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Bu durumda faize faiz yürütülmesine karar verilmiş olunmaktadır ki, bu husus BK"nun 104/son maddesinde düzenlenen "faize faiz yürütülemez" hükmüne aykırıdır. Hal böyle olunca mahkemece, belirlenecek olan asıl alacak ve işlemiş faizden sadece asıl alacak miktarı üzerinden faiz yürütülmesi gerekirken yazılı şekilde faize faiz yürütecek şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 1 nolu bent gereğince temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 3 nolu bent gereğince temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davalıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.