Esas No: 2021/15379
Karar No: 2022/7547
Karar Tarihi: 20.04.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/15379 Esas 2022/7547 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/15379 E. , 2022/7547 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat davasının Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılaması sonucunda; davacının davasının kabulüne dair verilen kararın davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince, davalı vekilinin itirazının kısmen kabulü ile davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/03/2021 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
K A R A R
Davacılar vekili 23/07/2020 tarihli Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda; 19/08/2014 tarihinde davacıların desteği (...'in eşi, ... ve .....'in babaları) .....’in sürücüsü olduğu davalıya sigortalı araç ile karıştığı çift taraflı kaza sonucu hayatını kaybettiğini belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 5.100,00’er TL destek tazminatının temerrüt tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; dava değerini eş Selfinaz için 78.954,29 TL ve çocuk ... için 7.746,55 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; başvurunun reddini talep etmiştir.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, davacının davasının kabulü ile eş ..... için 78.954,29 TL, çocuk .... için 7.746,55 TL ve çocuk ..... için 1.497,82 TL tazminatın 21/11/2019 temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine davalı vekilinin itirazının kısmen kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Heyetinin hesaplama hatasının düzeltilerek davacı başvuru sahiplerinin davalarının kabul edilmesine, başvuru sahiplerinin talebinin kısmen kabulü ile, başvuru sahibi (Eş) ... için 19.738,57 TL, (Çocuk) ..... için 1.936,63 TL, (Çocuk) ....... için 374,45 TL olmak üzere toplam 20.049,65 TL olarak hesaplanan destek tazminatının 21/11/2019 temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz tahakkuku ile aleyhine başvuru yapılan davalı ... şirketinden alınarak başvuru sahiplerine ödenmesine karar verilmiş; İtiraz Hakem Heyeti kararı, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı (Çocuk) ...... için ve (Çocuk) .....’in temyiz itirazlarının incelenmesinde;5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 30/12. maddesi gereği Sigorta Tahkim Komisyonlarının 40.000,00 TL'yi geçmeyen kararları kesindir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1/6/1990 tarihli ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Davacılar ihtiyari dava arkadaşı durumunda olduğundan dolayı 40.000,00 TL'lik kesinlik sınırı her bir davacı yönünden ayrı ayrı gözetilmelidir. Bu sebeple adı geçen davacılar yönünden reddedilen kısım miktarı itibariyle kesin nitelikte olduğundan temyiz isteminin miktar yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı (Eş) ...’in temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.
Karayolları Trafik Kanunu’nda zorunlu trafik sigortasına ilişkin olarak, sorumluluğun kapsamı yanında, bu kapsam dışında kalan haller de açıkça düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar” başlıklı 92. maddesinde:
“Aşağıdaki hususlar, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamı dışındadırlar.
a)İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b)İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c)İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d)Bu Kanun’un 105. maddesinin üçüncü fıkrasına göre Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e)Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f)Manevi tazminata ilişkin talepler” hükmü ile zorunlu trafik sigortacısının hangi zararlardan sorumlu olmadığı düzenleme altına alınmış, burada örnekseme yoluna gidilmeyip tek tek ve tahdidi olarak sorumlu olunmayan haller sıralanmıştır.
Bu noktada üzerinde durulması gereken hususlardan birisi, 2918 sayılı KTK’nın 92/b maddesinde yer alan "İşletenin; eşinin, usul ve fürunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri taleplerin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamı dışında olduğuna” ilişkin hükümdür.
Bu hükümle kanun koyucu; tehlike sorumlusu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sorumluluğu kapsamından, sadece tehlike sorumlusu olan işletenin eşinin, usul ve fürunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararları çıkarmıştır.
Şu haliyle, anılan kişilerin mallarına gelen zararlar dışında kalan ölüm ve yaralanmaya ilişkin cismani zararlar ise sigortacının sorumluluğu kapsamında bırakılmış; böylece tehlike sorumlusunun yakınlarının dahi belirtilen anlamda sigorta kapsamında olduğu benimsenmiştir.
Durum bu olunca, işletenin; eşinin, usul ve fürunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve birlikte yaşadığı kardeşlerinin ölümü veya yaralanmaları halinde bundan kaynaklanan zararlarının zorunlu sigorta kapsamında olduğu kabul edilmelidir.Araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri ise 92. madde kapsamında yer almamakla sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir.
Davacı taraf, davaya konu kazada ölen yakının desteğinden yoksun kaldığını iddia ederek tazminat isteminde bulunmaktadır. Davacının talebi ve iddia ettiği zarar, ölenin mirasçısı sıfatına değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatlarına dayanmaktadır. Dolayısıyla, davacının ölenin mirasçısı sıfatına dayanmayan, doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki desteğin kusuru davacıya yansıtılamayacak, sürücü desteğin tam kusurlu olması, onun desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyecektir.(HGK'nın 15/06/2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK'nın 22/02/2012 gün 2011/17-787 Esas- 2012/92 Karar, HGK'nın 16/01/2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca)
Şu hale göre; işleten (veya sürücü) murisin, ister kendi kusuru ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olmakla, davacının hakkına, desteğinin kusurunun olması etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi olanaklıdır.
Somut olayda da; davacı desteğin kusuru sonucu meydana gelen trafik kazası sonucu vefat etmiş; davacıların destekten yoksun kalan sıfatıyla, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortacısını hasım göstererek, destekten yoksun kalmaya dayalı tazminat isteminde bulunmuştur. Davacının üçüncü kişi konumunda olduğu, işleten (veya sürücü) yakınlarının uğradıkları destek zararlarının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığına ilişkin Kanunda ve buna bağlı olarak poliçede açık bir düzenleme bulunmadığı da yukarıda yapılan açıklamalardan anlaşılmaktadır.
Davacının uğradığı zarara bağlı olarak talep ettiği hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. Davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla tam kusurlu araç sürücüsünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, işletenin ve sürücünün desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve kaza tarihinde yürürlükte olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı ..., işletenin ve dolayısıyla sürücünün üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve destekten yoksun kalan davacı da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğuna göre, davalı ... zararın tamamından sorumlu olacağından, davacı davalı ... şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecektir. (YHGK., 15/06/2011 gün ve 2011/17-142 Esas - 411 Karar; YHGK., 22/02/2012 gün 2011/17-787 Esas, 2012/92 Karar; YHGK., 16/01/2013 gün, 2012/17-1491 Esas, 2013/74 Karar vs.).Somut olayda; Uyuşmazlık Hakem Heyetince, desteğin kazanın oluşumundaki kusurundan davacıların etkilenmeyecekleri kabulü ile desteğin kazanın oluşumundaki %75 asli kusuruna göre hesaplanan ve davacılar tarafından ıslah edilen tutar eş Selfinaz için 78.954,29 TL, çocuk ..... için 7.746,55 TL ve çocuk .... için 1.497,82 TL üzerinden hüküm kurulmuş, destekleri .....’in gerek kazanın meydana gelmesindeki, gerekse de kask takmamasına bağlı olarak gelişen kafa travmasına bağlı ölümündeki zararın artmasına sebebiyet veren müterafik kusuru dikkate alınmaksızın tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.
İtiraz Hakem Heyetince; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına yönelik davalı vekilinin itiraz başvurusunun kısmen kabulü ile davacılar lehine hesaplanan tazminatlar üzerinden %75 müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle tazminata hükmedilmişse de, davaya konu kaza 19/08/2014 tarihinde meydana gelmiş olup, davalı ... tarafından düzenlenen poliçe tarihi 01/06/2015 öncesi olup, bu tarihte yürürlükte olan ve yukarıda açıklanan Yasa ve Genel Şartlar hükümleri ve konuya ilişkin Yargıtay'ın yerleşiklik kazanan içtihatlarına göre; davacının talebinin trafik sigortası teminatı kapsamında kaldığı gözetilerek, desteğin kazanın oluşumundaki kusurunun davacıları etkilemeyeceğinden ve zararın artmasındaki müterafik kusuru sebebiyle indirim yapılmayacağından, İtiraz Hakem Heyetince yazılı gerekçe ile itirazın kısmen kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte açıklanan nedenlerle davacılardan ... ve...’in temyiz dilekçesinin hükmün kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 20/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.