3. Ceza Dairesi Esas No: 2013/19433 Karar No: 2014/7533 Karar Tarihi: 25.02.2014
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2013/19433 Esas 2014/7533 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ankara 2. Sulh Ceza Mahkemesi, bir kişi hakkında yaralama suçu kapsamında takdiren ve teşdiden 4 ay hapis cezası vermiştir. Ancak, Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararının açıklanmasının geri bırakıldığı bir hükme ait olduğunu belirtmiş ve bu nedenle tekerrüre esas alınamayacağına karar vermiştir. Bu nedenle, hüküm 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı BOZULMUŞTUR. Kararda bahsedilen kanun maddeleri şunlardır: TCK'nin 61. maddesi, TCK'nin 86/2. maddesi, TCK'nin 58/6. maddesi, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi, 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi.
3. Ceza Dairesi 2013/19433 E. , 2014/7533 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 3 - 2012/50961 MAHKEMESİ : Ankara 2. Sulh Ceza Mahkemesi TARİHİ : 28/10/2011 NUMARASI : 2011/1191 (E) ve 2011/1591 (K)
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Yerinde görülmeyen diğer itirazların reddine, ancak; Tekerrüre esas alınan ilamın açıklanması geri bırakılan bir hükme ait ilam olduğu, bu nedenle tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı BOZULMASINA, 25.02.2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi KARŞI OY YAZISI Yerel mahkeme yaralama suçundan sanık hakkında TCK"nin 61. maddesinde belirtilen suçun işlendiği yer, suçun işlyeniş biçimi, kastın yoğunluğu ve meydana gelen zararın ağırlığını göz önüne alarak TCK"nin 86/2. maddesi gereği takdiren ve teşdiden 4 ay hapis cezasını temel ceza olarak belirlemiştir, 3. Ceza Dairesinin çoğunluk görüşü ise sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasyına dair kararın tekerrüre esas alınarak sanık hakkında TCK"nin 58/6. maddesinin uygulanması ile bu sabıka kaydının hapis cezasının tercih edilmesinde etkili olduğu düşüncesiyle yerel mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. 3.Ceza Dairesinin çoğunluk görüşüne aşağıdaki nedenlerden dolayı katılmıyoruz; 1)Yerel mahkeme sanık hakkında hüküm kurarken seçimlik cezalardan hapis cezasını sanığın sabıka kaydının bulunması nedeniyle seçmemiş TCK."nin 61/1. Maddesindeki nedenlere dayanarak seçmiştir. Kaldı ki hakim sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas olmayan sabıka kayıtlarının bulunmasını, sanığın suç işlemeye yatkın kişiliği kapsamında değerlendirerek tercihli cezalardan hapis cezasını seçme yönünde kullanmasına yasal bîr engel bulunmamaktadır. Yerel mahkemenin sanık hakkında hapis cezasını tercih etmesi Kanuna uygundur. 2) Dairemizin çoğunluk görüşü esas alındığı takdirde yerel mahkemenin TCK"nin 86/2. maddesindeki seçimlik ceza uygulamasında sabıka kaydı bulunmayan sanıklar hakkında TCK"nin 61/1. maddesi kriterlerini esas alarak hapis cezasını seçelebileceğini, ancak tekerrüre esas olmayan sabıka kaydı bulunan sanıklar için ise hapis cezasını seçemeyeceği şeklinde yasal olmayan bir uygulamaya yol açacaktır. Yerel mahkemeler sabıkası bulunmayan sanıklar hakkında hapis cezasını hangi gerekçelerle tercih etmişse, sabıkalı sanıklar hakkında da aynı nedenlerle hapis cezasını tercih edebilme hak ve yetkisine sahiptir. 3) Temyiz incelemesine konu dosyada yerel mahkeme sanık hakkında tekerrür hükmünü hatalı uygulamıştır. Zira hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına dair kararı tekerrüre esas alınarak sanık hakkında TCK"nin 58/6. maddesinin uygulanması Kanuna aykırıdır. Yerel mahkemenin TCK"nin 61/1. maddesi gereği temel cezanın seçiminde zimni olarak gözetilmiş olabileceğinin kabul edilmesi halinde mahkemelerin takdir haklarını kullanırken gösterdikleri somut gerekçelerin tartışmaya açılmasına neden olacaktır. 4) Bu nedenle yerel mahkemenin Kanuna aykırı olarak uyguladığı TCK"nin 58/6 . maddesine ilişkin kısmın CGK"nin 20.03.2012 tarih ve 344-104 esas sayılı kararı da gözetilerek CMUK"un 309. maddesi gereği hükümden çıkarılarak düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerektiği karşı düşüncesi ile çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.