11. Hukuk Dairesi 2017/4011 E. , 2019/1085 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ .... HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 16/.../2016 tarih ve 2015/265 E. -2016/944 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi’nce verilen 02/06/2017 tarih ve 2017/196-2017/500 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin % 18,75 hissesine sahip davalı ..."ın toplam ....700,53 hisseye tekabül eden hissesinin % 4,5"i olan ....288 adedini 09...2013 tarihinde müvekkiline satıp devrettiğini, müvekkilinin hisse devrinin tescil ve ilanı için davalı şirket ve diğer davalı ... nezdinde yapmış olduğu girişimlerden sonuç alamadığını, davalı ... A.Ş"nin ... İli"nde Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğüne kiraladığı ... ... Otelin kira bedelinden davalı ..."ın hissesine düşen tutardan davacıya ait hisseye isabet eden kısmın her ay müvekkilinin banka hesabına yatırıldığını, davalı şirketin rızaen hisse devrine ilişkin işlemleri yapmaması nedeniyle bu davanın açıldığını ileri sürerek, davalı ... tarafından müvekkiline devredilen hisselerin tespiti ve müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Tesisleri A.Ş. vekili, zamanaşımı ve hak düşürücü süreye ilişkin itirazları yanı sıra, taraflar arasında şekil şartlarına uygun bir hisse devri yapılmadığını, bu nedenle devrin geçersiz olduğunu, pay devrinin resmi şekilde yapılmamış olması nedeniyle müvekkilini bağlamayacağını, davalı ..."ın tek başına hissesini devretmesinin mümkün olmadığını, ancak tüm hissedarlarla birlikte hareket ederek ve şirket tarafından kabul edilen durumlarda hissesini devredebileceğini, diğer hissedarların devre muvafakatinin gerektiğini, devir dolayısıyla ..."ın vergi ödeyip ödemediğinin bilinmediğini, şirket harici yapılan emrivaki şekildeki ve muvazaalı devrin şirket tarafından kabul edilmediğini, devir işleminin noter huzurunda yapılması gerektiğini, şirket kayıtlarında davalı ..."a geçtiği iddia edilen hisselerin dayanağının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkili ile davacı arasında harici hisse devir sözleşmesi yapıldığını, devir sırasında davacının müvekkili ile diğer davalı şirket arasındaki anlaşmazlıkları bilerek hisseleri satın aldığını, ticaret sicil kayıtları uyarınca davalı şirkette ....700,53 hissesinin bulunduğunu, bu dava öncesinde davacının ... .... Noterliği aracılığıyla müvekkiline ihtar
göndererek hisseleri almaktan vazgeçtiğini belirtip tazminat olarak 675,000,00 TL"nin tarafına ödenmesini istediğini, bu olay sonrasında ... ... .... İcra Müdürlüğünün 2014/10332 esas sayılı takip dosyasında müvekkili hakkında icra takibine başladığını, bu takibin müvekkilinin borcu olmadığına dair itirazı üzerine durduğunu, davacı tarafından gönderilen ihtarname ve yapılan takip uyarınca davacının hisse devrine ilişkin sözleşmeden döndüğünü, bu irade beyanı sonrasında tekrar hisselerin adına tescilini isteyemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalı şirket uhdesinde bulunan diğer davalı ..."a ait ....288 adet hissenin 09...2013 tarihinde davacıya devredildiği, davacının ihtarına rağmen bu hisselerin davalı şirket pay defterine tescil edilip ilan edilmediği, pay devrinin geçerli olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı ..."ın diğer davalı ... Tesisleri A.Ş."deki ....288 adet hissesinin davacıya devredildiğinin tespit ve tesciline karar verilmiştir.
Karara karşı, davalılar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesince, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 112,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, .../02/2019 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi üzerine bu kararın temyiz sonucu onanması halinde, maktu harç mı yoksa nisbi harcın mı tahsiline karar verileceğine ilişkindir.
492 sayılı Harçlar Yasası"nın .... maddesinde "Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olacağı",
(1) sayılı Tarifenin III karar ve ilam harcı başlıklı 1/a madddesinde "Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı",
1/e maddesinde de "yukarıdaki nisbetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay, ve Yargıtay"ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı" düzenlenmiştir.
Bölge Adliye Mahkemelerinde işin esasını hüküm altına aldığı kararlar, ilk derece mahkemesinin yerine geçerek verdiği ve icrai kabiliyeti söz konusu olan kararlardır. Bu kararlar ise, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak 6100 sayılı HMK 353/1-b-...,... maddelerine göre davanın kabulü veya reddi yönünde verilen kararlardır. İlk Derece Mahkemesi Kararının İstinaf incelemesi sonucunda doğru bulunarak verilen "istinaf başvurusunun esastan reddi" kararı davanın esası hakkında verilen ve işin esasına bölge adliye mahkemesince girilip verilmiş ve icra edilecek bir karar değildir. İlk Derece mahkemesi kararı geçerliliğini sürdürmektedir. Bu itibarla konusu belli bir değere ilişkin davada, davalının istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı 1 sayılı Tarifenin III-1-a maddesinde ifade edilen "esas hakkında" karar niteliğinde bulunmadığından Bölge Adliye mahkemesince nisbi değil, maktu karar ve ilam harcının alınması gerekmektedir.
Başvurunun esastan reddinde, aslında davanın esasına girilmemekte, ilk derece mahkemesi kararı doğru bulunduğundan dava hakkında ayrıca karar verilmemektedir. Kanun koyucunun buradaki "esastan" ifadesini, istinaf başvurusu sırasında dilekçeye, harca, süreye vb. şekli hususlara ilişkin bir eksiklik olmaması, istinaf sebeplerinin incelenerek ilk derece kararında usul veya esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamasıdır. (Pekcanıtez-Usul-Medeni Usul Hukukun Sh. 2270 vd)
Keza İstinaf başvurusunun reddine ilişkin karar temyiz incelemesi olmadığı için onama kararı niteliğinde de değildir.(Pekcanıtez-Atalay-Özekes Sh. 583, Konuralp, Uluslararası Toplantı Sh. 260, Özekes-100 soruda İstinaf ve Temyiz sh. 99)
(1) Sayılı Tarifenin III-1-e maddesi tasdik (onama) edilen kararlar için nisbi karar ve ilam harcı alınacağını düzenlemiş olduğundan Bölge Adliye Mahkemesinin kararı niteliğine göre nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi mümkün olmayıp bu nedenle de maktu harç alınmalıdır.
Aksi düşüncenin kabulü T.C. Anayasası"nın 73/... maddesindeki "Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağına" ilişkin temel hükme de aykırılık teşkil edecektir ki vergi ve harç yükümlülüğü konusunda kıyas veya yorum yoluyla yükümlülük getirilmesi mümkün değildir.
Somut uyuşmazlıkta, nisbi değere tabi bulunan davada, davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhinde davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine ve maktu karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararında harç yönünden 492 sayılı Yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Davalı, istinaf başvurusunun esastdan reddi kararını temyiz etmiş olup, red kararının temyiz incelemesi sonucunda alınması gereken onama harcı (1) sayılı Tarifenin ....a maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi Kararına, alınan harcın niteliğine göre maktu olmalıdır.
Sayın Çoğunluk görüşü ile davalıdan maktu onama harcı yerine nisbi onama harcı tahsiline karar verilmiş olup, bu yönü itibariyle çoğunluk görüşüne katılamıyorum.